Mehmet Ali Birand
 
BU KOŞULLAR BİZİ KORKUTMAMALI
 
 

BU KOŞULLAR

BİZİ KORKUTMAMALI

 

Şu sıralarda karalar bağlayanlar çoğalıyor.

 

Avrupa Birliği üye ülkelerinin ve Avrupa Parlamentosunun aldığı kararlar çoğunluğun moralini bozuyor. Hatta bir bölümümüz tepki gösteriyor: “Adamlar her ödünü aldılar. Donumuza kadar soydular. Buna rağmen, tam üyeliği dahi garanti etmiyorlar.”

 

Çok yanlış.

 

Türkiye Avrupa Birliğine hiçbir ödün vermedi. Ödün diye adlandırılabilecek hiçbir adım atılmadı. Reformlar “ödün” olarak nitelendiriliyorsa haksızlık edilir.

 

AB’nin beklentileri var. Ancak bunlar kağıt üzerinde kalan istekler. Kıbrıs’ta her isteneni kabul etmemizi veya kalkıp “Ermenilere soykırım yaptık” dememizi kimse beklememeli.

 

Bu oyunu birde tersten okuyalım.

 

Farzedelim, AB Türkiye’yi alkışlarla karşıladı.

 

Ne AB üye ülkelerinin Karşı Deklarasyonu yayınlandı, ne koşullar kondu. Kıbrıs konusunda  AB, tam üyesi durumuna giren Rumları cezalandırdı ve Türklere destek verdi. Ermeni konusunda hiç ses çıkartmadı. Türkiye’yi her alanda yüceltti. Özgüler düzdü ve Türkiye’nin üyeliğinin Avrupayı nasıl yücelttiğini açıkladı. 3 Ekim günü Türk heyeti, kırmızı halılarla karşılandı.

 

Böylesine pespembe bir senaryoya bakıp, bundan 10-15 yıl sonra Türkiye’nin tam üyeliğini çantada keklik mi görürdünüz? Yanıtınız EVET ise, çok yanılırdınız.

 

HERŞEY 10 YIL

SONRA BELLİ OLACAK

 

AB bugün Türkiye’yi omuzlarında müzakere masasına oturtsa, Müzakere Çerçeve Belgesi veya Karşı Deklarasyonda söylenenlerin hiçbiri olmasa dahi, Türkiye sorunlarla karşılaşacaktır.

 

Eğer müzakerelerin son aşamasına gelindiğinde –yani 10-15 yıl sonra-  Avrupada ekonomik kriz sürüyor, işsizlik bugünkü düzeyinde seyrediyor, üye ülkeler hala Avrupanın geleceği hakkında görüş birliğine varamıyorlar, İslam hala insanlara büyük korku veriyorsa, Türkiye’ye kapılar  yine açılmayacaktır.

 

Kapıları açmamak için yine Kıbrıs ve Ermeni sorunu ortaya atılacak ve hepimizin sinirleri zorlanacak. Masadan bizim kalkmamız istenecek.

 

Dolayısıyla bugünden karamsarlığa girmemek gerekir. Herşey 10 yıl sonraki ortama bağlı gelişecek. Bugünden 10 yıl sonrasını tahmin etmekte imkansız.

 

İyisi mi, tuzağa düşmeyelim.

 

Sinirlenip kapıları vurmaya kalkmayalım.

 



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Hadi bir defa başladık...
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…