SİLAHLAR SUSMADAN
PAKET AÇILMAMALI...
İki gündür sizlere Güneydoğu’nun havasını yansıtmaya çalışıyorum. Bugün, sadece bölge değil hem Türk kamuoyununun hem de Kürt kamuoyunun paylaştığı bir saptama ile devam etmek istiyorum.
Bu saptama çok önemli. Zira herşey bu saptamanın üzerine inşa edildi. O da, artık silahla bir yere varılamayacağı saptamasıdır.
Kürt kamuoyu, artık çocuklarının, akrabalarının ölmesini istemiyor. İstemiyor, ancak o çocukları dağa çıkmaktan da da alıkoyamıyor.
Türk kamuoyu da, silahların susmasından yana. Cenazelerde yaşananların bitmesi isteniyor.
Bu nokta çok önemli.
Sadece Türk ve Kürt kamuoyu değil, Kuzey Irak, Washington ve Brüksel de silahların susmasından yana tutum sergiliyorlar.
Özetlemek gerekirse, ortam hazır ve herkes ölümlerin durmasını, parmakların tetikten çekilmesini istiyor.
Peki neden olamıyor?
Neden, silahlar susturulamıyor?
Koordinasyon içinde bu aşamaya gelinemez mi?
Gelinir tabii, yeter ki niyet olsun, yeter ki siyasi irade olsun...
PKK ÇEKİLMELİ...
Başbakan ne kadar tepki gösterirse göstersin, bugün hem bölgede, hem de Türkiye’nin genelinde öncelikli konu silahların susmasıdır. İnsanlar ölürken, sağlıklı bir barış süreci yürütülemez. Ayrıca, bu gelişme tek yanlı bir kararla da uygulanamaz. Her iki tarafın istekli olması ve gereken adımları atmaları gerekir.
İnisiyatifin PKK’dan gelmesi şarttır.
Neresinden bakılırsa bakılsın, PKK yasa dışı bir terör örgütüdür. Görüşlerini silahla ve zorla kabul ettirmek için, masum insanları öldürmektedir.
Bundan dolayı, ilk adım atması ve hem mayın döşemeyi bırakması, hem de bölgeden çıkması, hiç değilse sınırın öte yanına çekilmesi gerekir.
PKK’nın neden ilk adımı atmaktan kaçındığı biliniyor. Defalarda açıkladırlar.
Çekilmeye başladıkları andan itibaren, TSK’nın baskısının arttığına, operasyonların yoğunlaştığına dikkat çekiyorlar. Hatta örnek olarak, 1999’da Öcalan’ın direktifi üzerine çekilme sürecinde 500 kayıp vermelerini gösteriyorlar.
TSK DA FARKLI
DAVRANABİLİR...
Kimse, Türk Silahlı Kuvvetlerinden, PKK’ya ait gruplarla karşılaştığı zaman onları görmezden gelmelerini beklememeli. TSK’nın görevi, teröristi kovalamak ve etkisiz duruma getirmektir.
Ancak, olağanüstü durumlarda ve karşı tarafın gerçekten çekilme sürecine girdiği aşamalarda, bu çekilmesinin gerçekleşmesini izlemesi de beklenebilir.
Barış çalışmalarını kolaylaştırmak için böylesine bir taktiğe başvurmanın zararı değil, hatta yararı da olabilir. Böyle bir yaklaşımı benimsemek, siyasi otorite ile asker arasında kararlaştırılır.
Sonuç olarak, hiçbir şey Allahın emri gibi değişmez değildir. Toplumun çıkarına ise, gerekirse bazı şeylerin üstüne gidilmez, hatta görmezden dahi gelinebilir.
Önemli olan, silahların susması, insanların ölmemesi ve barış sürecinin devam edebilmesidir. Gerisi ayrıntıdır...
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|