Mehmet Ali Birand
 
“ BU DARBE HAZIRLIĞI DEĞİL, SALAKLIKTIR ..”
 
 

“ BU DARBE HAZIRLIĞI

DEĞİL, SALAKLIKTIR ..”


Bugün sizlere bambaşka bir yazı hazırlamıştım. Ancak, günlerden perşembeydi . Yani 32. GÜN’ün günüydü. Rıdvan ile konuğumuz da, Atilla Kıyat idi.

Çok tanınan bir isim, ancak tanımayanlara kısaca hatırlatayım.

1999 ağustosunda çok tartışmalı bir Şura sonunda emekliye ayrılmıştı.

Koramiral Kıyat, NATO’da Türk temsilciliği (TMR) yapmış, son derece yetenekli, herkesin değer verdiği bir komutandı. Kuzey Deniz Saha Komutanıydı ve önü açıktı. Oramiralliğe yükselmesi, Donanma Komutanlığı, oradan da Deniz Kuvvetleri Komutanlığına kadar çıkması beklenen bir askerdi. Ancak, TSK’da pek sevilmeyen bazı kalitelere de sahipti. Liberal görüşlüydü. Görüşlerini açıkça söylemesi, hatta sivri diliyle ünlenmişti. TSK’nın pek açıkça konuşulmayan bazı kurallarına ters düşen bir kişiliği vardı.

Kıyat, açıkça bu kaliteleri nedeniyle heba edildi. Emekliye sevkedildi.

Komutan bu karara çok alındı, ancak ağzını açmadı. Kimseden şikayet etmedi. Ancak bildiği doğrularından da hiç vazgeçmedi.

Rıdvan ile birlikte son ayların en çok merak edilen konusunu tartışmak için davet ettik.


“ASKERİ BUGÜNE GETİRENLER,

RÜŞVETÇİ SİVİLLERDİR “


Asker- Sivil ilişkileri nereye gidiyordu ?


Öylesine ilginç değerlendirmeler yaptı ki, yazımı değiştirdim.


Bana en çarpıcı gelen saptaması, TSK’nın genel tutumuyla ilgili sorulara verdiği yanıtlardı. TSK neden demokrasiyi içine sindiremiyormuş gibi davranıyordu? Neden, darbeler yapıyor, sürekli iktidarların işlerine karışıyor ve siyasi gündemi elinde tutuyor?

Kıyat’a göre, sivillerin TSK’ nın tutumlarından şikayet etmeye hiç mi hiç hakları yok.


Özetlemem gerekirse, kelimesi kelimesine olmasa dahi, ana çizgileriyle şöyle bir değerlendirme yaptı:


...Asker ne dediyse kabul ettiniz. Ne bütçesini kontrole kalkıştınız, ne de attığı adımlara itiraz ettiniz. Asker ne istediyse kabul ettiniz. Hiçbir şeyi sorgulamadınız. Asker hem tehdidi saptadı, hem buna karşı stratejiyi belirledi, hem de alınması gereken silahı kararlaştırdı. Sizler de seyrettiniz ve önünüze gelen faturaları ödediniz...Hayır demediniz. Rahatınızı bozmak istemediniz...Haklı veya haksız nedenlerle darbe yaptık, alkışladınız. Hatta bir bölümünüz alkışladı. Bizleri omuzlarınızda taşıdınız. İşinize gelmediği zaman iktidarı bırakmamız için baskı yaptınız...İşinize gelmediğinde, kirli veya zor işleri bize ihale ettiniz...Şimdi de şikayet ediyorsunuz.”


Çok doğru saptamalardı bunlar...Olaya bu açıdan bakmayanlara tavsiye ederim.


“AKP, ASKER ARASINDA

ŞAŞKINLIK VE DİRENME YARATTI”


Kıyat’a göre, AKP’nin iktidar olması, asker arasında hem şaşkınlık, hem de direnme yarattı. 2003’den bu yana kadar yaşanan darbe hazırlıkları, Ergenekona da konu olan faaliyetlerin bir direnme refleksi olarak gören Kıyat’ın diğer ilginç saptaması “ Ancak bu girişimlerden hiçbiri somutlaşmamış. Hiçbiri uygulamaya geçmemiş. Peki bu kadarı dahi TSK’nın sağduyusunu göstermez mi? Sadece şikayet ediyorsunuz, ancak bu gelişmelerin başladıkları noktada kalmalarından dolayı, TSK’yı ödüllendirmiyorsunuz.” şeklindeydi.


Bu çerçevede de, son “AKP-GÜLEN’i YOK ETME” planını komik buluyor. Eğer bu şekilde bir darbe hazırlığı yapılmaya çalışanlar var idiyse bunlara ancak “Salak” demek gerekeceğini ileri sürdü. Bir albayın imzasını taşıyan bir belgenin bu noktalara çekilmemesi gerektiğinin altını çizdi.


Şimdiye kadar kimselerin değinmediği diğer bir nokta da, Büyükanıt paşanın 27 nisan muhtırasını yayınladıktan sonra yaşananları gördükten sonra istifa etmesi gerektiğini söylemesiydi: “...Muhtıra, Gül’ün Çankaya’ya çıkmaması gerektiğini söylüyor, AKP’ye oy vermenin tehlikelerine dikkat çekiyordu. Gül C.Başkanı, yani askerin Başkomutanı oldu, AKP’de oyunu arttırdı ve yüzde 47 oy aldı. Bu durumda Genelkurmay Başkanımızın istifası gerekmez miydi ?”


Söyleşide daha bir çok ilginç noktalar vardı. TSK’ ya da farklı bakmak isteyen meraklılarınız varsa, 32.GÜN sitesine (www.32gunhaber.com) girin ve söyleşinin tümünü izlemenizi tavsiye ederim.


Bu sohbette, Kıyat çok farklı bir asker olduğunu bir defa daha ortaya koydu



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- Hadi bir defa başladık...
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…