30 A?ustos?lar Türk askeri için çok önemlidir.
30 A?ustos, Türk tarihinin en büyük kahramanlıklarının ya?andı?ı bir zaferin yıldönümüdür, bayramıdır. O sava? aynı zamanda, Türk ordusunun en büyük gurur duyulan ba?arılarının hikayeleriyle doludur. 30 A?ustos?lar, Türk askerinin zafer günüdür.
Resepsiyonlar düzenlenir. Komutanlar kılıç ku?anır, bando mızıkalı göz kama?tırıcı törenler yapılır. Tanklar geçer, uçaklar gösteri uçu?ları yapar, donanma denize açılır, havai fi?ekler atılır.
Genelkurmay ba?kanları veya yeni atanan tüm komutanlar bugünden itibaren resmen görevlerinin ba?ına geçerler.
Türk halkı da askerini alkı?lar. Ordusuyla gurur duyar. Askerine sevgisini gösterir.
Tüm gözler o pırıl pırıl apoletli komutanların, gencecik, yakı?ıklı te?menlerin üstünde olur. ?lkenin dört bir kö?esinde düzenlenen resepsiyonlarda kimlerin davet edildi?i, komutanların kime gülümseyip kime sırtlarını döndükleri izlenir. Daha da önemlisi, komutanların verdikleri siyasi mesajlar beklenir.
?zetle,?30 A?ustos?Türk askerinin ?ölenidir. Aynı zamanda, TSK?nın dev bir gövde gösterisi ?eklinde geçer. Askerin ülke siyasetinin de üstünde bir konumu oldu?unun, çok açıkça vurgulandı?ı bir gündür. Gazetelerin tüm man?etleri, TV haberlerinin tümü bu olaylara ayrılır. Hamasi konu?malar yapılır. Ancak ilk defa öyle bir?30 A?ustos?ya?anıyor ki, bugüne kadar hiçbir asker böyle bir durumla kar?ı kar?ıya kalabilece?ini dü?ünemezdi. Muvazzafı, emeklisi ve sivil destekçileriyle birlikte,?Türkiye?nin askeri ön planda tutan, laik kesimin bir güvencesi gibi gören kesimi??ok içinde bir bayram kutluyor. Artık ortada ne eskisi gibi dev bir siyasi güç var, ne de her ?eyin üstünde tutulan bir konum. Bitti artık...
Do?rusunu söylemek gerekirse, TSK?nın konumundaki büyük de?i?iklik henüz ciddi ?ekilde anla?ılabilmi? veya hazmedilebilinmi? de de?il. Hâlâ, sanki geçici bir durumla kar?ı kar?ıya bulunuldu?unu, bu ortamın bir gün de?i?ebilece?ini hatta eski günlere dönülece?ini dü?ünenler var. Bazıları, adeta kötü bir rüya görülüyormu? ve yakında yeniden uyanılacakmı? gibi davranıyor.
Bir siyasi parti ilk defa iktidar oldu...
Tarihçiler ileride, 2007-2010 arasını büyük olasılıkla ?Türk siyasetinin temelinden de?i?me dönemi??diye adlandıracaklardır. 2010 ?urası?nı ise, bu sürecin adeta??çivilendi?i toplantı??olarak niteleyecekler.
Ya?ananlar, Türk Silahlı Kuvvetleri?nin ülkedeki konumunu de?i?tirmeye ba?ladı bile.
Henüz yolun ba?ındayız. Bu gidi?, ileride farklı yönlere kayabilir. Ancak ?u kadarı dahi, toplumun kendi askerine bakı?ını farklıla?tırdı.
Her ?eyin ba?ında ilk defa, sandıktan çıkan oylarla seçilen ve halkın temsilcisi olarak hükümet eden bir siyasi parti??gerçek iktidar??oldu. Cumhuriyetin kurulu?undan bu yana, yakla?ık 80 yıldır, hiçbir hükümet böyle bir iddiada bulunamamı?tı. İddia etse dahi, inandırıcı olamamı?tı.
Zira, ya askerin izni veya onayı ile hükümet olmu? veya hükümeti asker ile payla?mı?tı.
Türkiye hep iki güç merkezi tarafından yönetildi:?Sivil hükümet ve asker.
İçeride, sivil hükümet, TSK?nın hemen hemen hiçbir faaliyetine karı?tırılmazdı. Ne terfiler, ne strateji, ne de harcamalarda söz sahibi olabilirdi.
Komutanlar için, sivil hükümetler ülkenin günlük i?lerini yürüten, kredi ve para bulan bir kurumdu. ?lke ve demokratik sistem, askerin istedi?i parametrelerde yürütülmeliydi. Sorumluluk almadan gidi?i denetlemek, gerekti?inde darbe, muhtıra veya demeçlerle ince?ayar yapmak ise, askerin i?iydi. İç ve dı? büyük sorunlar önce Milli?Güvenlik?Kurulları?nda tartı?ılır, kararla?tırılır, ardından da sivil hükümet tarafından uygulanırdı.
TSK,?ülkenin ve cumhuriyetin gerçek sahibiydi. Atatürk, laik-demokratik Türkiye?yi te?menlere bırakmı?tı. Kollayıp-korumak onların göreviydi. Kö?k yani cumhurba?kanı, onların kontenjanından seçilirdi.??zellikle,??irtica??ve?Kürtler?, komutanın görev sahası içindeydi. Ne yazık ki, 80 yıldır hiçbir sivil iktidar, bu gidi?i ters yüz etme cesaretini de gösterememi?ti. İçerideki bu durumu?gören yabancılar da, Ankara ziyaretlerinde önce ba?bakan ve dı?i?leri bakanıyla görü?ürler, ardından da Genelkurmay ba?kanlarını ziyaret ederlerdi. Bu garipli?e de??Türkiye?nin Gerçekleri??veya??Askeri Gelenekler?adı takılmı?tı.
Her ?ey Aralık 2002?deki YA? ile ba?ladı
TSK?nın AK Parti iktidarı ile ilk çatı?ması Aralık 2002?deki Yüksek Askeri ?ura?da dönemin ba?bakanı Abdullah Gül?ün ?İrticai faaliyetlerinden dolayı ihraç edilmesi gerekenler? konsundaki ?erhiyle ba?ladı, Bu, AK Parti iktidarının asker ile ili?kilerinin yeni?bir sürece oturaca?ının kesin ilk i?aretiydi. Ve sonrası geldi.
Dengeyi, Erdo?an tek ba?ına bozdu
Bu iç dengeleri veya gelenekleri, Ba?bakan Tayyip Erdo?an tek ba?ına bozdu. Yedi yıllık bir mücadele sergiledi. ?nce hükümet oldu, ardından yava? yava? iktidar olmak üzere, cesur ve kararlı adımlar attı.
E?er Erdo?an, bu kadar ısrarcı olmasaydı, AK Parti genelinde, büyük olasılıkla, sırf hükümetlerini sürdürebilmek için, iktidarı askerle payla?mayı tercih edebilirdi. Böyle bir?durum, TSK?nın da i?ine gelebilirdi. Ancak bu oyunu Erdo?an bozdu.?
Bugün, henüz tam anlamıyla yerle?mi? olmasa, daha gidilecek çok yol bulunsa dahi, kamuoyu ilk defa, ordusunu bir??yaptırımcı??veya??caydırıcı?veya??gerekti?inde müdahale eden bir güç??gibi görmüyor.
İlk defa,??Asker ne der???veya??Askerin tepkisi ne olur???veya??Asker acaba izin verir mi???gibi sorular sorulmuyor. Artık;
?- Genelkurmay ba?kanları ve kuvvet komutanları atamaları, siyasi iktidarların onayından geçecek...
-?Komutanlar iç politikaya müdahale edemeyecekleri gibi, siyasi içerikli her konu?malarına iktidardan ters bir yanıt alma olasılı?ını dü?ünecekler.
-?Laik sistem ve Kürt sorunu, siyasi iktidarların sorumluluk alanına girecek.
?- TSK hem operasyonlar, hem de harcamalarında sivil otoriteye hesap vermekle sorumlu olacak.
-?Türk demokrasisinde, askerin yeri giderek azalacak. TSK yine halkın gururu ve sevgilisi olacak, ancak sadece gerçek göreviyle, yani vatan topraklarının savunmasıyla ilgilenecek.
-?T.C. Devleti?ni koruyup kollamak, sivil toplumun görevi olacak.
?Biz yılmayız, biz de?i?meyiz?
Uzun yıllardan beri ilk defa, üst düzey?devir teslim törenleri?böylesine sessiz sakin geçmi?tir. Eskiden, kimi emekli?e ayrılmı? olmanın kızgınlı?ıyla, kimi mesajını son defa verebilmek için, komutanlar iktidarlara verip veri?tirirlerdi. Ne irtica ile mücadelede sınıfta kalmalarını, ne de PKK terörüne yeterince sert tepki vermediklerini bırakırlardı. Bu defa hepsi sustu, mesajları eski ve yeni Genelkurmay Ba?kanları verdi.?Ba?bu??ile?Ko?aner?in mesajları birbirini tamamlar ve?TSK?da tutum devamlılı?ının i?aretini verir gibiydi. Her iki komutan, temel ilkelerinde hiçbir de?i?iklik olmayaca?ının altını çizdi. Ancak satırları iyi inceledi?imiz ve geçen seneki mesajlarla kar?ıla?tırdı?ımız takdirde,?irtica ile mücadele?konusunda ses tonunun dü?tü?ünü, eskisi gibi üstüne üstüne gidilmedi?ini, hatta neredeyse ikinci öncelik derecesine indirildi?ini görmemek imkansız. Anladı?ım kadarıyla Genelkurmay, iktidarı bu konuda eskisi kadar rahatsız etmek niyetinde de?il. Buna kar?ılık,Ko?aner?in komutasına giren?TSK?nın?tüm gücüyle?PKK terörü ile mücadeleyi?ön plana çıkaraca?ı ve iktidarı, ortaya koydu?u belirli ilkeler çerçevesinde sıkı ?ekilde denetleyece?i anla?ılıyor. E?er iktidar kendi anlayı?ına göre bir çözüm aramaya kalkarsa ve bu çözüm?TSK?nın ilkellerine ters dü?erse kar?ısında askeri bulacak. Artık??Açılım??yok... Yerel yönetimlere hareket kabiliyeti vermek yok... Yok... Yok... Yok... Sadece bu da de?il, Ko?aner,?İran?ve?İsrail-Gazze?konularında da iktidarla aynı pencereden bakmadı?ını ortaya koydu. ?zetlemek gerekirse, her iki komutanın ortak mesajı:??Bizi yıkamazsınız... Yıldıramazsınız... De?i?tiremezsiniz...??idi. Komutanlar, adeta kamuoyuna dönüp ?TSK?yı artık sizler koruyup kollayın?deme gereksinimi duydular... Bu konu?malara bakıldı?ı takdirde ilk izlenimTSK?nın iktidara direnece?i ?eklinde çıkıyor. Kimse, koskoca bir ordunun bir günde de?i?mesini beklememeli. Ben bu konu?maları normal buldum. Ba?ka türlü hareket edemezlerdi. Anla?ılan komutanlar, önümüzdeki referandum ve 2011?deki genel seçimlerin sonuçlarını beklemeyi tercih etmi?ler. Yine de içten içe de?i?iklikler yönünde adımlar göze çarpıyor.
BA?BU??A AYIP EDİLDİ...
Bu arada de?inmeden geçemeyece?im 12 yıldır her emekli olan Genelkurmay ba?kanına verilen?Devlet ?eref Madalyası, bu defa?Ba?bu??a verilmedi. E?er bu ?ekilde Ba?bu??a bir mesaj verilmek istendiyse, o zaman sormamız gerekir;?27 Nisan Muhtırası?nı kendi eliyle yazan?Büyükanıt Pa?a?ya verilen madalyayı ?imdi neden Ba?bu??dan esirgediniz?
Kabul ediyorum, her genelkurmay ba?kanına?Devlet ?eref Madalyası, otomati?e ba?lı ?ekilde verilmemeli. Bu madalya, bu makama geçmek için da?ıtılmamalı. Ola?anüstü bir ba?arı veya üstün hizmet kar?ılı?ında taltif edilmeli.
Ancak, e?er eski uygulama de?i?tirilecek idiyse o zaman daha önceden açıklanırdı.
Bu, daha zarif bir jest olurdu.