Güneydo?u'da dola?ırken, Ankara'daki tartı?maların ne kadar bo? oldu?unu, bölgenin gelece?inin HADEP ve Devlet'in elinde oldu?unu hemen görüveriyorsunuz.
Güneydo?u'da 5-6 yıl öncesine oranla bamba?ka bir hava esiyor. Genelde büyük bir rahatlama var. Gerilim bitmi?, çatı?malar azalmı?. Olanlarda kırsal alanlarda görülüyor. Artık, hava karardıktan sonra soka?a çıkma riski veya kapanan yollara rastlanmıyor.
Bütün bu göstergelere bakıp, sorunun artık bitti?i sonucuna varmak ise yanıltıcı olur. Zira genel bir beklenti ortamı var. İnsanların temel sorunu artık a? ve i?. İ?sizlik inanılmaz boyutlarda. 15 yıl süreyle bölgeyi paramparça etmi? olan terörün de etkisiyle, fakirlik diz boyu. PKK baskısı bitmi? ancak bu defa daha da tehlikelisi, fakirlik baskısı var. Ekonomik kriz, Devlet'in buralara kaynak aktarmasını engelledi?i için, ümitsizlik de giderek artıyor.
OHAL'in kalkması yerel halkı memnun etmi?. Ancak, resmi veya resmi olmayan görevliler hiç memnun de?il. Bazı akademisyenlerin dahi, OHAL ile birlikte kalkacak ek ödemelerinden nasıl rahatsızlık hissettiklerini kulaklarımla duydum. Terör yıllarında, bölgeye akan kaynaktan pay alan tüm çevreler, ?imdi bu açı?ı nasıl kapatabileceklerinin hesabını yapıyorlar.
Kimileri eski günleri özlüyor. ?zleyenler arasında, hem örgüt elemanları, hem de Devlet veya Devlete yardım kisvesi altında faaliyet gösteren güçler ve mayfa'da var.
HADEP bölgeye tümüyle hakim. Aslında, verdikleri hizmet, bir bölümü kaynak yetersizli?inden, di?er bir bölümü de yeteneksiz kadrolar nedeniyle, son derece yetersiz. Ancak kimse ses çıkartmıyor. Kendilerine yakın hissettikleri insanlar tarafından yönetilmi? olmaktan kaynaklanan bir ho?görü var.
HADEP'İ KİM ETKİLİYOR?
HADEP'in kadrolarına baktı?ınız zaman, genelde yetersizlik ve yeteneksizliklerle kar?ıla?ıyorsunuz. Belediye ba?kanları genelde, bir Kürt-Türk ayırımı yapmamaya çalı?ıyorlar. Ancak bazı belediyelerde durum farklı. İhale da?ıtımı veya i?e alma konularında epey ?ikayet var. Korkulan en önemli geli?me, böyle bir sürecin, bölgede Türk Milliyetçili?ini kamçılaması ve ilerde bir çatı?maya dönü?mesi.
Dikkatleri çeken bir di?er nokta, HADEP'in parti olarak ne oranda KADEK'in etkisi altında oldu?u. İster resmi yetkililerle, isterseniz örgüte yakın çevrelerle konu?un, hep yanı yanıtı alıyorsunuz. KADEK'in, HADEP üzerinde önemli derecede hakimiyeti oldu?u belirtiliyor. ?Buna da ?a?ırmamak gerekir, zira Kürt sorununu bu noktaya kadar getirmi? olan örgüt, her?eyi HADEP'in ellerine bırakmak istemiyor? diyen, K?RT kökenli bir sivil toplum örgütü yöneticisi, sözlerine ?öyle devam etti: ?Nasıl, Devlet kadrolarında sertlikten yana olanlarla uzla?ıcılar varsa, KADEK'de ikiye bölünmü? durumda. Onların içinde de sert tutum benimseyenler, HADEP Belediyelerini tamamen Kürtle?tirmek isteyenler ve uzla?madan yana olanlar var. Bu iki akım arasında tartı?ma sürüyor. Daha uzun zaman da devam edecek.?
TC HADEP'E NASIL BAKIYOR?
15 yıl boyunca terörle mücadele etmi? resmi yetkililerin bölgedeki geli?melere bakı?ları hala son derece ku?kulu.
HADEP belediyeleri ile resmi devlet temsilcileri arasındaki ili?kiler gergin. Bir bölümü, HADEP'i benimseyemediklerini, partinin Kürtçülük yaptı?ını ileri sürüyor. Bir di?er bölümü ise, daha uzla?ıcı bir yakla?ımda. ?Bunlar da bizim insanlarımız. E?er Kaymakam Belediye ba?kanına sırt çevirirse, Komutan törenlere davet etmezse, sürekli dı?larsak ne olur? Bir süre sonra bu ülkeyi kendi elimizle böleriz? diyen bir yetkili, kar?ılıklı ku?kuların biran önce giderilmesi gerekti?ini söyledi.
Bulge'de barı? ve istikrar ?baskı ve korkuya? dayandırılamaz. Arntık bu dönem kapandı. Belki bazıları yine eskiye dönmek istiyor olabilir, ancak ülkemizin çıkarın, hem HADEP'in hem de Devlet'in uzun vadeli bir politika saptamalarını gerektiriyor.
HADEP, sadece kürt kökenlilerin de?il, bütün bölge halkının, Türkiye'nin partisi olmak zorundadır.
T.C. Devleti de, aksi ispat edilene kadar, dı?layıcı de?il, uzla?ıcı olmak zorundadır. Teröre kar?ı önlemler sürdürülmeli, ancak her kürt'ü de terörist olarak görmemelidir.