Mehmet Ali Birand
 
Söylemesi kolay, yapması zor…
 
 

Söylemesi kolay, yapması zor…

Türkiye’nin önünde, üstesinden gelinmesi çok zor iki sorun var. Biri, Suriye Devlet Başkanı’nı reformlara ikna etmek, diğeri Suriye’nin içinde bir tampon bölge oluşturup, güvenliği sağlamak. Neresinden baksanız, çıkışı görülmeyen bir durumla karşı karşıyayız.

Ankara pek açık vermemeye çalışıyor, ancak durum giderek güçleşiyor. Zira Suriye’de değişim neredeyseimkansız. Orta Doğu’daki Türk büyükelçilerinin toplu halde Türkiye’ye davet edilip görüşlerinin alınması,daralmanın boyutlarını gösteriyor.

Başbakan’ın en büyük kaygısı,  Suriye’de bir Alevi-Sunni çatışmasının çıkması, büyük kan dökülmesi veyüzbinlerce Suriyelinin Türkiye’ye göçmesi...

Bunu engelleyebilmek için düşünülen iki senaryo da, kolay kolay uygulanabilir cinsten değil.

1. GÜVENLİ TAMPON BÖLGE: Türkiye şu ana kadar, uluslararası  kurumları işin içine sokmadı ve göçmenlere kendi başına yardım veriyor. Ancak ilerde bu yükü taşıması imkansızlaşacak. Türkiye’nin kapasitesi 50 bincivarında. Eğer bu rakam yüzbinlere çıkarsa, o zaman Birleşmiş Milletler  devreye sokulacak ve Suriye toprakları içinde güvenlikli bir tampon bölge oluşturulabilecek.  Tabii bu, olayların ve göçün boyutuna göre şekillenecek.  Böyle bir bölge için Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kullanılması aslında riskli.  Başka bir ülketopraklarına asker sokmak daima  sorun yaratır.  Söylemesi ve planlaması kolay, ancak gerçekleştirilmesi çokzor bir senaryo...

2. ESAD’A REFORM ÇAĞRISI:  Söylemesi kolay, ancak  gerçekleştirilmesi zor olan diğer bir konu da,Başbakan’ın Suriye Devlet Başkanı’na yaptığı “Reformlara devam et”  çağrısıdır. Eminim Esad, Başbakan’ın sözlerini dinlerken kendi kendine “Kolaysa sen gel yap” diyordur.

Esad, Erdoğan’ın tavsiyelerine uyamaz. Artık öyle bir noktaya gelindi ki, demokratikleşme süreci demek, tümEsad ailesinin iktidarı kaybetmesi demektir. Esad bunu göze alamaz. Tek kurtuluşu direnişin çok sürmemesi, fazla kan dökülmeden  olayların bastırılabilmesi. Böylece, hem Esad ailesi iktidarda kalabilir, hem de Türkiye’yison derece riskli bir girişimden kurtarabilir.  Ben, buna pek ihtimal vermiyorum. Esad direnecektir ve er ya da geç Suriye’nin kontrolünü kaybedecektir. Gidiş o yönde...

*   *   *


BU ÇIKIŞ , BAYKAL’A HİÇ YAKIŞMADI...

Seçim kampanyası sırasıda bu köşede Deniz Baykal’ın  Antalya’da partinin basit bir eri gibi çalışmasınıövmüştüm. Başkalarına örnek göstermiştim. Eski genel başkan sahaya inmiş, yeni başkana fiilen destekveriyordu. Böylesine uygar bir yaklaşımı özlediğim için alkışlamıştım.  Hatta,  “Sen bu yaklaşıma kanma, fırsatınıbulunca Baykal kılıcını çeker” diyenleri ayıplamıştım.

Meğer, onlar haklıymış.

Ne göreyim;

Seçim sonuçlarından sonra, kazan kaynatanların başında Deniz Baykal var. İlk ateşi yakan ve muhalefetikışkırtan kişi de o.

Baykal’ı severim, ancak bu yaklaşımı ona hiç yakıştıramadım. Artık liderlik rüyalarını geride  bırakmış olması gereken eski başkan, hala kulis yapıyor, komplo kuruyormuş gibi davranıyor. Hem de kendinin yıllarca  şikayetettiği bir yaklaşımın başını çekiyor. Yıllar boyunca aynı muameleyi gördü ve partinin bu alışkanlığından  nefret ettiğini de hep tekrarladı.

Oldu mu şimdi?

Hiç yakıştı mı?


CHP TEŞKİLATININ AĞZINI AÇMAMASI GEREKİR

Ortada bir de sonuçlardan şikayeti olan CHP teşkilatı var.

Hem suçlu, hem güçlüler.

Büyük bölümü yerlerinden kalkmadı. Kılıçdarolu bir meydandan öbürüne  koştururken, beyefendiler vehanımefendiler yerlerinden kıpırdamadı. Şimdi de, alınan sonuçtan dolayı Kılıçdaroğlu’nu eleştiriyorlar.

İnanılır gibi değil.

Ak Parti teşkilatlarının neler yaptığına baksınlar da, utansınlar.

*   *   *


OH, NİHAYET DOĞRU YOL BULUNDU (!)

Başbakan Erdoğan uzun süredir beklenen adımı attı ve siyasilere-gazetecilere karşı açtığı davalardan vazgeçti.

Doğrusunu yaptı.

Uzun süredir, hep aynı soruyu soruyor ve Başbakan neden medya ile kavga ediyor, anlayamıyordum.Gazetecileri meydanlarda cezalandırmasına hiç gerek yoktu.

Acaba bu adımla birlikte yeni bir yaklaşım söz konusu olabilir mi?

Hüseyin  Çelik Başbakan’ı  ikna edebildiyse, bundan sonra çok daha normal bir ilişki sürecine girilebilir.

Artık rahata ihtiyacağımız var.



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Hadi bir defa başladık...
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…