DAVUTO?LU
AB S?Z?N? TUTABİLECEK Mİ?
Geçen ay Türkiye ile Avrupa Birli?i ili?kileriyle ilgili olarak çok ilginç rüzgarlar esti.
Bir yanda, Sarkozy- Merkel ikilisinin, Türkiye?de tepkiyle kar?ılanan, açıklamaları vardı, öte yanda ise di?er AB üyeleri ve Komisyon?dan kaynaklanan haberler.
Birbirleriyle çeli?en manzaralarla kar?ı kar?ıya kaldık.
?nce, Merkel- Sarkozy ikilisinden ba?layalım.
Reformlar bir türlü start alamadı için , Türkiye?nin AB?ye yürüyü?ünü yava?latmak isteyen Fransa ve belirli bir oranda da Almanya, yeniden kollarını sıvadılar ve ?İmtiyazlı Ortaklık? projesini piyasaya sürme hazırlıklarına giri?tiler.
İmtiyazlı Ortaklık nedir, bilinmiyor.
Herkesin ba?ka bir anlatımı var.
Bilinen, bunun Tam ?yelik olmadı?ı, AB?nin kararlarına karı?mayan , Parlamentodaki yerini almayan, biraz para ve İkinci Sınıf Ortaklık statüsü ile Türkiye?yi aralarında tutma çabası.
Aslında bu formülü Fransa istiyor.
Almanya memnun.
Avusturya-Kıbrıs-Yunanistan üçlüsü, perde arkasından alkı?lıyor.
Türkiye reformlarını harekete geçiremedi?i sürece, bu akım hemen ön plana çıkıyor. Ne zaman adımlarını atmaya kalksa, donduruluyor ve konu?ulmaz oluyor.
Sarkozy- Merkel ikilisini küçümsemeden, madalyonun öte tarafına bakalım.
AB KOMİSYONU
T?RKİYE?Yİ DESTEKLİYOR
Avrupa Komisyonundan aldı?ım sinyaller ise, çok farklı.
Komisyonda Türkiye?yi yakından izleyenlerle konu?unca, biraz daha net görmeye ba?ladım.
Brüksel sadece ekonomik krizi ve Lizbon anla?masının nasıl geli?ece?ini konu?uyor. Politik ve Kurumsal kriz a?ılamadı?ından dolayı,kimsenin gözü Geni?lemeyi görmüyor. Bu karma?aya bir de Komisyonun sonbaharda yeniden atanaca?ını ve Parlamento seçimlerini eklerseniz, durum biraz daha netle?iyor.
Komisyonda kimin kalıp, kimin gidece?i tartı?ılıyor.
Avrupa Parlamentosunda da seçim heyecanı var.
Kimsenin gözü ba?ka bir?ey görmüyor.
Peki, Türkiye hakkında ne konu?uluyor ?
Türkiye, Brükselin gündeminde de?il.
Hele, Sarkozy ile Merkel?in iti?tirmelerine ra?men İmtiyazlı Ortaklık formülü dahi tartı?ılmıyor. Belki bazı çevreler, Fransa ve Almanya?nın ne yapmak istedikleri konusunda laf dola?tırıyor olabilirler, ancak genelde pek ilgi yok.
Türkiye?nin konumunu ?öyle özetleyebilirim.
Fransa, Türkiye?nin klasik anlamda bir Tam ?ye olmasına itirazı var. Müzakerelerin kesilmesini açıkça istemiyor, ancak mümkün oldu?unca uzatılmasından yana.
Almanya da Türkiye?nin Tam ?yeli?i konusunda derin ku?kuları var, buna ra?men müzakerelerin kesilmesinden yana de?il. Berlin, İmtiyazlı Ortaklık kozunu kaybetmek istemiyor. Aksine canlı tutmak ve gerekirse ilerde masaya koymayı planlıyor.
Avusturya, son derece ku?kulu davranıyor.
Genel inancın aksine, Kıbrıs ile Yunanistan da müzakerelerin kesilmesinden yana de?iller. İstediklerini elde ettikleri taktirde, Ankara?nın Tam ?yeli?ine de itiraz etmeleri beklenmiyor.
Bunun dı?ında kalan ülkeler, yani toplam 22 ülke Türkiye?yi destekliyor. Müzakerelerin yava?lamaması ve gerkli hızda devam etmesi isteniyor. Yani, Türkiye?yi destekleyenler ço?unlukta.
Avrupa Komisyonunda kimle konu?sanız aynı yanıtı alıyorsunuz:
?...Ne kadar çok ve hızla reform yaparsanız, sizi destekleyenlerin elini o kadar çok güçlendirirsiniz. Bundan dolayı dostlarınızın tavsiyelerine daha fazla kulak verin ve artık hareketlenin...?
Uzun süredir tartı?ılan konuların ba?ında, Kıbrıs?ta bu yıl sonuna kadar bir çözüm olup olmayaca?ı. ?özümsüzlük durumunda, 2009 Aralı?ı?ndaki dorukta Türkiye ile müzakerelerin tümüyle askıya alınması gündeme gelecek.
?u sırada müzakereler sürüyor, ancak bir sonuç alınması güç görülüyor.
Peki o zaman ne olacak ?
Komisyondaki hava, olayı dramatize etmekten yana de?il. Ne de olsa, Kıbrıs konusunun bu noktalara gelmesinde kendi sorumlulukları oldu?unun farkındalar. Genel beklenti,
Komisyon?un bir rapor yazması ve müzakerelere yeni bir ?ans verilmesini istemesi yönünde. Hele müzakere sürecinin askıya alınması söz konusu edilmiyor. Herkes böyle bir kararın, Türkiye?ye AB kapısının kapatılması anlamına gelece?inin farkında ve böyle bir?ey de istenmiyor. Tabii bu hafta Avrupa Parlamentosu seçimlerini de dikkatle izlemek gerekiyor. Zira bu seçimlerin sonucu da Türkiye ile müzakereleri etkileyecek.
DAVUTO?LU
BAKAYIM NE YAPACAK?
Brükselde Türkiye hakkında sorgu sual etti?inizde kar?ınıza çıkan iki ilginç saptama var.
Biri, Ak Parti hakkındaki izlenim.
Buna göre, iktidar ilk ba?lardaki pırıltısını ve heyecanını kaybetmi? durumda. Ayak sürüyorlar ve gereken reformları gerçekle?tiremiyorlar veya gerçekle?tirmek istemiyorlar.
Erdo?an, henüz AB?nin defterinden silinmi? de?il, ancak hakkındaki soru i?aretleri giderek artıyor.
Buna kar?ılık, Brüksel Egemen Ba?ı??ın Ba?müzakereci olarak atanmasından son derece memnun.
?Nihayet , Brüksele sık sık gelen bir Türk resmi yetkili bulabildik? diyenlerin sayısı hiç az de?il. Gerçekten de bir mevcudiyet sorunumuz vardı ve Ba?ı? bunu dolduruyor. Tabii, Ba?ı? tek ba?ına her?eyi halledecek güçte de?il ve anahtar Ba?bakanın elinde. O da, kendine özgü nedenlerle henüz harekete geçmiyor veya geçmek istemiyor.
Bdurumda bütün gözler Davuto?lu?na dönüyor. Dı?i?leri Bakanı, AB konusundaki tüm ku?kuları giderdi. Hele KRİTER dergisine verdi?i demeç çok net. Durum böyle olunca ?imdi tüm bakı?lar ona dönüyor.
Acaba, Ba?bakanı ikna edebilecek mi?
Bu yazılara cnnturk.com'dan da eri?ebilirsiniz.
|