?
?
?
BU GİDİ?LE, TSK
MSB?YE BA?LANIR
-
Yılda iki defa toplanan Yüksek Askeri ?ura, kısaltılmı? adıyla YA? hayatımıza girdi?inden bu yana, her toplantısı gazetelerin man?etlerine çıkar. Ak Parti iktidarıyla birlikte, durum de?i?meye ba?ladı. Meraklı okurlarım uzun süredir, bu i?lerin ba?ka ülkelerde nasıl yapıldı?ını sorup dururlardı. Ara?tırınca ortaya son derece ilginç bir manzara çıktı.
?
BU GİDİ?LE, TSK
MSB?YE BA?LANIR
Yüksek Askeri ?ura, yılda iki defa kamuoyunun önüne çıkar.
Kısaltılmı? adı da YA??dır.
TV ve gazetelerde, asık suratlı hükümet üyeleri ve onlar kadar asık suratlı komutanların resimleri yayınlanır. Aslında bu asık suratlılık, ciddi görünme çabasından geldi?i için, bu konuda özel bir çaba harcanır. Oysa kimse, eski Sovyetler Birli?i Politbüro toplantılarını andıran bu resimlerin, toplumda sempatiyle kar?ılanmadı?ını, tam aksine asker-sivil ili?kisini, so?uk ve mesafeli bir süreçte tuttu?unu bilmez.
YA? hayatımıza 1971 Muhtırası ile birlikte girdi.
1971?deki generallerin bu mekanizmayı nasıl akıl ettikleri veya nereden aldıklarını bulamadım. Amerikalıların katkıda bulunduklarını tahmin ediyorum. Hele so?uk sava?ın en a?ır döneminde (1970?lerde) gerçekle?tirilen bu de?i?ikli?in ba?ka bir kaynaktan geldi?ini dü?ünmek zor.
12 Mart darbesinin sahibi askerler, ?ura?yı hükümetleri iç kararlarının dı?ında tutmak, kendi iç düzenlerini kendi ba?larına sürdürebilmek, kısacası tam bir otonomi kazanabilmek için hayata geçirdiler.
Tüm yüksek rütbeli subayların terfileri -Askerden ihraçlar- Askeri Stratejilerin onaylanmasının konu?uldu?u ?ura?da ba?bakanların ba?kanlık etmeleri de tümüyle sembolikti. Hiçbir oy hakları yoktu. Do?rusu, ?imdiye kadar Erdo?an dı?ında hiçbir Ba?bakan, sesini çıkarıp ?İktidar olarak bu politikaya kar?ıyız. Bu olmaz, de?i?tirin.? diyemedi?inden dolayı da, sivil otoritenin gücü test edilmemi?ti. Ba?bakanlar terfi ve ihraçlara da karı?amazlardı. Sadece itiraz ?erhi koymakla yetinebilirlerdi.
YA?, i?te böylesine kendine özgü, askerin, sivil otoritenin dı?ında kendi kararlarını alıp, kendi i?ini yönetmesini sembolize eden bir mekanizmaydı.
?imdi bu durum giderek de?i?iyor... Erdo?an?ın yakla?ımı, sivil otoriteyi ön plana çıkardı. Kararların hükümet tarafından onaylanması gere?ini getirdi.
?
BATIDAKİ UYGULAMA
GETİRİLECEK GİBİ
-
Yunanistan?da, bizdeki gibi bir Yüksek Askeri ?ura yok. Aynı görevi ?Dı?i?leri ve Savunma Konseyi? yapıyor. Savunma Bakanı, Genelkurmay Ba?kanı ve üst düzey komutanların terfilerini önerir ve bu konsey tarafından onaylanır. Ba?ka bir deyi?le, sivil iktidar üst düzey atamaları yapar, genel stratejileri saptar ve bu konsey tartı?ır. Genelde de, onaylar. ?rne?in, bu Konsey Kardak Krizi'nden sonra Genelkurmay Ba?kanını istifa ettirmi?ti. Kom?uda, Ordu?dan ihraç hemen hemen yoktur. Bol bol istifa vardır.
-
İngiltere?de de, Genelkurmay Ba?kanı ve üst düzey komutanların terfilerine iktidarlar karar veriyor. Askeri Stratejileri, Savunma Bakanlıkları Askerlerle birlikte saptıyor. Genelkurmay sadece görü? veriyor, ancak son söz sivillerin oluyor. İhraçlar, iç yönetmeliklere göre yapılıyor. Sivil mahkemeler askeri suçlara da bakıyor.
-
Almanya?da, tüm terfi, atama ve ihraçlara Savunma Bakanlı?ı karar veriyor. Bu kararlar, sava? hali dı?ında sivil mahkemelerde ele alınabiliyor.
-
Fransa?da, atama ve terfiler, Savunma Bakanlı?ı ve Ba?bakanlı?ın Ortak ?nerisi olarak, Cumhurba?kanına yollanıyor, son söz Elysee sarayına ait oluyor. İhraçlar, ordu içindeki disiplin kurulunun kararı ve Savunma Bakanı?nın imzasıyla gerçekle?iyor.
-
İsveç?te, her türlü karar do?rudan do?ruya Savunma Bakanlı?ı'ndan çıkıyor. Savunma Bakanlı?ı dı?ında bu konuyla ilgili kimse söz sahibi olamıyor.
-
ABD?deki sistem daha farklı, ancak yine sistem tümüyle sivillerin elinde. Son söz, Beyaz Saray?a ait. Er ve erba?ların terfilerine, üstleri karar veriyor. General düzeyine kadarki atamalar ise, terfi komiteleri tarafından yapılır. Generaller ise, özel bir mekanizma ile seçilir ve Ba?kan?a önerilir. Gerekirse, Beyaz Saray bu sürece müdahale eder. İhraçlar, askeri yönetmeliklere göre ve özel bir komite tarafından gerçekle?tirilir. Kararlar yargıya açıktır.
İRTİCACI DİYE
BİR KAVRAM DA BİTİYOR...
Türkiye?ye özgü tek nokta, bizim ?İrticacı? diye adlandırdı?ımız, aslında a?ırı dinci veya din konusunu hayatının tam parçası durumuna sokan, görevlerini, hatta aldı?ı emirleri dahi, dini dü?ünce ve zorunluklarına (namaz-oruç gibi) göre uygulamaya sokan ki?ilerle ilgili.
TSK?da dincilik, yıllar içinde giderek, öylesine bir duyarlık ve tabuya dönü?mü?tür ki, komuta düzeyindekiler, dincilerin, laikli?in kalesi sayılan TSK?yı kontrolleri altına almalarından korkar olmu?lar ve dincilik ça?rı?tıran en ufak bir tutumu dahi ihraç nedeni saymaya ba?lamı?lardır.
Di?er ordularda ise, dincilik de?il ancak dindarlık son derece yaygındır ve suç sayılmaz.
Türkiye?deki bu durum da giderek de?i?iyor.
?zetle, TSK yeni bir döneme giriyor.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da eri?ebilirsiniz.
|