Mehmet Ali Birand
 
TÜRKİYE, DAHA FAZLA ÇABA HARCAMAK ZORUNDA
 
 

TÜRKİYE, DAHA FAZLA

ÇABA HARCAMAK ZORUNDA

PARİS

                                     

Fransız halkının böylesine son derece kesin ve açık farklı bir HAYIR oyu vermesi, Türkiye’nin AB ile ilişkilerini nasıl etkileyecek ?

           

Hepimizin sorduğu soru bu.

           

Paris’ta çeşitli kesimlerle konuştum.

           

En çok dikkatimi çeken nokta, Türkiye’nin birden bire gündemden düşmesi. Pazar akşamına kadar Türkiye konusu her iki tarafça kullanıldı, ancak sonuçlar gelmeye başladıktan sonra, Türkiye’den söz edilmez oldu. Açıkçası, Fransız iç politikasında kullanıldık ve yararımız bitince vazgeçildik.

           

Kısa vadede, yani 3 Ekim’de başlaması gereken katılma müzakereleri tehlikeye girecek mi?

           

Sorduğum yetkililer, özellikle HAYIR’cılar, 3 ekim müzakerelerinin hiçbir tehlike ile karşı karşıya olmadığını söylediler. “Avrupa söz vermiştir ve bu sözünde duracaktır” cümlesi her düzeyde tekrarlanıyor.

           

Gayet tabii bazı çevreler, referandum sonucunun Türkiye’ye de HAYIR anlamına geldiğini, dolayısiyle 3 ekim müzakerelerinin ertelenmesi gerektiğini ileri sürecektir. Ancak, başta Başkan Chirac olmak üzere, her konuşan “sözümüzde duracağız” mesajını veriyor.

           

Türkiye’nin kısa vadede önemli bir sorunu görünmese dahi, orta ve uzun vadede sorunları çıkacaktır.

 

En önemli sorun, Avrupa’daki karmaşanın Türkiye müzakerelerinin yavaşlaması olasılığını ortaya çıkarmasıdır. Avrupa öylesine kendi içine dönecektir ki, kimsenin Türkiye’yi gözü görmeyecektir.

           

Belki de böylesi daha iyi.

           

Türkiye ne kadar gözlerden uzak durursa, o kadar iyi değil mi ?

           

Referandum, ilk defa Avrupa konusunu halka indirmiştir. İlk defa halk HAYIR demiştir. Dolayısiyle, Büyükelçi Uluç Özülker’in dediği gibi, artık Türkiye- AB ilişkileri Erdoğan-Belusconi veya Erdoğan-Schroder arasındaki ikili ilişkilerle yürütülemeyecek bir noktaya gelmiştir. Bundan böyle Türkiye kendini Avrupa halklarına kabul ettirmek zorundadır.

           

Özetlemek gerekirse, Fransız referandumundan sonra ,Türkiye’nin işi daha zorlaşmıştır. Bundan böyle daha fazla çaba harcamak ve daha fazla duyarlık gösterilmek gerekecektir.

           

Paniklemeye hiç gerek yok.

           

Hele kötümserlerin “Bu iş bitti, bizde kapılarımızı kapatalım “ yaklaşımını aman kabul etmeyelim. Bu tuzağa düşmeyelim.



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- Hadi bir defa başladık...
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…