Mehmet Ali Birand
 
ASIL, AKP BİZDEN KORKSUN
 
 

ASIL, AKP

BİZDEN KORKSUN


Ankara’da telaş var.


Laiklik konusunda duyarlı olan medya ve toplumun çeşitli kesimleri sinirli...


Siyasiler gergin...


Adalet mekanizması (özellikle savcı ve hakimler)  telaşlı...


Genelkurmay da kaygılı...


Nedeni, AK parti’nin bir türlü önlenemeyen yükselişi.


Önlemler alınıyor, bir türlü durdurulamıyor. Şimdi en son  Tayyip Erdoğan saf dışı edilerek bir deneme daha yapılacak. Bakalım, sonuç verecek mi?


Doğrusu, AK Partisine neden kızdığımızı bir türlü anlayamıyorum. Zira AKP, hiçbir şey yapmadan yükseliyor. Özel bir kampanyaları yok. Özel bir çaba harcamıyorlar. Özel bir mesajları yok. Sahaya sürdüğü isimleri öylesine ahım şahım değil. Din unsurunu özellikle kullanmıyorlar. Öbür tarafta da, Erbakan destekli Saadet Partisi var. yani dinciler için asıl çekim sahası AKP değil, Saadet partisi...


Yani, milyonlarca insan, Tayyip Erdoğan’ı görüp “dini bütünlerde” buluşmak için AKP’ye koşmuyor. Ortada böyka birşey var. yoksa, daha iki gün önce kurulmuş .ir parti böylesine bir çekim merkezi olamazdı.


AKP büyüyorsa, bunun başlıca nedeni onların becerisinden değil, diğer partilerin beceriksizliklerinden kaynaklanıyor. Toplumdan uzaklaşmaları, beklentileri karşılayamamaları en başta gelen etkenler. Toplum iktidar partilerine öylesine kızgın ve tepkili ki, meclis’te olmayanı tercih ediyorlar. Bundan dolayı da, AKP durduğu yerde oy kazanıyor.


Üstelik, bu çıkışı durdurmakta artık imkansızdır. Tayyip’i silsek dahi AKP yükselecek, belki de oy artıracaktır.


AKP’NİN İNANDIRICILIK

SORUNU VAR


AKP’den rahatsızlık duyanlar, aday listeleri açıklanıncı haklı olarak daha da kaygılanır oldular. Zira AKP, eski tanıdık Milli Görüş’çüleri  ön plana çıkarttı.  Anlaşılan, Saadet’ten oy koparmak için bu yolu seçtiler ve söyledikleri gibi  “yeni bir yaklaşım ve söylemle” değil, eski bildiğimiz  kadrolar ve daha “dikkatli konuşanlarla” iktidara yürümek istiyorlar.


Oysa bilmeleri gerekir ki, Erkan Mumcu, Yaşar Yakış, Köksal Toptan gibi isimler  veya başı açık birkaç  egzantrik kadın transfer ederek, değiştiklerini ispatlayamazlar. Hala önemli bir inandırıcılık sorunları vardır ve uygulamayla göstermedikleri sürece, bu sorun  çözülemeyecektir.


AKP’DEN NEDEN

KORKUYORUZ?


Benim üstünde durduğum diğer bir nokta da, AKP’den neden bu kadar korktuğumuz, kaygı duyduğumuzdur. Neden siyasi yargılamalara başvurup sistemimizi zorluyoruz?


Önce 28 Şubat, ardından da 11 Eylül, Türkiye’yi çok etkilemiştir. Türk kamuoyunun İslamcı akımlara bakışı büyük oranda değişmiştir.


İnsanlar dini motifler değil, ekonomik gerekçelerle hareket etmektedirler.


Önümüzde yepyeni bir manzara vardır.


İşte bundan dolayı, AKP istediği kadar büyük bir oy oranı ile çıksın.isterse tek başına hükümet  kurabilecek bir duruma girsin, Hiç farketmez.


Bizler (yani laik-demokratik sistemi savunanlar) öylesine güçlü, öylesine örgütlü ve öylesine destekliyiz ki, , AKP ne kadar siyasi bir güç elde etse dahi, bu sistemi değiştiremeyecektir.


Türk toplumu, laik-demokratik sistemini bozacak hiçbir harekete destek vermediği gibi, bir tehlike durumunda tepkisini koymaktadır.


Artık rejimi korumak konusunda  sadece Asekr değil, Sivil Toplum örgütleri de ön plana  çıkmaktadır. Kadınlar seslerini duyurmaktadırlar.


Türkiye artık eskisi gibi değildir, Türk  toplumu da çok farklıdır.



İRTEMÇELİK’İ 

YİNE BEKLERİZ



İnsan hakları ve AB ile ilişkilerden sorumlu Devlet Eski Bakanı Mehmet Ali İrtemçelik, birçok partiden aldığı çağrıları nazikçe geri çevirdi. “Mevcut koşullarda ülkeme hizmet açısından daha isabetli olacağını, orada daha verimli olabileceğimi değerlendirdim”  diyerek evine, Dışişleri’ne dönüyor.


İrtemçelik’in üstün vasıflarıyla genç yaşta öne çıktığı, gösterişten uzak tarzı içinde çok kritik başarılara imza attığı mesleğine dönüşünden, “büyük” Büyükelçiler kuşağı sona ermekte olan Türk diplomasisinin son derece kazançlı çıkacağı kesin. Bunun yanısıra, O’nun, önce Bakan, sonra da sade milletvekili olarak, üstelik tek başına ortaya koyduğu performansın iyice irdelenmesi ve örnek alınması itibar arayışındaki Türk siyaset kurumuna da çok şeyler kazandıracaktır. 


Devlet Bakanı Yılmaz Karakoyunlu’nun, ANAP’tan istifa etmiş olmasına rağmen, “O’nun kalitesinde adam ABD Senatosu’nda bile yok” demek dürüstlüğünü gösterdiği İrtemçelik’e özellikle AB sürecinde yaptığı belirleyici unutulamaz. Kendisini ileride yine siyaset sahnemizde, hak ettiği konumlarda görebilmeyi umuyoruz. 



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Hadi bir defa başladık...
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…