Mehmet Ali Birand
 
OBAMA TÜRKİYE’YE İNCE AYAR YAPTI...
 
 

OBAMA TÜRKİYE’YE

İNCE AYAR YAPTI...


Obama’nın Ankara ve İstanbul’daki temasları, TBMM’indeki konuşması ve yaptığı açıklamalar, Türkiye’nin uluslararası konumunda önemli bir ince ayar yaptı.


Tüm konuşmalarında belirgin bir vizyon vardı.


Son derece yumuşak bir üslup kullandı. Cümleleri soyut kavramlarla örülmemişti. Çok somut, çok net sözler söyledi. Adeta bir yol haritası çizdi. “Eğer benimle yürümek istiyorsanız, şu kurallara uyun” dedi. Doğrusunu söylemek gerekirse, ortaya koyduğu yol haritasında, Türkiye’yi rahatsız edecek bir şey yoktu.


Benim gibi, çok kimsenin dikkatini çeken vurgu Demokrasi idi. Sürekli Demokrasiye ve Laikliğe vurgu yaptı.


Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın benimle yaptığı söyleşideki “Artık Ilımlı İslam” tanımlamasının kullanılmayacağını, Başkan Obama’nın yaklaşımında da gördük.


Obama, Türkiye’yi Avrupa haritasına oturttu. Ilımlı İslam döneminin kapandığına ve batılı değerlerin ön plana çıktığına dikkat çekti. Türkiye’yi farklı bir konuma oturttu. AKP’ye de dolaylı şekilde mesaj vermiş oldu. Türkiye’nin İslamlaştırılmasını düşünenler varsa, bu sevdadan vazgeçmelerinin daha iyi olacağı mesajını verdi.


SOMUT KONULARDA

SOMUT ADIMLAR...


Bütün konuşmalarını dikkatli şekilde inceledim ve bizleri en yakından ilgilendirenler hakkındaki görüşlerini de çok açıkça ortaya koyduğunu gördüm.


ERMENİSTAN ile Soykırım tartışmalarında, sözlerini çiğnemedi. “Seçim öncesinde ne düşünüyorsam bugünde aynı görüşteyim” diyerek, Soykırım konusunda Ermenilerle aynı hisleri paylaştığını belirttikten sonra, “Buna rağmen araya girmeyeceğini” söyledi. Türkiye ile Ermenistan arasındaki müzakerelere dikkat çekip “Bu sorunu ancak Ankara ile Erivan çözer” dedi. Ermeni diasporasını devre dışı bıraktı. Hatta, sınır kapısının açılmasının bu görüşmelere yapacağı katkıya değindi.

Bu yaklaşımıyla, Türkiye’yi de Ermenistan’ı da, görüşme sürecine bağladı. O kadar ümitli davrandı ki, çok kimseyi heyecanlandırdı. “Soykırım” kelimesini kullanmayacağı ve ABD kongresindeki Soykırım tasarılarını desteklemeyeceği izlenimi verdi. Ancak aynı anda, Azeri-Ermeni anlaşmazlığının da çözülmesi gerektiğine işaret etti. İstanbul’da, Türk ve Ermeni Dışişleri Bakanlarıyla görüşerek, süreci hızlandırmak istediğini açıkça ortaya koydu.


KÜRT SORUNU ve PKK TERÖRÜ konularında da son derece net bir yaklaşım sergiledi. PKK’yı “ortak düşman” olarak tekrar tekrar vurguladı. Washington PKK konusunda çok kararlı görünüyor. Bu kararlılığını nasıl uygulamaya dönüştüreceği ise şimdilik belli değil. Ancak, Kürt sorunu bağlamında kullandığı cümleler dikkat çekti. Sorunun, silahla çözümlenemeyeceğini, reformların hızlandırılmasını ve Kürt kökenli vatandaşlara haklarının verilmesini önerdi.


KIBRIS ile ilgili olarak, Washington’un eski yaklaşımını tekrarlamakla yetindi. Yani, iki bölgeli, iki toplumlu federasyon. Benim dikkatimi çeken, Clinton’un aksine “KKTC’ye yönelik ambargoların kaldırılması” çağrısı yapmadı.


Kıbrıs ile ilgili olmasa dahi, bizim nedense bir bağ kurmaya çalıştığımız ruhban okulu sorununa vicdani özgürlükler çerçevesinde değindi. Heybeliada’daki okulun açılmasının dünya’ya vereceği olumlu mesaja dikkat çekti.


IRAK ve AFGANİSTAN ile ilgili fazla bir tartışmanın yapılmadığı anlaşılıyor. Nedeni de, Ankara’nın Washington’dan gelen isteklere daha önceden onayını vermiş olması. Yani, Irak’tan çıkacak Amerikan askerlerinin Türkiye üzerinden taşınmaları ve Afganistan’a ek asker katkısında bulunulması artık sorun yaratmıyor.


BU YÖNETİMLE

ANKARA’NIN İŞİ DAHA KOLAY


Geçmiş yıllarda Türkiye’nin en önemli sorunu, Beyaz Saray’a yerleşen yeni yönetimlerle ilişki kurma, diyalog kanalı açabilmekti. Yeni gelenlerle temas kolay olmaz, karşılıklı tanışma güven ortamını yaratabilmek uzun zaman alırdı. Genelde de, bir kriz veya bir zorlama olana kadar işler rayına oturtulamazdı.


Bu defa durum çok farklı.


Obama yönetimi, henüz 100’üncü gününe dahi girmeden Türkiye’ye resmi ziyaret yapma kararı aldı. Bütün sonuçları bir yana bırakırsak, gezinin gerçekleşmesi dahi kendi başına bir başarıdır.


Artık, tanışma için zaman harcanmayacak. Yeni yönetimi ikna etmek veya derdini anlatma sorunu yaşanmayacak.


Obama yönetimi artık Türkiye’yi biliyor. Sorunları ayrıntılı şekilde öğrendi. Başkan Obama da, bu sorunlara nasıl yaklaşacağını ortaya koydu.


Özetlemek gerekirse, Türkiye ABD ile ilişkilerinde şanslı bir başlangıç yapıyor. Yeter ki, gereken adımlar atılsın.



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Hadi bir defa başladık...
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…