DTP DE YARDIMCI
OLMALI...
İçinde yaşadığımız süreci daha belirginleştirmek istiyorsak, şu cümleleri kullanmak daha doğru olur:
-
PKK terörünü etkisizleştirme
-
Kürt sorunuyla ilgili yasakları azaltmak ve Kürt kökenli vatandaşlarımızın beklentilerini olduğunca karşılamak, kalplerini kazanmak.
İki noktayı içimize sindirmemiz gerekiyor.
Biri, PKK’nın tümüyle silinmesi ve bir daha adından söz edilmez konuma sokulmasının imkansızlığıdır.
Terör örgütleri etkisizleştirilir, eylemleri önemsiz sayılara indirilebilir, ancak hiçbir zaman tümüyle yok edilemezler. Daima bir yerlerde yaşamlarını sürdürürler.
Kendi kendimizi hazırlamamız gereken diğer gerçek, Kürt sorununun kolay kolay çözümlenemeyeceğidir. Mutlaka yeni istekler, yeni beklentiler çıkacaktır.
Önemli olan, PKK terörünü ve Kürt sorununu “Birlikte yaşanabilir” bir düzeye indirebilmektir.
İşte bu açılardan bakılırsa, önümüze açılan sürecin bir fırsat yarattığını söyleyebiliriz.
PKK’nın toplu şekilde silah bırakıp, ellerinde çiçekler sallayarak dağlardan inmesini beklemeyelim. Buna karşılık, PKK’nın hiç değilse uzunca bir süre, silah bırakmasını, tetiği çekmeden durmasını sağlamak dahi çok büyük bir gelişme olacaktır.
Kürt sorununda da, tüm Kürt kökenli vatandaşlarımızın, Türk kardeşlerinin boynuna sarılıp, yanaklarından öpmelerini beklemeyelim. Yaşam koşullarını düzeltmek, ana dillerini öğrenip kullanmalarını, çocuklarına veya yaşadıkları yerlere Kürtçe isim koymalarını sağlamak ve iş alanı yaratmak dahi yeterlidir.
Bu şekilde, Kürt sorunu belki temelinden çözülmez, ancak “birlikte yaşanabilir” bir noktaya getirilebilir.
DTP’DEN ÖNEMLİ
BEKLENTİLERİMİZ VAR...
Önümüze açılan bu süreci ciddi şekilde kullanacaksak, herkese görev düşüyor.
En başta iktidar ve TSK olmak üzere, politika oluşturanlar, ortak bir politikada anlaşmalı ve uygulamalılar.
Medya, reyting ve tiraj için bu konuda etrafı yangın alanına dönüştürmek yerine, sadece “haber verme” görevini yapmakla yetinmeli.
Muhalefet, eleştiri hakkını kullanırken, sırf iktidara muhalefet etmiş olmak için herşeye karşı çıkmamalı.
Yargı, her gördüğü DTP’liyi tutuklamak, her söylenen sözü cezalandırmak, her afiş asan çocuğu hapse atmaktan ve DTP’yi kapatma heyecanından kendini kurtarmalı.
Peki, bütün bu olayda DTP’nin rolü yok mu?
Var tabii...
DTP’liler de, içinden geçilen süreci germek yerine, yumuşatmaya çalışmalılar...
Ağızlarından çıkan sözleri daha dikkatli telaffuz etmeli. Birkaç defa düşündükten sonra konuşmalılar.
DTP, barışa giden yolu kolaylaştırabileceği gibi, güçleştirebilir hatta imkansızlaştırabilir. İsterlerse, bu süreci yokuşa sürebilirler. O zaman da, tarihi sorumluluğu omuzlarına alırlar.
Hep beraber hareket etmek zorundayız.
Aksi halde, daha fazla kan, daha fazla ölüm göreceğiz...
Yazık değil mi?
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|