MERKEL VE SARKOZY
BİZDEN NE İSTİYOR?
Alman seçimlerinin sonucu, Türkiye?nin tam üyeli?i açısından belki bir oranda rahatsızlık yaratacak, ancak abartmayalım ve geli?meleri gerçekçi gözle izleyelim.
Sonuçlar, Türkiye?nin tam üyeli?i yerine, İmtiyazlı Statü verilmesini isteyen Merkel?in elini rahatlacakmı? gibi görünüyor. Merkel, daha önce, Sosyal Demokratların baskısı nedeniyle, Türkiye politikasında istedi?i gibi, açıkça hareket edemiyordu. ?imdi, FDP (Eski Dı?i?leri Bakanı Gencher?in liberal e?ilimli partisi) ile, belki daha rahat hareket edebilecek. Unutmayalım ki, FDP Türkiye için Sosyal Demokratlar kadar çırpınmayabilir, ancak Liberallerin de Türkiye?nin tam üyeli?ini istediklerini unutmamalıyız.
?zetlemek gerekirse, Alman seçim sonuçlarına bakıp karalar ba?lamayalım.
Liberaller, Washington?a çok yakın bir politika izler. Ayrıca, perti de, müzakerelerin devamından yana oldu?unu defalarsa tekrarlamı?tı.
Sonuç olarak ?unu söyleyebiliriz:
İ?ler kolayla?madı, hatta belki biraz zorla?tı, ancak hala her?ey bizim inisiyatifimizde. Türkiye, adımlarını sıkla?tırırsa, ne Merkel ne de Sarkozy bu yürüyü?ü engelleyebilir.
?imdi ?u soruyu kendi kendimize soralım:
Berlin ve Paris gerçekten, ne pahasına olursa olsun, Türkiye?yi AB dı?ında tutmak mı istiyor?
Bence HAYIR, böyle bir?ey söz konusu de?il.
Türkiye?yi 1999-2004 arasında adaylık statüsüne iki ülke ta?ıdı: Almanya ve Fransa.
İktidara kim gelirse gelsin, bu iki ülke ?imdi Türkiye?ye tümüyle sırt dönemez.
Bakın neden?
ALMANYA SON
PAZARLI?A HAZIRLANIYOR
Merkel?in gerçek politikası nedir?
E?er Almanya Ba?bakanı?nın açıklamalarına ve medyada çıkan söyle?ilerine bakılacak olursa, Merkel?in Türkiye?ye tam üyelik yerine İmtiyazlı Ortaklık verilmesini istedi?i sonucuna varabiliriz.
Ancak dı? görünü?e fazla kanmamak gerekir.
Merkel ile birkaç defa ba?ba?a bu konuyu tartı?tım. Bildi?im için, rahatlıkla söyleyebilirim. Alman Ba?bakanı, Türkiye ile müzakerelerin durdurulmasını istemiyor.
Tam aksine, devam etmesinden yana. ?stelik müzakerelerde teknik engeller de çıkarmıyor. Merkel, Türkiye?nin tam üyeli?ini biraz geciktirmek istiyor.
Peki, İmtiyazlı Ortaklık ile ilgili yakla?ımına ne anlam verece?iz?
Bu yakla?ımın temel nedeni, iç politika. Bu yakla?ımla hem Almanya?nın AB içindeki oy gücünü korumak, hem de iç politikadaki baskılardan kurtulmayı hedefliyor.
Almanya ?imdiden, i?in sonuna varılma a?amasında ortaya koyabilece?i, bir pazarlı?ın zeminini olu?turuyor. Türkiye?ye, örne?in, ?Ya Avrupa Parlamentosu ve AB Komisyonu?ndaki a?ırlı?ınızı hafifletirsiniz ya da İmtiyazlı Ortaklık konusunda ısrar ederiz? önerisinde bulunmaya hazırlanıyor.
Almanya, Türkiye?in büyük nüfus a?ırlı?ıyla, Avrupa?daki kararları etkilemesini istemiyor. Ya pazarlık edecekler ya da İmtiyazlı Ortaklık statüsünü dayatacaklar.
Böylesine ikircikli bir politikanın sürdürülmesi, iç politika açısından da, Merkel?e prim sa?layacak. Kamuoyunun müslümanlı?a ters bakıyor olması, yabancı i?çi ve özellikle Türklere yönelik sevgisizlik kar?ısında, bu tutum Ba?bakan?a puan kazandırıyor.
SARKOZY DE SON
PAZARLI?I G?ZL?YOR
Türkiye?nin yolunu kapatacak ve tam üyeli?ini tümüyle engelleyemese de, vetosuyla gecikmesini sa?layabilecek di?er ülke Fransa?dır.
Hele Avrupa Birli?i?nin kurucusu konumundaki bu iki ülkenin aynı konuda güçlerini birle?tirmeleri ve Türkiye?nin önünü kesmeleri çok etkin sonuç verir. Geri kalan 25 ülke ısrarcı olsa dahi - ki böyle bir ısrarı beklemememiz gerekir ? sonuç alınamaz.
İ?te bu açıdan bakıldı?ında, Sarkozy?nin yakla?ımı çok önem kazanıyor.
Fransız Devlet Ba?kanı, Merkel?in aksine, Türkiye hakkında çok daha sert ve katı bir tutum sergiliyor. İç politikada, Avrupa?nın geni?lemesine duyulan antipatiyi, Türkiye?ye kar?ı çıkarak lehine kullanıyor.
Sarkozy ile Erdo?an arasında çok benzerlikler var. İkisi de, iç politikayı etkileyen bir damar bulduklarında fırsatı kaçırmıyorlar. Gerekti?inde kimselerin söylemek istemeyece?i sözleri kolaylıkla sarfedebiliyorlar. Belki de bundan dolayı, ki?isel açıdan iyi anla?ıyorlar.
Ben, Sarkozy konusunda da aynı görü?teyim.
Fransa?nın, tüm ko?ulları yerine getirmi? ve tam üyelik a?amasına gelmi? olan bir Türkiye?yi, tek ba?ına direnip Avrupa dı?ında tutmak için kampanya açaca?ına inanmıyorum.
Sarkozy de, hem iç politikada prim sa?lamak, hem de yolun sonunda ya?anacak son pazarlık için ?imdiden pozisyon alıyor. Türkiye?nin nüfus nedeniyle elde edece?i büyük oy a?ırlı?ını azaltabilmek için, ?imdiden hazırlı?ını yapıyor.
Nitekim, iki hafta önce Paris?te temaslar yapan Egemen Ba?ı?, Fransız Dı?i?leri Bakanı Barnier ba?ta olmak üzere, tüm resmi yetkililerden yepyeni bir yakla?ım duydu. Sarkozy dı?arda ne derse desin, Fransa?nın müzakerelerin devam etmesinde kararlı oldu?u ve ?İmtiyazlı Ortaklık mı, yoksa Tam ?yelik mi?? sorusunun yolun sonunda tartı?ılaca?ı söylendi.
Bakalım bu sözler ne kadar do?ru çıkacak...
Sonuç olarak, bundan sonra da İmtiyazlı Ortaklık sözlerini duyaca?ız. Hatta adeta tehdit gibi tepemizde sallandırılacak, ancak müzakereler sürecek. Yeter ki, Ankara gereken adımları atsın, reformlara zaman ayırsın...
Bu yazılara cnnturk.com'dan da eri?ebilirsiniz.
|