Mehmet Ali Birand
 
Ne Ergenekon ile ne de onsuz olmuyor
 
 

Durum giderek netleşiyor. Bundan böyle hayatımız, Ergenekon ile geçecek. Bu dava uzun süre gündemin bir parçası olacak. Baksanıza. 11 inci dalgaya geldik ve 15 inci dalgaya kadar işin devam edeceği  söyleniyor. Hatta, İtalya'daki aynı tip  davaların 5-6 yıl  sürdüğü ve 600 kişinin gözaltına alındığı veya tutuklandığı anlatılıyor. Yani gidecek çok uzun bir yolumuz var.

 

İşin kötüsü, bu davada artık cepheler ayrıldı. Bir ortak duruş bulunmasına imkan yok.

 

AKP'liyseniz veya AKP'ye sempati  duyuyor iseniz, Ergenekon'a toz  kondurmazsınız. Muhalif iseniz, Ergenekon, rejimin değiştirilmesi çabası veya Türkiye'nin bölünmesi için Amerika ve AB'nin hazırladığı bir komplodur.

 

Tabii bu arada,  bir de yol kazasına uğrayıp, yargının ters tarafına düşen masumlar var ki, onların durumları  daha da zor. Neden gözaltına alındıklarını dahi bilmeden,  aylarca içerde kalanlar gerçek mağdur  konumuna girdiler.

 

Kendimizi hazırlayalım, Ergenekon davası öylesine karışık bir hal aldı ki,  işin içinden çıkılmaz bir duruma geldi. Bundan sonra da Ergenekon, anlaşmazlıktan  kurtulamayacak.

 

Öte yandan da, Ergenekonsuz olmayacak. Zira Ergenekon'un bir diğer bölümü daha var ki, mutlaka sürmesi ve açığa çıkarılması gerekiyor. Ergenekon'da gerçekten  cezalandırılması kaçınılmaz suçlular da var.

 

Neyse, siz bu hafta sonunu rahat geçirin. Zira, önümüzdeki hafta daha da sıcak geçecek.

 

KILIÇDAROĞLU, TOPBAŞ'I ZORLAYABİLİR

 

CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adaylığına Kemal Kılıçdaroğlu'nu  seçmesi bir çok şeyi değiştirebilir.

 

İstanbul, kolay bir şehir değildir. Hele Topbaş, genelde beğeni kazanmış bir başkan. AKP'li  olduğu için değil, görevi süresince başarılı bir performans  gösterdiğinden dolayı favoriydi. AKP'li olmayanlar  dahi Topbaş'ın devam etmesini istiyordu. Onun  karşısında aday olmak da zor görünüyordu.

 

Kemal Kılıçdaroğlu,  Topbaş'ı zora sokabilir. Çok iyi bir belediye başkanı olacağı  izlenimi verdiğinden dolayı değil, ancak isminin temizliği ve son aylarda yükselen yıldızıyla, İstanbul'daki dengeleri bozabilir. Hem alevi olması, hem doğu kökeni Kılıçdaroğlu'na avantaj sağlıyor.  Tabii daha da önemlisi, laik oylar ve AKP karşıtı  oyların ittifak yapmaları durumunda Topbaş lehindeki denge biraz daha bozulabilir.

 

İstanbul Belediye seçimi birden renklendi...

 

GELDE, AMERİKANIN DEMOKRASİSİNE HAYRAN OLMA

 

Amerikalıların yaşam tarzını sevmeyebilirsiniz.

           

Amerikan Devletinin politikalarını da yerden yere vurabilirsiniz.

           

Hele başta Irak olmak üzere, son yıllarda dış müdahaleleriyle herkese kan kusturduğunu da söyleyebilirsiniz.

           

Bütün bunlarda da haklı sayılabilirsiniz.

           

Ancak bir konu var ki, Amerika'ya toz konduramazsınız. O da, bu ülkenin Demokratik sisteme olan bağlılığı, kendine güveni ve kendini yenileme gücüdür. Dünyanın başka hiçbir ülkesinde böyle bir kalite dizisi göremezsiniz.

           

Eski değil, ben gözlerimle gördüm. Siyahların ve köpeklerin lokantalara giremeyeceklerini yazan afişleri kendi gözlerimle gördüm. Siyahların pislik muamelesi gördüklerini izledim. Bugün aynı Amerikalı, dünyanın değiştiğini görebiliyor ve siyah bir Başkan seçebiliyor. İşte büyüklük, olgunluk budur .

 

Hayran olmamak elde değil.

 

Amerikanın her seçimi de ayrı bir demokrasi gösterisi şeklinde geçer.

 

Kampanya sırasında birbirini yerden yere vuran rakiplerin , içlerinden biri seçildiğinde nasıl el sıkıştıklarını seyredersiniz. Yarış süresince herşey mubahtır. Birbirlerine olmadık çamur dahi atılabilir, ancak nokta konduğu anda, herşey biter.

 

Obama'nın seçildiğinin anlaşılmasından itibaren, karşı partinin başkanı Bush ile ilişkilerine dikkat ettiniz mi ?

 

Ne Obama, enkaz devraldığı edebiyatı yaptı. Ne de Başkan Bush, yerini alacak olan yeni Başkan'ın ülkeyi mahvedeceğine dair bir konuşma yaptı. Kucaklaştılar, birbirlerine saygılı davrandılar.

           

Daha önceki Bush- Al Gore seçimini hatırlayın.

           

Milyonlarca oy kullanıldı ve sonunda Bush, hem de bir mahkeme kararıyla ve birkaç yüz oy farkıyla kazandı.

           

Çıldırmak işte değil.

           

Al Gore, karar açıklandıktan sonra, hiç ağzını açmadı. Bizdeki örneklerinde gördüğümüz gibi, ne Beyaz Sarayı başına indireceğini söyledi, ne de Beyaz Sarayı boykot etmeye kalktı.

           

Bush' un elini sıktı, kararı hemen kabul etti ve sessizce sahneden çekildi.

           

Aman yarabbi, bu ne olgunluktur..Bu nasıl bir kendine güven gösterisidir .

           

Amerikalılar sistemlerini yaşatmak için müthiş bir titizlik gösteriyorlar.

           

Hayran olmamak imkansız.

           

Obama' nın Türkiye açısından iyi mi kötü mü olacağı tartışılıyor. Obama dünya için iyi olacaktır. Bu da Türkiye'ye iyi yansıyacaktır. Eğer, Ermeni konusunu ön plana çıkaracak diye korkuyorsak, tartışmak yerine Ermenistan ile ilişkileri geliştirelim daha iyi olur...

 

ŞAHİN, BU İLKELLİĞİ MUTLAKA ENGELLEMELİ

           

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı “Ermeni kardeşlerimden özür diliyorum” kampanyasını düzenleyen ve katılanları 301 inci maddeden “Türklüğe hakaret” suçuyla mahkemeye sevkedilip sevkedilmemesi konusunda karar verme aşamasında.

           

Basın haberlerine göre, eğer Başsavcılık karar verirse, Adalet Bakanından soruşturma izin isteyecek.

           

Ben, Başsavcılığın şikayetleri incelemeye almasını dahi anlayamıyorum.

           

Bir toplumun en doğal hakkı olan, görüşünü açıklama hürriyetine bundan daha büyük bir darbe vurulabilir mi?

           

Neyse hala Türk adaleti kafa değişimini gerçekleştiremedi. Bu da olacak, ancak zaman alacak.

           

Ben Adalet Bakanı Şahin'in, bu kampanya hakkında dava açılmasına göz yumacağına inanmıyorum. Bu yaklaşım ne AKP'ye yakışır, ne de Şahin'e...

           

Hayır, bu ilkelliğin mutlaka durdurulması ve kamu oyuna bir mesaj verilmesi gerekiyor.

           

Bizler böyle bir anlayışa, böyle bir yaklaşıma layık insanlar değiliz.

           

Artık yetti.

 

NAZIM'I MEZARINDA RAHAT BIRAKIN

 

Okuyucum Altan Goral'ın Nazım Hikmet ile ilgili görüşlerini aşağıda sizlerle paylaşmak istedim.

 

Sayın Birand,

 

Nazım Hikmete iade-i itibar edildiiii!!! Eyvallah diyelim ama sakın unutmasınlar ki bu hiç kimsenin umurunda değil. O zaten herkesin nezdinde büyük bir şahsiyet.

            

Benim korkum farklı. Şimdiden başladılar bile mezarını getirmek için, yahu adamcağızı bırakın yattığı yerde rahat uyusun. Diyebilirsinizki Nazım da hep gelmek istemişti. Evet istedi ama 50 sene evvelki Türkiyeye, herkesin birbirine saygısı olduğu bir Türkiyeye gelmek istemişti.

            

Gidenler bilirler Ruslar, Nazıma devlet mezarlığında yer vermişler yanınada sevgilisi Verayı gömmüşler. Şimdilerde gorbaçovların aile kabristanının hemen önünde yatıyor. O mezarlığa para ile giriliyor ve her gün temizleniyor ayrıca mezarlıkta yüzlerce ünlü olmasına rağmen herkes tarafından biliniyor yani kime sorsanız size gösterir.

 

Ben, en az 10 sefer gittim ve arkadaşlarımı da götürdüm, beni de 80 yaşında bir Rus dede götürmüştü ve Rusça Nazım Hikmetin şiir kitabını hediye etmişti. Lütfen bırakalım yattığı yerde uyusun bunları tartışacağımıza alalım kitaplarını okuyalım, okutalım.

 

TARİH-LENK

 

Elimde, başta adı olmak üzere çok değişik bir kitap var.. Yazarı, bir tarihçi ve akademisyen.. Hakan Erdem.. Yıllardır okuyup incelediği tarihi metinlerde karşısına çıkan hatalar, onu bu kitabı yazmaya itmiş.. Popüler tarih kitaplarının da benzer hatalarla dolu olduğunu görmüş.. Hakan Erdem,  yıllar boyu aynı hataların tekrarlandığına ve bunların doğru bilgiymiş gibi yayıldığına dikkat çekiyor.. Ve hepimizi, tarihi bilgilerimizin doğruluğundan kuşku duymaya davet ediyor. Zaten bu yüzden kitabına “Tarih-lenk” adını koymuş.. Bu isim doğrudan “Timurlenk”i çağrıştırıyor.. Yani  “Aksak Timur”u.. Hakan Erdem de, hatalı bilgilerle dolu bir tarihin “aksak” ve aynı zamanda “zalim” olacağına inanıyor.. Eminim bu kitap, tarihle ilgilenmeyenlerin bile dikkatini çekecek..  (Doğan Kitap 0212 246 52 07)

 

                                                                                                        24 Ocak 2009 POSTA



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Hadi bir defa başladık...
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…