Mehmet Ali Birand
 
ABD'NİN ŞAM MESAJI: ASKERİ MÜDAHALE DÖNEMİ KAPANDI...
 
 

ABD'NİN ŞAM MESAJI:

ASKERİ MÜDAHALE

DÖNEMİ KAPANDI...

 

New York

  

·         Amerikan yönetiminin gözü Türkiye'nin üstünde. Bir şeyler yapmamız için değil, tam aksine, bir yol kazası sonucu Suriye ile bir sınır çatışmasına girmemizden ve Washington'u da arkamızdan sürüklemizden korktukları için gözlerini kulaklarını Ankara'ya çevirmiş durumdalar. Mesaj da çok net: Aman dikkat edin, Suriye ile bir maceraya girişmeyin.

============================================================

 

ABD'NİN ŞAM MESAJI:

ASKERİ MÜDAHALE

DÖNEMİ KAPANDI...

 

New York (BM)

  

Suriye aramızda olup bitenlere bakınca ve de arkasından anlı şanlı medyamızı izledikten sonra buraya gelince, duyduklarınızdan ve okuduklarınızdan dolayı hayretler içinde kalıyorsunuz. Sanki bizler başka gezegende yaşıyoruz, buradakiler ise bambaşka bir gezegende.

  

Bizim gezegende yazılıp çizilene bakılacak olursa, Türkiye ABD'nin kuklası durumunda ve Washington'dan gelen emirlere göre hareket ediyor. Yakında da sınır boyunda bir silahlı çatışma işten bile değil.

 

Buradan baktığınız zaman, Suriye sorununun çözümü konusunda artık kimse silahlı bir müdahaleden söz edemiyor. Sorunun silahla çözülmesi, daha doğrusu Esad'ın bir dış müdahale ile devrilmesi dönemi çoktan kapandı.

  

Washington'un Ankara'yı böylesine büyük bir dikkatle izlemesinin altında da, çok açıkça sözünü etmediği bir kaygı yatıyor:

 

"Sizin Başbakanınız zaman zaman öylesine sinirleniyor ve heyecanlanıyor ki, biz bile burada, Türkiye'nin askeri bir müdahalesinden korkuyoruz.  " diyen bir ABD diplomatı, ardından şu ilginç yorumu da hemen ekledi: "Aslında Türkiye'nin bir silahlı müdahale istemediğini çok iyi biliyoruz. Bunu bize çok net şekilde söylediniz. Ancak bir taraftan da Esad'ın bir an önce gitmesi için bizi en çok sıkıştıran siziniz. Bunu da anlayışla karşılıyoruz,  ancak askeri bir müdahale, sadece size değil, bütün bölgeye felaket getirir. Korkumuz da, Esad'ın bir çıkışı Erdoğan'dan öyle bir tepki alır ki, kendimizi hep beraber savaşta buluruz..."

  

Konuştuğum bu diplomatın ne dediği çok açık.

  

Bırakın Ankara'nın Washington'dan direktif almasını, Washington açıkça Ankara’yı yatıştırmaya çalışıyor ve bizim bir kaza sonucu savaşa girmemizden korkuyor. Bunun nedeni de açık: Washington'un Suriye'ye bir müdahaleye hiç mi hiç niyeti yok.

  

Amerikan kamuoyunu biraz dinlediğiniz taktide nedenini de hemen anlıyorsunuz.

 

ABD, İRAN VE IRAK AFGANİSTAN’DAN

YORGUN DÜŞTÜ...

 

Kamuoyu dış müdahelelerden artık yorulmuş durumda. Dışardan gelen genç askerlerin tabutlarını törenle karşılamaktan bakılmış durumda. "Bizim savaşımız değilken,  çocuklarımızı neden yolluyoruz " diyenler çoğunlukta.

 

Hele Irak'ta uğranılan büyük başarısızlık ve Afganistan 'dan boynu bükük ayrılacağının anlaşılması, Suriye konusunda aynı senaryoların yaşanması korkusunu arttırmış durumda. Hele böylesine büyük bir ekonomik krizden geçilirken şimdi yeni büyük askeri harcamalara girmeye kimsenin niyeti yok.

  

Eskiden dış savaş Amerikan kamuoyunu heyecanlandırır, ekonomiyi kamçılar ve Beyaz Saray 'da kim oturuyorsa onun prestijini arttırıldı.

  

Şimdiki koşullarda dış savaş OUT, evde oturup para kazanmak ise İN.

  

Ayrıca Beyaz Saray için Orta Doğu, dünyanın en büyük bataklığı. Bu bölgeye yeniden girmek, tam anlamıyla bir delilik. Üstelik bu kargaşa çok uzun yıllar devam edecek.

  

İşte bütün bu verileri ve kamu oyundaki anlayışı bir araya getirdiğiniz zaman, ABD 'nin neden Suriye' ye müdaheleden kaçtığı daha kolay anlaşılıyor.

  

Peki ne olacak ?

 

 Bu sorun nasıl çözülecek?

 

RUS-ABD PAZARLIĞINDAN

BAŞKA ÇARE GÖRÜNMÜYOR

 

 Esad'ın kısa bir sürede iktidarı bırakması veya bırakmak zorunda kalmasına kimse inanmıyor. Suriye Devlet Başkanı'nın tehlikeli eşiği geçtiğine inanılıyor. Eninde sonunda gidecek, ancak ne zaman ve nasıl gideceği belli değil.

 

En büyük avantajı, yerine kimin geleceğinin bilinememesi. Esad bu avantajını kullanıyor. Belirsizlik, iktidarının uzamasını sağlıyor.

 

BM'de arabuluculuk görevini bırakan Kofi Annan'ın ekibiyle konuştum. Onlar artık ne savaş ne de herhangi bir arabuluculukla işin içinden çıkamayacağından eminler. Tek çıkışın ABD- Rus Anlaşması'ya gerçekleşebileceğine inanmış durumdalar.

 

"Putin'de Esad'ın yaptıklarından memnun değil ve gitmesi gerektiğini biliyor, ancak hem sonrasını bilemiyor, hem de Washington'un her ülkenin iç işine burnunu sokmasını istemiyor. Bundan dolayı da, Esad'ın kendi kendine çürümesini bekliyor..."diyen Kofi Annan ile çalışan bir diplomat, sorunun artık Süper Güçlerin eline geçtiğini özellikle vurguladı. Hani " siz Türklerin bu konuda yapabilecekleri birşey kalmadı, kendinizi büyük görmeyin, tren kaçtı " der gibi bir hâli vardı.

 

TÜRKİYE ÇOK YARDIMCI

OLUYOR, ANCAK..

 

BM koridorlarında olsun, ABD dışişleri bakanlığında olsun, Türkiye'nin Suriye konusundaki önemi sürekli tekrar ediliyor , ancak işin boyutları büyüdüğünden dolayı, yavaş yavaş ikinci plana düşüyoruz. Üstünde durulan tek konu, Ankara'dan gelen ve çok sık tekrarlanan hamaset dolu açıklamalar ve demeçler.

 

Bu temponun bir sürtüşme olasılığını çok arttırdığına dikkat çekiliyor. Esad'ın, Türkiye yi sınırlı bir sürtüşmeye çekebileceğinden bile kuşkulananlara rastladım.

 

Özetlemem gerekirse, Suriye konusu artık şekil değiştirmeye başlamış bile. Esad, adeta çürümeye terkedilmiş. İç savaşın gidişinin bu sorunu çözeceği daha fazla konuşuluyor.

 

Son bir nokta daha...

 

Benim en çok ilgimi çeken, Suriye nedeniyle Türk-İran ilişkilerinin eski heyecanını yitirmesi ve Ankara'nın Batıya daha yakın bir tutum almak zorunda kalmasının yarattığı memnuniyet. Kimseler çok açıkça söylemiyor, ancak bıyık altından gülümseleri, bu memnuniyeti açığa vuruyor.



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- Hadi bir defa başladık...
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…