MİT ÖCALAN’I , PKK
İÇİNDEKİ MUHBİRİNDEN İZLEDİ…
Öcalan’ın Türkiye’ye teslim edilmesi sürecinde iki kurum çok önemli rol oynadı.
Bunlardan biri, Türk Milli İstihbarat Teşkilatı, diğeri de CİA’ dır.
Ankara’da kimse kendine pay çıkartmaya kalkmasın. MİT, Suriye’den çıkmasından itibaren, Kenya’da teslim alınmasına kadar geçen sürede Öcalan’ı adım adım izledi. Her gittiği yerden haberi vardı. Ne CİA ne de bir başka istihbarat teşkilatı (özellikle de İsrailliler) , MİT’in önüne geçemediler.
Bunun başlıca nedeni de, PKK içinde MİT’e çalışan birinin bulunmasıydı.
Şimdiye kadar başka yerde okudunuz mu, bilemiyorum. Belki de ilk defa duyuyorsunuzdur. Ancak Öcalan’ın nereye gittiğini ve ne yaptığını çok yakından izleyen bu kulak, MİT’e inanılmaz bir avantaj sağladı.
CIA’nın bilmesine rağmen, ağzında gevelediği bazı bilgilerin, ilk elden MİT temsilcisinden çıkması, Washington’u hayret ettirdi.
Öcalan’ın takibinde Amerikan üstünlüğü, Nairobi hava alanındaki bir FBI ajanından kaynaklandı. Ajan, Öcalan’ın yan kapıdan çıkarılmasından kuşkulanmış ve takip etmişti. Resmini çekip Washington’a yollayınca, kıyametler koptu.
“FBI ajanı orada ne arıyor?” diye sorabilirsiniz.
O dönemde Nairobi’de Amerikalılara karşı büyük bir suikast girişimi olmuş, Kenya hükümeti de FBI’ nin hava alanını gözetlemesine izin vermişti. Öcalan işte o ağa takıldı. Ancak, Nairobi’de nerede kaldığını yine önce MİT öğrendi.
Bütün bunlar işin teknik takibiyle ilgili.
Öcalan’ın Türkiye’ye teslim edilmesi ise, tümüyle Başkan Clinton’un verdiği bir karardan kaynaklanmıştır.
ABD yönetimi, hem Yunanistana baskı yapıp Nairobi’deki Büyükelçilikten çıkarılmasını, hem de Kenya hükümetiyle anlaşıp, PKK liderinin Türk Mit’inden gelen uçağa teslimini sağladı. Eğer Washington aksi yönde bir karar vermiş olsaydı, Öcalan bugün başka bir yerde yaşıyor olabilirdi.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|