BU SEÇİM, BAŞKA
SEÇİM OLACAK
Bu seçim bambaşka bir seçim olacak.
Şimdiye kadar böylesi görülmedi ve belki de görülmeyecek.
Türkiye’de kelimenin tam anlamıyla siyasi bir deprem yaşanıyor. Emin olun, kolay kolay da bitmeyecek. Büyük olasılıkla seçimden sonra da, bu deprem sürecek.
Seçimlere doğru gidilirken hemen herkes, kampanyanın Avrupa Birliği’nin üzerine yoğunlaşacağını sanmıştı.
Bütün yıl boyunca hep AB konuşulmuş, bütün görüş ayrılıkları AB konusunda çıkmış, MHP ile ANAP arasındaki kavga ve koalisyonun bozulması da AB nedeniyle olmuştu. Beklenen, seçim meydanlarında İdam cezası, Kürtçe ve diğer uyum yasaları için kıyasıya tartışma yaşanmasıydı.
Oysa hava hiçte öyle değil. Belki henüz kampanya başlamadı, siyasetçiler seçimi durdurma kavgasından kafalarını kaldırıp seçmenin önüne çıkamadılar, ancak toplumun nabzı farklı atıyor.
Anadoluyu 32.GÜN ile dolaşıyoruz. CNN TÜRK başta, diğer kanallarda kentleri tarıyorlar. Hepimiz ayrı sonucu alıyoruz: Toplum AB’yi değil, kendi halini tartışıyor.
İki konu öne çıkıyor.
Biri ve en önemlisi yoksulluk.
Bu maddenin içine, işsizlik giriyor.
Bir dokunuyorsunuz, bin Ah işitiyorsunuz. Kimsenin gözü başka birşey görmüyor. Giderek fakirleştiklerinin ve daha da önemlisi, yıllar boyunca alıştırıldıkları devletten para kazanma döneminin kapandığını görüyorlar.
Kızdıkları nokta, devlet kapısının kapanmasından çok, bunun yerine başka bir kazanç ortamının yaratılmaması. Hükümetin yönlendirici rolü oynamaması. Büyük bir savurganlık ve umursamazlıkla hareket etmesi.
Hem fakirleşiyorlar, hem de iş bulamıyorlar.
Çaresizlik diz boyu...
Toplumdaki kızgınlığı körükleyen diğer konu, yolsuzluklar.
Anadolunun neresine giderseniz gidin, aynı sözlerle karşılaşıyorsunuz: Bankaları hortumlayanların cebine giden parayı neden biz ödüyoruz? Bu insanlar neden cezalandırılmıyorlar?
Belediyelerdeki yolsuzluk hikayeleri, iktidar partilerine mensup kişilere verilen haksız ihaleler... Parası alınıp, yapılmayan yollar. Milyarlar harcanan ve tamamlanamayan projeler.
İnsanlar ateş püskürüyor.
Kimsenin gözü Avrupa Birliğini görmüyor.
Ne idam, ne Kürtçe, ne uyum yasaları.
Herkes kendi derdine düşmüş durumda...
DİĞER SABIKALI
ADAYLAR NE OLACAK?
Tayyip Erdoğan ile Necmettin Erbakan’ı İslamcılık yapacaklar diye yasaklıyoruz. Akın Birdal ile Murat Bozlak’ı da Kürtçülük ve aşırı insan hakçılığı yapacaklarlarından kuşkulandığımızdan dolayı seçime sokmayacağız.
Neden?
Zira sabıkaları varmış ve silinemezmiş...
Peki diğer adaylar arasındaki hırsızlık, dolandırıcılık, hatta cinayetten sabıkası olanlar var. onlar ne olacak?
“Onlar, ülke’nin toprak bütünlüğüne ve laik rejimine karşı bir tehdit oluşturmuyorlar”mı diyeceğiz?
Dizboyu çifte standart yaşıyoruz.
Ancak bu kadarı da biraz fazla olmuyor mu?
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|