Mehmet Ali Birand
 
AMAN, NATO’NUN İPİYLE SURİYE’YE GİRMEYELİM...
 
 

AMAN, NATO’NUN

İPİYLE SURİYE’YE

GİRMEYELİM...

 

·         Son günlerde NATO’nun, Suriye ile olası bir çatışma durumunda, Türkiye’yi destekleyeceğine dair açıklamalar yapılıyor. Aman sakın bu demeçlere kanmayalım. NATO , olsa olsa lafla destek verir, yoksa kör bir kurşun dahi atmaz.

 

AMAN, NATO’NUN

İPİYLE SURİYE’YE

GİRMEYELİM...

 

NATO Genel Sekreteri Rasmussen, Suriye’den gelen top mermilerine karşı “Türkiye’yi savunmak ve korumak için ihtiyaç duyduğumuz tüm planlar hazır” dedi.

 

Hepimiz ayakta alkışladık.

 

Hele bazı uzmanlara göre, NATO yeşil ışığını yaktı ve Türkiye’nin yanında savaşa hazır (!)

 

Aman Allahım, bizi akılsız ve bilgisiz uzmanlardan koru...

 

Sevgili okurlarım, tam 20 yılım Brüksel’de NATO’yu izlemekle geçti. Hele bugünkü konjonktürde NATO’nun, Washington’dan onay gelmeden veya fiili katılım olmadan  Avrupalı üyeleriyle Türkiye’ye  silahlı destek vermesi söz konusu olamaz.

 

Genel Sekreter, müttefik olarak Türkiye’ye jest  yapmış, moral vermiş ve duymamız gereken söylemiştir.

 

Ancak, işte burada durun.

 

Yanlış sonuçlar çıkarmayalım.

 

Kendi kendimizi aldatmayalım.

 

Dışişleri ve Genelkurmay neyin ne olduğunu bilir. Ben, medyamızın pırıltılı (!) köşe yazarlarını ve kimi uzmanları uyarmak istedim. Televizyonlara çıkıp, kamuoyunu  gaza getirenlere “aman yapmayın” demek istedim.

 

NATO sağolsun, bize moral destek verir.

 

Esad’ı devirmemiz için alkış tutar.

 

Gelin Brüksel’i değil, biz Washington’un Başkanlık seçimlerinden  sonra alacağı kararı bekleyelim. NATO’ya bel bağlar yola çıkarsak, Şam’ın ortasında kendimizi tek başımıza buluveririz.

 

 

NE YAZIK, AB

HAYATIMIZDAN ÇIKTI...

 

Avrupa Birliği (AB) her aday ülkeye, yıllık hal ve gidiş karnesi verir. Her defasında da birbirimize girerdik.  Bu yıl da rapor yayınlandı. Ancak hiç ilgi yok. Birkaç köşe yazarı dışında, kimseler üstünde dahi durmadı.

 

Salı günü, AB’nin Ankara’daki temsilcisi,  Büyükelçi Jean Maurice Ripert, çok dar katılımlı bir yemekte, raporun ana hatlarını anlattı. Ben de davetliydim ve ilgisizliğimden dolayı kendimi kötü hissettim.

 

Avrupa Birliği, benim için Türkiye’nin en önemli projesiydi. Tek başıma bile kalsam, kimselerin başını çevirmediği yıllarda dahi bayraktarlığını yaptım. Bu defa baktım ki, yıllık karne beni de pek  ilgilendirmiyor. Avrupa Birliği hayatımızdan çıkmış.

 

Herşeye rağmen raporu baştan sona okudum. Türkiye’yi gayet dengeli şekilde yansıtmış. Kimselerin şikayet edecek hali yok. Hele iktidar hiç sesini çıkartmamalı.

 

Avrupa’nın hayatımızdan çıkışını ben “geçici bir süreç” olarak görüyorum. Gün gelecek, durum değişecek.

 

Göreceksiniz, Avrupa krizden çıkacak ve Türkiye’ye “aman gitme” diyecek... Ankara’ya da, Avrupa ile bütünleşmeye öncelik veren bir iktidar gelecek...Konjonktür değişecek.

 

Bu ne zaman olur?

 

Onu bilemem, falcı değilim. Ancak önünde sonunda yeni bir Avrupa kurulacak ve Türkiye de orada yerini bulacaktır...

 

ARINÇ'A BİR TÜRLÜ

ALIŞAMIYORUZ...

           

Eskiden de liderler ne derse, partilileri ona göre konuşurdu. Kimse sürünün dışında kalmamaya dikkat ederdi. Ak Parti döneminde bu durum daha da disiplin altına alındı. Önce Başbakan konuşuyor, bir tutum alıyor. Ondan sonra hem bakanlar, hem de partililer kükrüyorlar. Başbakan konuşana kadar "ne olur ne olmaz..." diye kimseler konuşmuyor. Fırça yemektense, susmayı tercih ediyorlar.

           

Bülent Arınç, bizim bildiğimiz veya alıştığımız politikacılara benzemiyor. Bunca yıldır siyaset yapıyor ve genelde içinden geçeni olduğu gibi söylüyor. Ters düşmemek için Başbakan'a bakıp, Başbakan konuştuktan sonra diyeceğini demiyor. Aksine gönlünden ne geçiyorsa onu söylüyor. Kamuoyunun Vicdanı gibi davranıyor.

           

Arınç şimdiye kadar defalarca, Başbakan ile ters düşme pahasına vicdanını konuşturdu. " Eyvah ne olacak şimdi, Başbakanım beni fırçalarsa ne yaparım ? " demedi. Başbakan da birgün çıkıp " Kardeşim sen ne yapıyorsun?" demedi.

           

Bizler de ,Başbakan' ın partisine akort veren bu konuşmalarına öylesine alıştık ki, kim ters düşerse hemen mikrofonları uzatıyoruz. Muhabirlerin soruları da hep aynı oluyor: " Eee ne olacak şimdi ? Bu sözü söylediğinizden dolayı pişman mısınız ? "

           

Ak Parti' nin ayrılmaz parçası durumuna giren bu lider- partili ilişkisini bozan tek kişi olmasına rağmen, Arınç 'a da hala mikrofon uzatıyoruz. O ise hiç istifini bozmuyor. Doğrusunu söyliyeyim, diğer papağanlardan çok daha fazla alkış alıyor.

 

 

BAB-I ALİ’NİN

DİKENLERİ 

 

Aslında hep olduğu gibi Bab-ı Ali bu yıllarda da yine bir karışık. Yine hep olduğu gibi siyasi baskılar başta olmak üzere, meslektaşlarımın birbirinin ayaklarını kaydırmaları gibi konularda işten çıkarılanlar, önü açılmayanlar ve yeni yıldızlar var. Bu son dönemdeki hareketliliğin en önemli nedeni ise iktidarın baskısı.

 

Özlem Kılıç ve Kübra Demir’in Okur Kitaplığı’ndan çıkan röportaj kitabı “Bab-Ali’nin Dikenleri” içerisinde benim ve birçok meslektaşım ile röportajlar bulunuyor.

 

Medyanın hem iktidarlar hem de kendi aralarındaki savaşların ayrıntıları için çok iyi bir çalışma. (www.okurkitapligi.com)



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Hadi bir defa başladık...
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…