Mehmet Ali Birand
 
ERDOĞAN, TC’NİN KIRMIZI ÇİZGİLERİNİ DEĞİŞTİRİYOR...
 
 

ERDOĞAN, TC’NİN

KIRMIZI ÇİZGİLERİNİ DEĞİŞTİRİYOR...


Erdoğan’ın AKP’nin 3. kurultayındaki konuşması çok parlaktı. İlerde ya “Tarihi bir dönemeç” olarak nitelenecek veya Başbakan’ın “başarısız bir deneyimi” olarak kitaplara geçecek. Söylediklerinden bir bölümünü dahi uygulayabilse, Erdoğan’ın bu konuşması çok şeyi değiştirecek. Ülkedeki genel “anlayış” veya “yaklaşımlar” bir daha eskisi gibi kalmayacak.


Erdoğan’ın konuşmasını birçok yönden eleştirebiliriz, ancak öyle sözler söyledi, öyle açılımlarla karşımıza çıktık ki, şu veya bu şekilde herkesi etkiledi.


Erdoğan bir süredir şurada burada söylediklerini, ilk defa toplu halde ve bir manifesto gibi ortaya koyduğu için, dikkatleri çekti. Kafasındaki “Yeni Türkiye Cumhuriyeti,” daha netleşti. Eskiyle, kendi “anlayışı” arasındaki farkı çok çaprıcı biçimde ortaya koydu.


Eskiden, T.C. Devletinin uyguladığı yazılı olmayan anlayışlar, kafalardaki klişeler, politikalar veya kırmızı çizgiler arasında, azınlıklar, (yahudi veya Rum veya hristiyan, özetle tüm yabancılar) farklı etnik grupları, (başta Aleviler, Kürtler) resmi ideolojiye karşı çıkan veya eleştirisel gözle bakanları, farklı ideoloji veya siyasi görüştekileri (koministler) dışlamak ön planda tutulurdu. Cumhuriyet ilkelerine, Devletin resmi ideolojilerine, yönetim anlayışına ters düşen her görüş veya her kişi itilir kakılır, gerekirse hapisanelere atılırdı.


Kıbrıs ve Ermenistanla ilişkiler çözülmez, sorunlar arasında tutulur, AB ile flört etmekle yetinilir ve dış politika ABD-AB ekseninde yürütülürdü. Özellikle 1940’lardan itibaren, yukarda saydığım ilkeler çerçevesindeki Devlet yaklaşımı, çatık kaşlı ve hoşgörüsüzdü. Ülkeyi elit bir kesim yönetir, toplum da genelde koyun muamelesi görürdü. Ancak bu şekilde ülkenin bölünmeyeceğine inanılır ve genç kuşaklar da böyle eğitilirlerdi. Bu yaklaşıma karşı çıkanlara “bölücü” denirdi.


ERDOĞAN, ALIŞKANLIKLARIMIZI

DEĞİŞTİRİYOR, ANCAK...


Başbakan’ın iktidara geldiğinden bu yana attığı adımları, farklı yaklaşımı ve politikaları alt alta koyduğumuzda, (yandaki kutuya bakın) Türkiye’nin nasıl temel bir değişime zorlandığını daha iyi anlayabiliyoruz.



RİSK ALINIYOR. SONUÇ

SEÇİMDE ANLAŞILACAK


Başbakan’ın bu ülkeyi götürmek istediği yön artık yavaş yavaş belirginleşiyor:


  1. T.C. Devletinin geleneksel olarak reddettiği, seslerinin çıkmasını pek istemediği azınlık durumundaki kesimleri, azınlık görüşlerini hoşgörüyle karşılamak, Devletin onları da kucaklayacağını göstermek.

  2. Çözümsüzlüğe bırakılmış sorunları çözerek veya çözüme yaklaştırarak, Türkiye’nin elini kolunu bağlayan bu sorunlardan kurtulmak ve dış politikada AB-ABD’ye bağlılık yerine, kendine özgü bir yaklaşımla ortaya çıkmak.

  3. Türkiye’yi daha dindarlaştırmak, dini değerleri daha fazla ön plana çıkarmak ve laiklikle ilgili eski anlayışı değiştirmek.


Başbakan Erdoğan bu tutumuyla Cumhuriyetin tüm eski yaklaşımını, alışkanlıklarını, kırmızı çizgilerini değiştirmeye çalışıyor. Eski dengeler yerine yeni dengeler kurmayı deniyor.


Bu politika nereden bakılırsa bakılsın risk dolu.


Ellerindeki gücü kaybeden elit kesimlerin olası tepkilerini küçümsememek gerekir. Tabii bir de, Başbakan’ın kucaklamak istediği kesimlerden beklediği oyu alıp alamayacağı da, bir diğer soru işareti.


Bütün değişim, önümüzdeki genel seçimlerde (2011) test edilecek. Adeta bir referandum gibi olacak. Toplum nabzının nasıl attığı daha iyi anlaşılacak.


AKP, oy kaybetse dahi, tek başına iktidar olabilecek oyu kazanırsa, bu değişim daha da derinleşecek ve kalıcılaşacak.


Erdoğan’ın bu değişim listesinde kalben desteklediklerim olduğu gibi, ben ve benim gibi düşünenleri korkutanlar da var. ANCAK, bugün hemen herkesin sorduğu soru aynı: Söylemesi kolay, peki uygulayabilecek mi? Galiba anahtar da bu sorunun içinde yatıyor.



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Hadi bir defa başladık...
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…