GÜLME KOMŞUNA,
GELECEK BAŞINA…
Çok ilginç bir manzara ile karşı karşıyayız.
İktidarın Doğan Gurubunu medya’dan çıkartma operasyonu ile ilgili gelişmenin ülke içindeki yansımalarına hiç dikkat ettiniz mi ?
Gazeteleri ve İnternet Sitelerini inceledim.
Köşe yazılarını okudum.
Kimi açıkça, kimi kapalı kapılar ardında yapılmış açıklamaları dinledim.
Genel hava çok garip.
Bir kesim var ki, keyif içinde. Aydın Doğan’ın düşürüldüğü durumdan çok memnunlar. “Ooh, nihayet bunun da kafası kesiliyor” diyorlar. Hem de hiç saklamıyorlar. Kendi gazetelerinde, İnternet sitelerinde ve köşe yazılarında açıkça belli ediyorlar.
Doğan Gurubunun mallarını şimdiden ele geçirme planları yapanlar var. Ellerini ovuşturuyorlar ve iştahla paylaşma masasına oturmaya hazırlanıyorlar.
Keyif içindeler.
Hatta, bürokrasiye yol gösteriyorlar. “Aman RTÜK’e de haber vermeyi unutmayın, onlar da harekete geçsinler” diyenler var.
Bir diğer kesim var ki, onlar son derece rahatsızlar. İlerde başlarına nelerin gelebileceğini açıkça görebiliyorlar. Ancak sesleri çıkmıyor. Daha doğrusu seslerini çıkartmak istemiyorlar.
Korkuyorlar.
Ya gizlice telefon ediyorlar veya kimselere görünmeden Aydın Doğan’a destek verdiklerini söylemekle yetiniyorlar.
Ortaya çıkmamaya çalışıyorlar.
Zira İktidarlara biat etme döneminin bitmediğini, kendi ayakları üstünde durmaya kalkanların boyunlarının kesildiğini görüyorlar.
Dikkat edin, ister TÜSİAD çerçevesinde olsun, ister kişisel temelde olsun, birsüre öncesine kadar açıkça konuşabilen, İktidarları eleştiren iş adamlarından hiçbiri ortada kalmadı.
Kayboldular.
Eskiden olduğu gibi boyun eğmeyi, Başbakan’a övgüler dizmeyi tercih ediyorlar.
Devlet sonunda kazandı.
Ne Demokrasi, ne hoşgörü, ne de kardeşlik…
Bürokrasiye bir işaret vermek yetiyor.
Bakanına, Başbakanına yaranmak isteyenler de hemen harekete geçiveriyorlar. Üstelik, iktidarın başı, bazen işin kontrolden çıktığını görüp durdurmaya kalksa bile yapamıyor. Kendi tuzağına düşebiliyor.
Bence, Erdoğan’ın bugünkü durumu budur.
Belki Maliye denetimcileri tetiği çekiyorlar, ancak unutmamak gerekir ki, işin siyasi faturası onlara değil, iktidarların başındakilere çıkarılıyor.
BİRGÜN SİZE DE
SIRA GELECEKTİR...
Hitlerin ayak seslerinin arttığı dönemli ilgili Rahip Niemüller’in hikayesi çok önemlidir. Eminim biliyorsunuzdur.
Önce Yahudileri almaya geldiler,
Hiç sesimi çıkartmadım.
Zira Yahudi değildim.
Sonra koministleri toplamak için geldiler,
Yine sesimi çıkartmadım.
Zira kominist değildim.
Ardından sendikacıları aldılar,
Yine sustum, sendikacı değildim.
Sonunda beni almaya geldiler.
Hiç kimsenin sesi çıkmadı.
Zira beni savunacak kimse kalmamıştı.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|