Öcalan’ın mahkemede başlayan, ardından da devam eden açıklamaları PKK’yı perişan etmiş durumda. Kafalar, tahminlerin ötesinde karışık. Bir yandan inanmak istiyorlar, öte yandan da duyduklarına inanamıyorlar.
En güç durumda kalan da Başkanlık Konseyi.
PKK’yı şu anda 7 kişilik bir Başkanlık Konseyi yönetiyor.
İlk sorun, bu Konseyi oluşturanlardan kaynaklanıyor.
Bu kişilerin pek fazla ağırlıkları yok.Zamanında, hiçbiri 2inci adam olarak ön plana çıkabilmiş ve kadroların saygısını kazanabilmiş değil. Aksine, Öcalan tarafından çeşitli toplantılarda ağır şekilde eleştirilmiş, hatta horlanmış kişiler. Öcalan’ ın pek güvenmediği isimler. Bu durumda, ağırlıklı bir otorite koyabilmeleri son derece güç. Özellikle, Öcalan yaşadıkça, Başkanlık Konseyini oluşturanlar kendilerini hiçbir şekilde rahat hissedemeyecekler.
Konseyi oluşturanların kafalarından ne geçtiğini kimse bilemiyor, ancak Türk Güvenlik yetkililerinin değerlendirmelerine bakılacak olursa, yakında iç sürtüşmeler başlayacak ve tek adam yönetimi kurulana kadar da sürecek. Öcalan Başkanlık Konseyi için her gün biraz daha ayakbağı durumuna giriyor.
Yaptığı açıklamaları kabul etmek dert, reddetmek daha büyük dert oluyor.
Hapishaneden yolladığı her mesaj çok daha zorluk yaratıyor. Konsey’in hiçbir hareket yeteneği olamadığı gibi, Öcalan ile görüşemediklerinden dolayı, genel stratejiyi anlayamıyorlar.
Her kafadan bir ses çıkıyor.
Bu durumda da, Konsey, inisiyatifi elinden kaçırmak üzere olduğunu biliyor.
Başkanlık Konseyi (ARGK – PKK’nın askeri kanadı) ve Avrupa Kadrosu (ERNK – Siyasi kol), Öcalan döneminin artık bittiğini biliyorlar.Hatta ,açıkça söyleyememelerine rağmen, Öcalan’ ın
açıklamalarından son derece rahatsızlar. Ancak, hiçbirşey yapamıyorlar. Yıllarca tanrılaştırdıkları Başkanlarını şimdi “ davaya ihanet eden adam” olarak nitelemeleri imkansız.
Ankara’ daki genel kanı, “ Öcalan’ ın öldüğü, cenazesinin musalla taşına yatırıldığı, ancak şu aşamada kimsenin cenazeyi kaldırmaya cesaret edemediği “ şeklinde.
DAĞ KADROLARI
SAVAŞIN DEVAMINI İSTİYOR
Konsey üyeleri ve dağ kadroları, ARGK (PKK’nın askeri kanadı) Öcalan’ ın direktiflerinden ayrılmadıklarını, zaten Başkan’ ın da davaya daha iyi hizmet etmek için kendini feda ettiğini söylüyorlar.
Gerillanın bu açıklamaya inanıp inanmayacağı belli değil.
Zaten ister inansın, ister inanmasın, herkes ARGK’nın da bir yol ayrımına geldiğini, dağılma sürecinin başladığının farkında. ARGK için artık yaşam çok zor. Önümüzdeki dönemlde adeta bir ölüm kalım mücadelesi yaşanacak. Zira Öcalan, 15 yıldır uğrunda savaştıkları, öldükleri “ davayı “ basit bir “kültürel ve demokratik haklar sorununa “ indiriverdi. Bu durumda da, Konsey, militanları “ kültürel ve demokratik haklar için” dağa çıkaramayacaklarını, dağda yaşatamayacaklarını ve ölüme gönderemeyeceklerini biliyor. Öcalan’a hala taparcasına bağlı olan kişilerin bulunmasına rağmen , inandırıcılığın azalacağı ve örgütün etkinliğinin giderek cılızlaşacağı açıkça görülüyor.
Nitekim Komutanlıklar arasında ilk bölünme yaşanmaya başlandı bile.
Erzincan bölgesi sorumlusu, Öcalan’ ın “ ateşkes” direktifine uymuyor. Öcalan’ ı artık tanımadığını, bu yaklaşımın büyük hata olduğunu söylüyor. Konseyin emirlerini de dinlemiyor .Kendi başına silahlı kampanya sürdürüyor.
Bunun yanısıra, diğer bölgelerde de Öcalan’ın ve Başkanlık Konseyi emirlerinin dinlenmeme eğilimi giderek artıyor. Sınırlı ve kişisel eylemler görülüyor.
ARGK’NIN KURTULUŞU APO’NUN ASILMASINA BAĞLI
Başkanlık Konseyi ve kırsal alandaki yönetici kadroların büyük bölümü, bu kargaşanın bir an önce durdurulmasını istiyorlar. Sürekli şekilde çelişki içinde yaşandığından ve bireysel silah bırakma, dağdan inme olayları ile karşılaşıldığına dikkat çekiyorlar.
Gidişi değiştirebilecek tek unsur eylemlerin yeniden başlatılması.
Konsey’e bakacak olsanız, yarın topyekün saldırı kararı almaya hazırlar.
Öcalan’ın direktiflerinin aksine, ateş kesmek silah bırakmak değil, terörü kamçılamak istiyorlar.
Ancak bu şekilde kendi otoritelerini kurabileceklerine, örgüt’ü birleştirebileceklerine, dağdakileri yerlerinde tutup, yeni militan bulabileceklerine inanıyorlar.
Öcalan yaşadıkça bu sonuca ulaşmak ise çok güç.
Eski Başkan, bugünkü Konsey’in en büyük engeli.
Tek çare, Türkiye’nin Öcalan’ı asması.
Öcalan’ın asılması, PKK dağ kadrolarının kurtuluşu, Başkanlık Konseyi’nin de kişiliğini bulması anlamına gelecektir.
Bu açıdan baktığımız taktirde, önümüzdeki dönemde kışkırtmalar ile karşılaşabiliriz. Hatta, bir yandan “silah bırakıyoruz” derken, öte yandan göz kırpıp, “ ne yapalım kontrol edemiyoruz” mesajları da duyabiliriz.
Yani, dağlarda daha çok kargaşa yaşanacak demektir.
AVRUPA KADROLARI İSE SİYASİLEŞMEDEN YANA
PKK’ nın dağdaki kadroları (ARGK) , silahlı militanlardan oluştuğu için, terörün ön plana çıkarılmasından yanalar.Örgüt içindeki ağırlıkları da, doğal olarak silahlarından kaynaklanıyor
Avrupa kadrosu (ERNK- siyasi kol) ise, parayı veren kanat.
Bunlar, özellikle Almanya’ da bulunuyorlar ve yıllık 250 milyon dolarlık bütçenin küçümsenmeyecek bir bölümünü karşılıyorlar.
Tabii, parayı verdiklerinden dolayı da, düdüğü çalma hakları var. Stratejilerin saptanmasında önemli ağırlıkları var.
Avrupa kadrosu, terörün en alt düzeye çekilmesini, buna karşılık olayın siyasileştirilmesini istiyor. Avrupa Parlamentosu, Milli parlamentolar ve Avrupa basını sayesinde Türkiye’ ye baskı yapabileceklerine inanıyorlar. Ancak, bunu gerçekleştirebilmeleri için PKK’ nın terörden mümkün olduğunca uzak durması gerekiyor. Bu olasılık da dağ kadrolarının hiç hoşuna gitmiyor.
Örgütte, böylesine bir görüş ayrılığı veya strateji farkı var.
Tartışmalar hala sürüyor.
Verecekleri karar, Ankara’ nın Öcalan konusunda takınacağı tutuma da çok bağlı.
Başta da anlatttığım gibi, karşılıklı bir bekleme döneminden geçiyoruz.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|