Bir soru var ki, kimseler tam bir yanıt veremiyor. Ba?bakan?ın İsrail?e sert yakla?ımının Türkiye?yi nereye götürdü?ü anla?ılamıyor. Erdo?an?ın kafasında bir strateji var mutlaka, ancak bu stratejinin ne olabilece?i tartı?ılıyor. Bugün i?te bu konuya yanıt bulmaya çalı?aca?ım. Ba?bakan?ın hedefini ara?tıraca?ım.
Hemen her yerde aynı soruyla kar?ıla?ıyorum:
?Ba?bakan İsrail ile sürtü?mek, çatı?ma pahasına Gazze için elini ate?e sokmak mı istiyor? Amacı nedir? Kasfasının arkasında bir strateji var mı, varsa bu nedir??
Mutlaka bir oyun planı var. Kararları Davuto?lu ile birlikte alıyorlar. Adımları ise, Ba?bakan bizzat atıyor.
Peki nereye kadar gidilecek?
Türkiye?nin İsrail?e adeta meydan okuması, donanmasını harekete geçirece?ini açıklaması ister istemez, ku?ku ve kaygıları artırıyor.
?İsrail ile sava? mı isteniyor, neden bu kadar meydan okunuyor??? sorularının yaygınla?masına yol açıyor.
Türkiye, İsrail ile bir askeri çatı?manın ne anlama gelece?ini çok iyi bilen ülkelerin ba?ında gelir. Böyle bir olasılıkta kar?ınıza, hem dünyanın en etkili hava ve deniz kuvvetlerinden birini, hem de Amerika Birle?ik Devletleri?ni alaca?ınız bir sır de?ildir.
İsrail ile çatı?mak, TSK ne kadar büyük ve güçlü olursa olsun, pek akıl karı de?ildir.
Hem bölgedeki dengeler, hem de uluslararası dengeleri altüst eder.
Ba?bakan?ın böylesine bir riski, sırf Arap dünyasının sempatisini kazanmak için alaca?ı dü?ünülemez.
Bütün bu hesaplar mutlaka Ankara?da da yapılıyordur.
Türkiye?yi böylesine belirsiz bir yere götürmeyi kimse göze almaz.
Peki o zaman bu tırmanma neden?
Sadece, Marmara gemisinde öldürülen 9 vatanda?ımızın intikamı için mi dünyayı aya?a kaldırıyoruz?
Sanmıyorum.
İsrail?i korkutup, Gazze ambargosundan vaz geçmesini mi bekliyoruz?
E?er böyle bir beklenti varsa , çok hata ediliyor demektir.
?
?
?
?
Gazze Arapların bir ayıbıdır...
? Türkiye Gazze? nin kurtarıcısı mı olmak istiyor??
?İsrail?i Gazze ablukasından vaz geçirebilmek için mi kendini ortaya atıyor??
Bir gerçe?i çok iyi bilmemizde yarar var.
Gazze ablukası, Filistin sorunu gibi, Arapların bir ayıbıdır.
Erdo?an, Türkiye?nin takındı?ı tavrın bir insanlık görevi, bir hakkaniyet gösterisi oldu?unu söylüyor. Aslında Türkiye, Filistin sorunu ve Gazze ku?atmasının hala devam etmesinin, İsrail?in açıkça bir ??ımarık çocuk? gibi davranmasının tamamen Arapların bir sorunu oldu?unu gayet iyi biliyor. Bundan dolayı da, yıllardan beri mümkün oldu?unca geri planda kalmayı tercih etmi?tir.
E?er özellikle Gazze ablukasına bugüne kadar hala bir çözüm bulunamamı?sa, bunun nedenleri de ortadadır:
- Arapların kendi iç? çeli?kileri, iç kavgaları ve beceriksizlikleri.
-? Süper güçlerin bölgedeki stratejik hesapla?maları.
Filistinliler, açıkçası Arapların kurbanıdırlar.
Araplar, Filistin sorununu kendi yönetimlerini ayakta tutmaktan, aralarındaki nüfuz kavgasına kadar, hemen her alanda kullanıyorlar. ?zetle İsrail, hem Amerikan deste?inden, hem de Arapların gönülsüzlüklerinden yararlanmaktadır.
?imdi Türkiye?nin böylesine karma?ık, hesap içinde hesapların yapıldı?ı, büyük oyunların oynandı?ı, üstünden güç dengelerinin pazarlıklarının sürdürüldü?ü bir alana ?Bırakın ben çözerim? diye kurtarıcı gibi atlamasının hiçbir sonuç getirmeyece?ini, herhalde en iyi bilen iki ki?i varsa, bunlardan biri Ba?bakan Erdo?an, di?eri de Dı?i?leri Baskanı Davuto?lu?dur.
Peki durum böyleyse, İsrail?e boyun e?dirmenin, bugünkü ko?ullarda imkansızlı?ı ortadayken,? Türkiye sesini yükselterek, hatta pazularını göstererek? ne yapmak istiyor?
Galiba i?in içinde çok ince bir ba?ka hesap var.
?
?
?
?
?ii İran'a kar?ı, Sünni cephe liderli?i mi????
Orta Do?u?nun perde arkasında en çok tartı?ılan ve derinden derine pazarlıkları yapılan en önemli sorunlarının ba?ında, nükleer güç durumuna girmeye hazırlanan ?ii İran geliyor.
Ba?ta Suudi Arabistan olmak üzere, tüm Körfez ?lkeleri, Mısır ve ?rdün korku içindeler. İran? ın giderek artan nüfuzunun, yakın bir gelecekte, kendileri için büyük bir tehlike yarataca?ına inanıyorlar. İktidarları her an tehlikede olan bu ülkelerin yöneticileri, Arap Baharı ne kadar melteme dönü?se bile, demokrasi beklentileri yanı sıra, bir ?ii tehdidini kaldıramayacaklarını çok iyi biliyorlar.
Türkiye?yi yanlarına çekebilmek, sıkı sıkıya bir Sünni cephesi olu?turmak istedikleri ve bu niyetlerini de Erdo?an-Davuto?lu ikilisine sık sık açıkladıkları biliniyor.
ABD için de, İran? bölgedeki en büyük tehlikeyi olu?turuyor.
Washington,? Irak üzerindeki etkinli?i her geçen gün artan bir İran?ın, nükleer güce kavu?tu?u andan itibaren, bölgede fırtınalar estirece?ine ve tüm dengeleri alt üst edece?ine inanıyor. E?er bugün Türkiye toprakları dahil olmak üzere, NATO çerçevesinde bir füze kalkanı olu?turuluyorsa, bunun en önemli nedenlerinden biri de İran? dır.
Tüm politikalar, bir ?ii? ittifakını önlemeye yönelik olu?turuluyor.
Ak Parti? iktidarının da en önemli kaygısı, olası bir Sünni- ?ii sürtü?mesidir. A?ırlı?ını böyle bir sürtü?meyi önlemek için kullanmayı planladı?ı bilinen bir gerçek.
İ?te ?imdi kendi kendimize ?u soruyu sorabiliriz?
Türkiye, İsrail ile sertle?erek Sünni dünyasının halklarını daha da yanına çekmek, bir cephe olu?turmak mı istiyor?
Hem Türkiye, hem de bölgedeki birçok uzman bu analizi yapıyor ve Ankara?nın, yeni İsrail politikasıyla kendine bölgede daha etkin bir imaj s?lamak istedi?ini ileri sürüyorlar. Kimse, Ba?bakan? ın sözlerini, Türkiye?nin İsrail?i tehdit etmek veya çatı?ma arama niyeti olarak yorumlamıyor.
Bu konuda anahtarı elinde tutan Washington, farklı bir politika izliyor.
Bir yandan, Türkiye?nin İran?a kar?ı Sunni bir cephede rol almasından memnun. ?te yandan da, hem Netanyahu-Libermann koalisyonunun biraz dayak yiyip kendine gelmesini, hem de Türkiye?nin İsrail ile sürtü?mesinin belirli bir çizginin ötesine geçmemesini istiyor.
Benim görebildi?im kadarıyla, böyle bir ince strateji izleniyor.