TÜRKİYE ARTIK CİCİ
ÇOCUK OLMAYACAK...
Türkiye uzun yıllar boyunca batı dünyasının en “Cici çocuklarından” biriydi. Ne denirse kabul eder ve hiç ters tepki göstermezdi. Uluslararası ilişkilerde, Amerikan Büyükelçisi hangi yönde oy verirse, bizim temsilcilerimiz de aynı oya katılırlardı. Bu dönemin artık kapandığı anlaşılıyor. Akdeniz'de bayrakgösteren, ilgi sahası yaygınlaşan, hakkını arayan bir ülke konumuna giriyor.Önemli olan bu oyunun sınırlarını iyi hesap edebilmek...
“CİCİ”ÇOCUKTUK, KİMSE
YÜZÜMÜZE BAKMAZDI...
Türkiye'nin dış ilişkilerini yakından izleyenler şimdi anlatacaklarımı çok iyi bilirler. Hele emekli büyükelçilerimiz bu politikalara birebir tanıklık etmişlerdir. Yani sizlere hikaye anlatmayacağım .Sadece bir hatırlatma yapmakla yetineceğim.
Türkiye, özellikle soğuk savaş döneminde, 1950'lerdenitibaren batının en “Cici çocuklarından” biriydi. NATO'nun sadık müttefiki olarak üstüne düşen her şeyi yerinegetiren, soru sormayan bir ülkeydi.
Ankara'nın hangi yönde oy kullanacağı, nasılbir politika izleyeceği bilinirdi. Uluslararası bir toplantıda Amerikan delegasyonu nereye oy veriyorsa,Türk delegasyonu da aynı oyu kullanırdı.
Sadece Amerika değil Avrupada bu “Cici” Türkiye'den çokmemnundu.
Nasıl memnunolmasınlar ki?
Avrupa’nın endoğusunda, olası bir Sovyet saldırısına karşı yıllarca kalkan gibi durdu.Komünizmin yayılmasına engel oldu. Bunun için dev bir ordu besledi.
ABD ve Avrupa'nınarka bahçe olarak gördükleri Orta Doğu'daki gelişmelerle fazla ilgilenmedi. Filistinkonusunda ısrarcı olmadı. İsrail ile “Stratejik işbirliğini” genişletti.
Batının oynadığıoyunları hiçbir zaman bozmadı.
Karşılığında nealdı dersiniz?
Ekonomisi iflasettikçe biraz para, biraz IMF reçetesi ve bol bol eleştiri dinlemekle yetindi.Ne Avrupa'dan ne de Amerika'dan gereken desteği buldu. Eskimiş silah, faiziyüksek askeri kredinin ötesine geçilemedi. Buna karşılık, insan hakları ve demokrasiayıpları sürekli yüzüne vuruldu, itilip kakıldı.
Türkiye uluslararasıalanda kimsenin umurunda değildi. Bölgenin sorunlarında en son danışılanülkeler arasındaydı. Araplar için de durum böyleydi, Balkanlar, Kafkaslar içinde... Bol bol sırtı sıvazlanır, övgüler yağdırılır, ne önemli ne değerli birstratejik güç olduğu söylenir ancakbunun ötesine geçilmezdi. Uluslararası medyada sadece olumsuz haberlerle, Midnight Express gibi filmlerle anılan bir ülkeydi.
Şimdi geriyedönüp bakıyorum da, “Cici çocukluk”meğer hiçbir şeye yaramamış.
“Yaramaz çocuk” olmak daha ilgi topluyormuş.
“YARAMAZ ÇOCUK” OLDUK
HERKES PEŞİMİZDE...
Emin olunuluslararası ilişkiler de insanlar arası ilişkilerden farklı değildir. Sorunçıkarmayan, cici davranan çocuklar veya aile fertleri sevilirler ancak fazlaciddiye alınmazlar. Mahallenin yaramazları ise hemen ilgi çeker.
"Yaramaz" kelimesini, aile veya mahalle büyüklerininsözlerini dinlemeyen, büyüklerin koydukları kurallara pek uymayan kişiler veyaülkeler için kullanıyorum.
Türkiye şu sıralarda, batı dünyasının “Yaramazı” konumunda...
Kimine göre"Güç gösterisine heveslenen”bir ülke olarak niteleniyor...
Bazılarına göreise "Hakkını aramaya başlayan"bir Türkiye...
Akdeniz'de varlık gösteriyor, bayrak dalgalandırıyor. Kimseler ağzını açmazken İsrail hükümetini fırçalıyor. Suriye'ye demokrasi dersi veriyor. Mısır'a laikliği tavsiye ediyor.Balkanlar ve Kafkaslarda son derece aktif. Somali ve Filistinlilerin haklarını arıyor.
Washington’a ters düşebiliyor. Farklıdeğerlendirmeler yapabiliyor.
Avrupa'ya kafa tutabiliyor.
Yeni yaklaşımı,yeni söylemi ve yeni politikalarıyla Türkiyebirçok ülkeyi memnun ediyorsa da mahallenin ağabeylerini fena halde rahatsızediyor. Ağabeyler eski “cici” Türkiye'yiarıyorlar. Bu değişimin nedenini AkParti hükümetinin dindarlığına, İsrail aleyhtarlığına bağlıyorlar, olmuyor.Erdoğan'ın bölgede liderlik kurmahevesine bağlıyorlar, yine olmuyor.
Ama bambaşka birşey oluyor.
Büyük ağabeyler mahallede birden ortaya çıkan bu “Yaramaz çocuğu” tekrar yola getirmek, söz dinlemeye zorlamak için peşinden koşuyor.
Mahalleninfakirleri de ilk defa kendilerine birilerinin sahip çıkmasından memnun, yenigelen bu bıçkın genci hayranlıkla alkışlıyor.
Herkes Türkiye'nin peşinden koşuyor. Kimi sertşekilde eleştiriyor, kimi alkışlıyor. Ancak uluslararası kamuoyu Ankara'yı izliyor. Şimdiye kadar sadeceeleştiri yağdıran uluslararası medya da şimdiye kadar görülmemiş bir ilgiyle Türkiye'den söz ediyor.
Yaramazlık veya söz dinlememek iyi de dikkat edilmesi gereken bir kaç nokta var.
- Bu oyunun sınırlarını iyi hesap etmek, elindeki kartları değerinden fazla göstermemek ve akılcı davranmak.
- Ekonomiyigüçlü tutmak.
- İçerde kanayan yaralarınız(Kürt sorunu gibi) varsa, ne yapıp ediptedavi yolunu bulmak.
Bunlarıgerçekleştirebilirseniz, “Yaramazlık”güzel bir şey. Yapamayacaksınız, yine “Cici çocuk" olun...
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|