Mehmet Ali Birand
 
Prof. Dr.Vamık Volkan’ın geçenlerde Cumhurbaşkanı Gül'e verdiği...
 
 

Kürt sorununu çözmek için 
ateşi yeniden keşfetmeye 
gerek yok…

Prof. Dr.Vamık Volkan’ın geçenlerde Cumhurbaşkanı Gül'e verdiği, Kürt sorunu ile ilgili çözüm içeren raporu okumakta çok yarar var. Volkan, Savaşan Toplumların birarada yaşamalarına yönelik çalışmalar yapan, değerli bir bilim adamıdır. Bu günlerde, sağduyuya en çok ihtiyaç duyulan bir dönemde bakın neler tavsiye ediyor.

Prof. Dr. Vamık Volkan, uluslararası bir üne sahiptir.

 

Özelliği, savaş eden toplumların bir arada yaşamasını sağlamaya yönelik çalışmalar yapması. SABAH gazetesinde okudum, Cumhurbaşkanı Gül’e Kürt sorununun çözümüne yönelik bir rapor vermiş.

 

Çok ilgimi çekti ve belki Sabah’ta okuyamamış olanlarınız vardır diye, önemli maddeleri aşağıya özetleyerek aldım:

 

-         Hükümet, açılım sürecinden geri adım atmamalı, cesur olmalı. Ana muhalefetpartisi CHP de bu sürece katkı sunacak politikalar üretmeli.

-         PKK'nın eylemsizlik kararı doğru okunmalı, kalıcı barış için askeri operasyonlar durdurulmalı.

-         PKK'nın dağdan indirilmesi için sosyal-siyasal zemin hazırlanmalı. Türkiyekoşullarına uygun gerçekçi çözümler üretilmeli.

-         Anadilde eğitim konusu tartışmaya açılmalı. Kürtçe, Türkiye genelindeolmazsa bile bazı bölgelerde seçmeli ders olabilir.

-         Demokratik açılım sürecinden geri adım atılmamalı.

-         Ortak vatan vurgusu geliştirilerek, atılan adımlar kamuoyuna doğru bir şekilde aktarılmalı.

-         Yerel yönetimler güçlendirilmeli.

-         Katı devlet anlayışı son bulmalı.

-         Kürt sorunu inkârla çözümlenemez. Sorunun çözümüne ilişkin somut birstrateji ortaya konmalı.

-         Kürtlerin hassasiyetleri kadar Türklerin endişelerini de ortadan kaldıran dengeli bir politika izlenmeli. Bu sorunun nedenleri, çözüm önerileri kamuoyu ile açık bir şekilde paylaşılmalı.

-         Doğu ve Güneydoğu'da toplumla güvenlik güçleri arasındaki tepkisel kısırdöngü kırılmalı.

 

BU YAKLAŞIMI GÖRMEZDEN GELMEMELİYİZ...

 

Prof. Dr. Volkan’ın yazdıklarını okuyunca, kendi kendime “Hocamız, Türkiye’ye açıkça,her şeyden önce Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ne istediğini artık kendi kendine saptadıktan sonra yola çıkmasını öneriyor” dedim.

 

Bu öneriler, ateşin yeniden keşfedilmesini tarif etmiyor. Son derece sağduyulu ve sağlıklıöneriler. Şimdiye kadar devletimizin çoktan bunları düşünmüş ve önemli bir bölümünüuygulamaya sokmuş olması gerekmez miydi?

 

Prof. Volkan, doğru yolu gösteriyor.

 

Bakalım Devletimiz bu görüşleri ne kadar benimseyebilecek?

 

Acaba, savaştığı bir kesimle barışıp birlikte yaşamayı mı tercih edecek, yoksa eskisi gibiyine sopa kullanıp Kürtleri yola getirmeyi mi yeğleyecek.

 

*                                 *                                 *

 

ARINÇ, GİDEREK FARKLI BİR POLİTİKACI OLUYOR...

 

Bülent Arınç'a sorun, eminim hiç değişmediğini söyleyecektir. "Ben hep böyleydim"diyecektir.

           

Mutlaka da haklıdır. Ancak kamuoyunun gözünde -hiç değilse benim sık sık görüştüğümçevrelerde- geçtiğimiz sekiz yıl içinde giderek değişen bir politikacı imajı yansıtıyor. Hiçdeğilse, bir kesimimizin algılaması böyle.

           

Eskiden, konuştuğu anda sesi ve fikirleri sert çıkardı. Katı bir söylemi vardı.Her defasındabizi şaşırtırdı. Aramızda, ne zaman nerede bilinmeyen, ancak üstüne basıldığı anda patlayıveren mayına benzetirdik.  Hatta, iktidar partisinde marjinalleştiği sanılırdı.

           

Meğer çok yanılmışız veya koşullar yada Arınç değişti.

           

Böyle dememizin bir nedeni, daha ne O'na ne de Ak Parti'ye alışamamışlığımızdı. Laik veKemalist dil egemendi. Zamanla alıştık. Hem Ak Parti'ye, hem de Arınç'ınkonuşmalarına.

           

Bakmayın, hala bizleri şaşırtıyor, ancak farklı şekilde.

           

Karşımızda başka bir Arınç buluyoruz.

           

Toplum vicdanının sesi gibi konuşan bir Arınç var şimdi.

           

Başbakan kasırgalar estiriyor ve Ak Parti bir olayda katı bir tutum alıyor, birbakıyorsunuz Arınç  çıkıp, tam tersine toplumun beklediklerini söyleyiveriyor. Farklısözlerinden dolayı kimseden de çekinmiyor. Kimi AKP'liler gibi, paylaşmasalar dahi, Başbakan'ın söylediklerinin dışına çıkmamak için kıvırtanların aksine, Arınç lafını esirgemiyor.

           

Örnekleri çok... Son birkaçını hatırlatayım isterseniz...

 

-         Kürtçe dili yerden yere vurulurken, çıkıp “Kürtçeyi inkar etmek akıllılık değildir. İnkar edenler geride kaldı, şimdi kimse onların yüzüne bakmıyor. Kendileri de çok mahcup. Bu dil var ve yaşıyor” demek cesaretini gösterdi.

-         Başbakanı protesto eden öğrencilerin polis tarafından dayak atılmasını herkeshaklı görürken, Arınç aksine polisi eleştirdi ve aşırı güç kullanılmasına karşı çıktı.

-         Basın şenliğinde, "Gazeteciler yanlış yapsalar dahi hapse girmemeliler. Suçişleyenlere para cezası verilmeli... Medya'yı yasaklarla, sansürlerle zapt-ü-raptaltına almak ilkelliktir" diye açıkça karşı çıkan  nadir iktidar politikacısı oldu.

-         Erdoğan'ın ünlü "Bitaraf olan bertaraf olur" konuşmasından sonra çıkıp "NeEvet'in kullanılması konusunda bir baskı ve tehdidi hoş görürüz, ne de mutlaka HAYIR denilmesi konusunda baskı ve tehditlere prim veririz" demecesaretini göstermiştir.

-         Ergenekon davasında, Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay’ın bitmeyen tutukluluk hallerine karşı çıkan, benim hatırlayabildiğim tek Ak Parti siyasetçisi olmuştur.

 

Bu örnekleri çoğaltabilirim.

 

Dikkat ediyorum, bu çıkışlardan dolayı, ya Arınç'a olan saygısından veya bu yaklaşımlarınıdoğal karşıladığından, Başbakan'dan da bir uyarı veya kinayeli bir söz de çıkmıyor.

           

Özetle, bugün karşımızda yepyeni bir Arınç var ve bizi bu defa farklı şekilde şaşırtıyor.



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Hadi bir defa başladık...
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…