ECEVİT KIZGIN,
İNTİKAM ALIYOR
Başbakan Bülent Ecevit, yılların verdiği deneyimini konuşturdu ve “bana oyun oynayanlara, bakın ben nasıl oyun oynarım” diyerek, hareketlendi. Kendine karşı iç ve dış güçlerin büyük bir komplo kurduklarına inanıyor. Batarken, diğerlerini de beraberinde götürmekte kararlı. Son yaptığı konuşmalarla, hergün cebinden yeni bir kart çıkarıyor. Son derece soğukkanlı hareket ediyor. Bu sakin havanın altındaki kızgınlığı gözleniyor. İntikam almakta da kararlı.
ANAP’IN ÖNÜNÜ
KESİYOR…
CNN TÜRK’te Nuri Çolakoğlu ile yaptığı görüşmede, AB uyum yasalarının çıkamayacağını söylemesi çok dikkat çekiciydi. Ecevit kelimelerini iyi seçen bir liderdi. 29 Temmuz’da, seçim kararından başka bir yasanın görüşülemeyeceğini, adeta bir tahminde bulunuyormuş gibi açıkladı. Oysa sözleri, başta DSP’liler olmak üzere tüm partilere bir mesajdı. Bu sözlerle AB uyum yasalarının geçirilebilme çabalarına büyük oranda darbe vurdu.
Bir başka açıklamasında , “ANAP’ın tek başına AB’ye sahip çıkmasını” da eleştirerek, Mesut Yılmaz’ın planlarını bozma niyetini ortaya koydu.
Mesut Yılmaz, diğer partilerden ne kadar söz almış olursa olsun, Meclis’teki genel hava AB uyum yasalarının seçim sonrasına bırakılması şeklinde. Başbakan bu sözleriyle işi daha yokuşa sürmüş oldu. Adeta “Mesut Yılmaz benim altımı kazımıştı, bende onun elindeki en önemli kozu alırım” demek istedi.
Ecevit istese, şeklen dahi olsa, AB’ye uyum yasalarının geçmesine destek verebilirdi. Bunu yapmayarak, ANAP’ı cezalandırma yolunu tercih etti.
DERVİŞ KONUSUNDA
KAFALARI KARIŞTIRDI
Kemal Derviş’in hükümette kalmasını sağlayarak, Yeni Türkiye Partisinin rüzgarını belirli oranda kesti. Hiç değilse insanların kafalarını karıştırdı. Derviş’in CHP’yi mi, yoksa YTP’yi mi tercih edeceği konusunda soru işaretlerinin doğmasını sağladı. “Derviş’in ne yapmak istediğini ben de anlamıyorum” diyerek , YTP’nin geleceği hakkında kuşkuları arttırdı. Derviş olmadığı taktirde YTP’nin büyük bir varlık gösteremeyeceğini bildiği için, bu kozu oynadı.
Tabii bu belirsizliğe, Kemal Derviş’in suskunluğu da eklenince YTP, duraklama noktasına geldi.
AKP VE HADEP’İ
DURDURDU…
Ecevit’in diğer önemli stratejisi, AKP ve HADEP konusunda söyledikleri.
AKP’nin irticacı bir parti olduğunu ve meclise girmesinin istikrarsızlık yaratacağını söyleyerek, bu partiye oy vermek isteyenleri korkuttu. Rahşan Hanım sayesinde çıkan af kanununun Recep Tayyip’i kurtardığını unuttu.
HADEP konusundaki sözleri ise daha da ağır. Ecevit, adeta yargıya mesaj yolladı. Bölücülükle suçladığı bu partinin neredeyse kapatılmasını, TBMM dışında bırakılması gerektiğinin sinyalini verdi.
Ecevit’in bu konulardaki sözleri farklı yorumlanabilir. Emrehan Halıcı’nın dediği gibi, bunlar bir uyarı, kamuoyunu bilinçlendirme ve bu iki tehlikeye karşı DSP’nin bir güvence olduğuna dikkat çekme amacıyla söylendiği ileri sürülebilir. Ancak, kamuoyundaki yaygın izlenim, Ecevit’in bu iki partiyi saf dışı etmek, özellikle HADEP’le işbirliği işaretleri veren (ANAP gibi) diğer partilerin oyunlarını bozmaya çalışmak şeklinde. Kimi çevrelere göre Ecevit, gizlice Asker’e mesaj yolluyor ve olası bir istikrarsızlığa dikkat çekiyor.
DAHA YENİ SÜPRİZLER
BEKLEMEK GEREKİR
Bülent Ecevit seçimlere DSP’nin başında girecek.
Yaşı ve rahatsızlığı nedeniyle DSP’lilere büyük bir ümit veremeyen Ecevit’in, 3 Kasım gününe kadar başka süprizler yapması beklenmelidir. Türkiye’de siyaseti ve siyaset yapma yöntemlerini en iyi bilen kişilerden biri olarak, son oyununu başarılı şekilde tamalamak isteyecektir.
Aslında, Firavunların gömülmesi gibi, etrafındakileri de birlikte götürüyor. İstese, bunlara hiç gerek kalmadan aynı oyunu , farklı oynayabilir ve hiç değilse DSP’yi kurtarabilirdi. 9’ların kurultay çağrılarına kulak verse, komplo teorilerinden kendini kurtarabilse, şimdi DSP seçimlere Cem-Derviş-Özkan üçlüsüyle gider ve en büyük parti konumuna dahi gelebilirdi.
Kendine, partisine, Türk siyasetine yazık etti…
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|