MERKEL, YA ANLATMALI

VEYA VAZGE?‡MELİ

Türk-Alman ili?Ÿkilerini en çok zehirleyen ve Almanya?’nın Türk kamuoyundaki imajını zedeleyen konuların ba?Ÿında Ba?Ÿbakan Merkel?’in, ?“İmtiyazlı Ortaklık?” projesi geliyor.

Bu projenin kamuoyundaki algılanması, ?“Merkel?’in Türkiye?’yi ko?Ÿulları yerine getirmi?Ÿ olsa dahi, tam üye görmek istemedi?Ÿi ve bunu engelleyebilmek için de ikinci sınıf üyelik anlamına gelen, İmtiyazlı Ortaklık projesini savundu?Ÿu?” ?Ÿeklindeydi.

Do?Ÿru veya yanlı?Ÿ, algılama böyledir.

?žimdi, temel bir soruyu sorarak yolumuza devam edelim:

?“Merkel (yani Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi CDU), tüm ko?Ÿulları yerine getirmi?Ÿ olsa dahi, Türkiye?’nin tam üyeli?Ÿini ne pahasına olursa olsun engelleme konusunda kararlı mıdır??”

Geçen hafta Berlin?’de, Merkel?’in sözlerine de?Ÿer verdi?Ÿi ve CDU?’nun en önemli think-tank?’ı sayılan Konrad Adenauer Vakfı Ba?Ÿkanı Spengler ile aynı konuyu tartı?Ÿtık. Spengler?’ı Ankara?’da aynı vakfın direktörlü?Ÿünü yaptı?Ÿı dönemden tanırız. Son derece ciddi ve etkili bir insandır.

?“Hayır?” dedi ?“Türkiye, Kopenhag kriterlerini yerine getirdi?Ÿinde tam üye olacaktır. Bu konuda verdi?Ÿimiz sözlere sadı?Ÿız?” diye devam etti.

?œç ay önce Ba?Ÿbakan Merkel ile Berlin?’de aynı masayı payla?Ÿtı?Ÿımız bir kutlamada, benim aynı soruma verdi?Ÿi yanıt aklıma geldi.

Merkel de ?“Hayır?” demi?Ÿ ve ?“Türkiye, herkes için geçerli olan ko?Ÿulları yerine getirince tam üye olacaktır?” diye devam etmi?Ÿti.

Ben de iddia ediyorum, ko?Ÿulları yerine getirmi?Ÿ bir Türkiye?’yi ne Merkel ne de Sarkozy engelleyebilir. Zira, Türkiye?’yi AB dı?Ÿında tutabilmek için ellerinde bir tek ?“Türkler müslüman, bundan dolayı aramızda yerleri yok?” gerekçesi kalacaktır ki, bunu kimseye kabul ettiremezler. Yeter ki, Türkiye Kopenhag kriterlerini yerine getirsin.

Peki, durum bu ise, Merkel, İmtiyazlı Ortaklık projesi nereden çıkıyor. Sarkozy?’nin ?“İmtiyazlı Ortaklı?Ÿı?”nın hedefi belli. Fransa, Türkiye?’yi ne pahasına olursa olsun, dı?Ÿarda tutmak istiyor.

Merkel?’in amacı ne?

Alman Ba?Ÿbakanı, benimle konu?Ÿurken ?“Türkiye?’nin tam üyeli?Ÿinin ?Ÿimdi de?Ÿil, daha ilerde gerçekle?Ÿmesini istiyorum. Zira ne bizler, ne de siz hazırsınız. Ne Avrupa Türkiye?’yi ta?Ÿıyacak durumda, ne de Türkiye reformları gerçekle?Ÿtirebilecek güçte. Zamana ihtiyaç var. Bu sürede de İmtiyazlı Ortaklıkla size destek olmak istiyoruz?” demi?Ÿti.

Konrad Adenauer Vakfı Ba?Ÿkanı Spengler de hemen hemen aynı açıklamayı yaptı:

?“İmtiyazlı Ortaklık Projesinin iki amacı var. Biri, uzayacak olan müzakere döneminde Türkiye?’ye destek sa?Ÿlamak. İkinci amaç, e?Ÿer tam üyelik gerçekle?Ÿmezse, onun yerine geçecek özel bir ili?Ÿki ?Ÿeklini ?Ÿimdiden hazırlamak. Zira, Türkiye bizim için önemli. Onu kaybetmemek için, ön almamız gerekir. Ancak sizler Bu konuyu elinizin tersiyle itiyorsunuz?”

Do?Ÿrudur. İmtiyazlı Ortaklık lafını duyunca hepimizin tüyleri diken diken oluyor. Duymak, hatta tartı?Ÿmak dahi istemiyoruz. Bu projeyi, Türkiye?’nin müzakere sürecini 10-15 yıl daha uzatmak, ?“sürekli aday?” statüsüne alı?Ÿtırmak ve Ankara pes etti?Ÿinde de, tam üyelik yerine bu projeye i?Ÿlerlik kazandırmak olarak görüyoruz.

Yanlı?Ÿ de?Ÿerlendirmi?Ÿ olabiliriz.

Ancak CDU?’da, bu projenin içini doldurmuyor. Ne oldu?Ÿu, Türkiye?’ye neler vaadetti?Ÿi belirsiz. O zaman bunu, Ankara?’yı tam üyelikten vazgeçirmek için bir ?“tuzak?” veya ?“kandırmaca?” olarak görüyoruz.

Do?Ÿrusu, Merkel?’in bu konuda Sarkozy?’nin kuyru?Ÿuna takılmasına hiç gerek yok. Belki, iç politikada bazı kesimleri tatmin ediyor olabilir, ancak gereksiz biçimde Türkiye?’deki prestijini yitiriyor. Oysa genel manzara zaten ertelemeyi beraberinde getiriyor.

• Müzakerelerin temposu belli. Ekonomik kriz, hem Türkiye?’yi hem de AB?’yi yava?Ÿlattı.

• Kıbrıs?’ta çözüm olmadıkça, 8 paragrafın açılması da söz konusu de?Ÿil. Kıbrıs çözümü de Rumların tutumuna ba?Ÿlı.

• Ankara?’nın tam üyeli?Ÿi için, ilk ba?Ÿlarda 2014-15 öngörülüyordu. ?žimdiden 2018-20 hedefleniyor.

?–zetlemek gerekirse, Merkel ve arkada?Ÿlarının, Türkiye?’yi yava?Ÿlatmak için İmtiyazlı Ortaklık Projesine ihtiyaçları yok.

E?Ÿer Türkiye ile ili?Ÿkileri zedeleme pahasına, bu slogana önem veriyorlarsa söylenecek bir söz kalmıyor.

Hayır, e?Ÿer Türkiye?’ye önem veriyorlarsa, o zaman;

1. Ya İmtiyazlı Ortaklı?Ÿın içeri?Ÿini ciddi ?Ÿekilde doldurmalı, bunun bir tuzak veya kandırmaca olmadı?Ÿına, Türkiye?’nin tam üyeli?Ÿinin yerine geçmeyece?Ÿine bu kamuoyunu ikna etmeliler...

2. Veya ili?Ÿkilere daha fazla zarar vermeden, bu sloganı bayrak gibi sallamaktan vazgeçmeliler...

Almanya bu toplum için de çok önemlidir.

Türkiye?’nin tam üyeli?Ÿi, Paris?’ten de?Ÿil, asıl Berlin?’den geçecektir. Bundan dolayı, vakit geçmeden ve zarar derinle?Ÿmeden birbirimize daha iyi anlamalıyız.