OBAMA GİTTİ, SIRA
AB?YE GELDİ
2006?dan beri hep aynı masalı dinliyoruz.
??nümüzde seçimler var, aman Avrupa Birli?i projesini henüz raftan indirmeyelim, oy kaybederiz.?
2007 seçimlerine neredeyse 1 yıl kaladan itibaren bu söylem ba?ladı ve genel seçimlerin sonuna kadar bekledik. AKP?nin korkusu, Avrupa konusu ortaya çıkınca oyların muhalefete kaymasıydı. Hatırlayacaksınız, 2007 genel seçimleri öncesinde Ak Parti %30?un altına dü?mekten korkuyordu. Bundan dolayı da Avrupa?yı adeta gözden çıkarmı?tı.
Genel seçim bitti, tam ?Hadi artık yetti, beklemeden AB projesini hızlandırın? deniyordu ki, birden bire türban ile ilgili Anayasa de?i?ikli?i kavgası, ardından da AKP?ye yönelik kapatma davası ba?ladı.
Proje yine rafta kaldı. Kimsenin gözü, Avrupa Birli?i?ni görmez oldu.
2008?i de böyle geçirdik.
?imdi geldik 2009?a ve bu defa da Yerel Seçimler gündeme girdi.
Yine Avrupa Birli?i?nden söz edilmez oldu.
Müzakerelerdeki, her 6 ayda iki ba?lı?ın açılması rutininden kurtulunamadı. Ne devlet bürokrasisi, ne de özel sektör AB ile ilgilendi. Bo?u bo?una aylar ve yıllar harcandı. Hatta öyle bir noktaya gelindi ki, müzakere sürecinin böylesine yava?lamasının, hem Avrupa hem de Türk hükümetinin i?ine geldi?i sonucuna varıldı.
Ancak bu defa durum de?i?ik.
2009 yılının sonunda, Avrupa Birli?i?nin 27 üyesi bir araya gelecekler ve Türkiye hakkında bir karar verecekler. Karar, Türkiye?nin Güney Kıbrıs?a limanlarını açmaması nedeniyle, bundan sonra nasıl bir tutum takınılması gerekti?i ile ilgili olacak.
Unutmayalım, 2006 Aralı?ındaki dorukta, Türkiye?nin, Güney Kıbrıs?a gümrük birli?ini uygulamadı?ı gerekçesiyle 8 ba?lı?ın müzakereye açılmaması, hiçbir ba?lı?ın kapatılmaması ve durumun 2009 aralı?ındaki dorukta gözden geçirilmesi kararla?tırılmı?tı.
İ?te o randevu yakla?ıyor.
OBAMA S?RECİ
TAHRİK ETTİ
Bu süreç içindeki di?er unsur, ABD Devlet Ba?kanı Obama?nın hem AB doru?unda, hem de TBMM konu?masında, Türkiye?nin gerçek yerinin Avrupa oldu?unu tekrarlamasıydı. Bu tahrik edici giri?im, Türkiye-AB arasındaki donuk süreci tahrik etti. Adeta itici bir güç yarattı. Ancak yıl sonu tehlikesi hala ortada duruyor.
Türkiye bir yol kazasına u?ramak istemiyor ve müzakere süriecinde kaybetti?i zamanı telafi etmeyi hedefliyorsa, reformları hemen harekete geçirmek zorunda. Zira Kıbrıs?ta bir çözüme ula?ılamadı?ından dolayı, Türkiye limanlarını Güney Kıbrıs?a açmadı?ı gibi, açması da beklenmiyor. Böyle bir ortamda da, AB?nin olumsuz bir karar almasını önlemenin tek yolu, kolları sıvayıp projeyi raftan indirmektir.
Kollarını sıvayacak ki?i de, yeni Ba?müzakereci Egemen Ba?ı?.
Avrupa Birli?i projesinin nasıl canlandırılaca?ı ile ilgili olarak ilk ve en geni? söyle?isini KRİTER?e veren Egemen Ba?ı?, bizler gibi karamsar de?il. Tam aksine son derece iyimser. Avrupa treninin bundan sonra nasıl hızlanaca?ını anlatırken söyledikleri de son derece ilginç ve gerçekten de çalı?maları hızlandıracak nitelikte.
?Tüm de?i?iklikler için en büyük sorunun Meclis?in takviminin çok yüklü olmasını?gösteren Ba?ı?, e?er söylediklerini gerçekle?tirebilirse, çok mesafe kazanılabilir. ?zellikle, bazı de?i?iklikler için ?Kanun yetkisinde kararname? veya ?TBMM?nin her ay bir haftasını Avrupa Birli?i?ne ayırması? gibi yöntemler çok yarar sa?lar.
Ba?ı?, 2009?un Avrupa Birli?i ile ili?kiler açısından ?Kilit yıl? olaca?ını söylüyor ve bu yıl sonundaki dorukta Türkiye?nin giyotine sokulmayaca?ından da emin konu?uyor.
Ben de aynı fikirdeyim. AB doru?unda, müzakerelerin kesilmesi veya dondurulması gibi dramatik bir kararın çıkmasını beklemiyorum. Büyük olasılıkla, ya süre uzatılacak veya ba?ka bir formül bulunacak.
YENİ BİR HAREKETİN
İ?ARETLERİ G?R?L?YOR
Yılın ba?ından itibaren atılan adımlar, Ba?bakan?ın Avrupa Birli?i projesinden eskisi kadar heyecan duymasa dahi, i?in ucunu bırakmak niyetinde de olmadı?ını gösteriyor.
Ulusal Program?ın onaylanması, Ba? müzakerecili?e Ba?ı??ın getirilmesi ve Brüksel ile Ankara arasında mekik dokumaya ba?laması, Ba?bakan Erdo?an?ın Avrupa Komisyonu ve Parlamentosu?nu ziyareti, ardından muhalefet lideri Baykal ve Cumhurba?kanı Gül?ün gezisi, 2009?un daha önceki yıllara oranla farklı olaca?ını gösteriyor.
Aslına bakacak olursanız, Egemen Ba?ı??ın i?i çok zor.
Türk kamuoyunda hala Avrupa fikrine destek var. Ancak çok geni? bir kesim, ülkemizin tam üye olaca?ına inanmıyor. Bu inançsızlık devlet bürokrasisinde de var. Böyle bir durumda ba?arılı olmak güç, ancak Ba?ı??ın sırtını dayadı?ı ki?i güçlü. Ba?bakan Erdo?an destek verdi?i sürece sorun çıkmaz. Bürokrasi de hareketlenir, bakanlıklar da. Yeter ki, Ba?bakan siyasi irade göstersin.
Avrupa?dan çıkan olumsuz tepkilere kar?ı, AB?den yeni bir niyet beyanı istenip istenmemesi de ayrı bir tartı?ma konusu. ?Bize bir tarih versinler. Ne zaman tam üye olabilece?imizi ?imdiden saptasınlar ki, biz de buna göre kaynak ayıralım ve mekanizmaları hareketlendirelim? deniyordu.
Ba?ı?, bu yakla?ıma kesinlikle kar?ı çıkıyor.
?Bugün tarih konu?maya ba?lamak büyük hata olur. Veremeyecekleri bir ?eyi istemek ve olumsuz bir yanıt almak durumu daha da tehlikeye sokar? diyor.
Haklı...
Bugün için Türkiye?nin yapması gereken bir tek ?ey var. O da, biran önce reformları ba?latmak ve mümkün oldu?u kadar çabuk, kaybedilen zamanı kapatmaktır.
Her defasında oldu?u gibi, yine tekrarlıyorum: Türkiye yükümlülüklerini yerine getirdi?i anda, Avrupa ülkemize ?HAYIR? diyemez.
Tam üyelik tümüyle bizim gösterece?imiz performansa ba?lıdır. ?
Bu yazılara cnnturk.com'dan da eri?ebilirsiniz.
|