PKK İLE SERT BİR SAVAŞ
DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, PKK terörüyle mücadele konusunda yepyeni bir yaklaşım hazırlıyor. Ancak tahminim ayrıntıları henüz paylaşılmayan bu süreç barut bulutlarıyla dolu geçecek.
Başbakan Erdoğan, son konuşmalarında "Habur Açılımı artık bitmiştir" derken işte bu yeni yaklaşımı kastediyor.
Öncelikle PKK'nın etkisiz duruma sokulması planlanıyor. Bunun için de hem TSK hem de Polis’in yeni metodlarla bu mücadeleyi sürdürmesi planlanıyor.
Washington'dan alınan yeşil ışık Ankara'nın moralini yükseltmiş durumda.
Kandil’e yönelik askeri baskının artması, Türkiye'ye geçiş yollarının daha sıkı şekilde kontrol altına alınması ve istihbaratın daha etkili paylaşılması gündemin başında gelen adımlar.
"Peki barış görüşmeleri ne olacak? Açılım bitti mi?" diye sorduğunuzda "Ne barışı? Ne Açılımı? Bizim tüm iyi niyetli açılımlarımızı bu adamlar yanıtsız bıraktılar. Artık bitti. Bizden bu yönde birşey beklememeliler." yanıtlarını alıyorsunuz.
KIBRIS, İSRAİL VE SURİYE
İLE ASKERİ SÜRTÜŞME Mİ VAR?
Dışarıdan bakıldığı ve verilen demeçlerle yetinildiği taktirde Türkiye'nin yakın bir gelecekte Kıbrıs-Suriye-İsrail üçlüsüyle bir askeri çatışmaya gidebileceği izlenimi doğuyor.
Kıbrıs petrol ve gaz araştırmaları için sondaj çalışmalarını başlattı. Türkiye de KKTC ile anlaşma imzaladı. Türk donanmasının bölgeye yollandığı açıklandı. Peki ne olacak? Güney Kıbrıs’ın çalışmaları zorla mı durdurulacak?
Hayır.
Donanma sadece Türkiye'nin yapacağı sondajı korumakla yetinecek.
Suriye'deki Esad rejiminin değişmesi için Türkiye ön planda rol oynuyor. Başta ABD olmak üzere, Batı ülkeleri Ankara'nın verilerine göre tutum alacaklar. Peki ne olacak? Sonunda Türkiye’den askeri bir müdahale mi bekleniyor?
Bekleniyor olsa dahi Ankara'nın buna hiç niyeti yok. Suriye bataklığına girilmemesi gerektiği görüşünü askerinden hükümetin en tepesine kadar herkes paylaşıyor.
İsrail ile bir demeç savaşından söz ediliyorsa, bunun devam edeceğini söyleyebiliriz. Yok askeri bir sürtüşmeden söz ediliyorsa, o konuda da Ankara' nın hiç niyeti yok.
İşte sizlere son durumun kısa bir özeti.
Bu bilgileri nereden aldığımı herhalde tahmin ediyorsunuzdur (!)
* * *
YAHUDİ LOBİSİ TÜRKİYE’Yİ
SIKIŞTIRMAYA BAŞLIYOR...
Obama yönetiminin Ankara'nın İsrail konusundaki yaklaşımına pek ses çıkarmadığını gören Yahudi lobisi kolları sıvadı. Önümüzdeki dönemde daha çok artacak bir baskı var.
Son aylarda ABD Kongresi’ne 5 ayrı tasarı verildi. Ermeni, Kıbrıs ve Türkiye'de yaşayan Hristiyanlara kötü muamele yapıldığı konularında yoğunlaşan bu tasarıların sayısı artacak.
Kongre’deki Türkiye dostları gurubunun 126 üyesinden bir bölümünün, özellikle Yahudi üyelerin, Türkiye konusundan uzaklaşacakları bildiriliyor.
Amerikan basını ve Yahudilerin kontrolü altındaki düşünce kuruluşlarının yayınladıkları raporlar açıkça Türkiye aleyhine dönmeye başladı.
Eskiden Yahudi lobisi Washington'da Türkiye'nin en önemli destekçisi idi.
Artık böyle bir destek yok.
Ne yazık ki Amerika' da yaşayan Türklerin oluşturdukları 3 dernek birbirleriyle yarışmak veya birbirleriyle uğraşmaktan başka birşey yapamayacak durumdalar. Tamamen gönüllü usülle çalıştıkları için de etkinlikleri son derece az. Bu konuda profesyonelleri çalıştıran ve hakkıyla iş gören tek dernek, “Gülen Cemaati”ne ait. Onlar da tek başlarına kaldıklarından dolayı işin içinden çıkmaları güç.
Anlayacağınız durum pek parlak değil.
* * *
OBAMA SONUNDA
İSRAİL'E TESLİM OLDU...
Başkan Obama, geçen yılki BM Genel Kurul toplantısı konuşmasında çok net şekilde "Gelecek yıl burada bir Filistin Devleti göreceğiz" demişti.
Herkes heyecanlanmıştı.
Nihayet Washington tutumunu değiştiriyor ve Filistinlilerin yıllardan beri bekledikleri bir konuda onlara destek veriyordu. Obama, bununla da kalmadı ve Netanyahu-Liberman hükümetini dolaylı şekilde eleştiren bir yaklaşım sergiledi.
Bu kadarı dahi İsrail yanlılarının ayaklanmasına yetti.
Netanyahu, birkaç ay önce ABD Kongresi önünde yaptığı konuşmada açıkça Obama'ya çattı. Yahudi lobisi ayaklandı . Başkanlık seçimlerine kısa bir süre kala, Başkan hemen her yandan ateş altına alındı.
Sonunda teslim oldu.
Çarşamba günü, BM Genel Kurulu’ndaki konuşmasında Netanyahu'ya ve Yahudi lobisine boyun eğdi. Daha bir yıl önce aynı yerde söylediklerini unutuverdi.
Filistinlilerin devlet olarak kabul edilmesinin zorluğuna dikkat çekti ve "Barışa giden kestirme yol yoktur. Müzakere etmek gerekir" dedi. Bunun açık tercümesi, Filistinlilerin yine İsrail'in eline teslim edilmeleri ve ancak İsrail' in isteklerinin kabul edilmesinden sonra ABD vetosunun kalkacağı anlamına geliyor.
Beyaz Saray öylesine korkmuş durumda ki Obama aynı konuşmasında eski eleştirilerini de unuttu ve "İsrail ile ABD arasındaki ilişkiler hiçbir şekilde sarsılmaz" dedi ve İsrail'i “En değerli müttefik” olarak niteledi.
Böylece, Filistin'in BM Güvenlik Konseyi tarafından ayrı bir devlet olarak üyeliğe kabul edilmesinin önü kapanmış oldu.
Yani Filistinliler yine ölmeye devam edecek.
İsrail Hamas ile El Fetih arasındaki anlaşmazlıktan yararlanıp borusunu öttürmeye devam edecek.