IRAK, BÜYÜK
DERT OLACAK
Irak’ın yeni anayasası –nereden baktığınıza bağlı olarak- kimine göre bambaşka ve olumlu bir gelişmeler dizisini başlatacak. Irak bu şekilde, Orta Doğu’daki değişim rüzgarlarının öncülüğünü yapacak. Orta vadede zengin, uygar ve demokrat bir ülkeye dönüşecek. Bu ülkede ilk defa paylaşımcılık ve demokrasi sürecine girilecek. Önü açılacak ve parlamenter demokrasi yavaş yavaş rayına oturacak.
Bunlar, belki biraz zorlamayla dahi olsa, madalyonun parlak bölümünü oluşturuyor.
Birde madalyonun öbür yüzü var. Oraya bakılınca aynı iyimserliği hissedemiyorsunuz.
Anayasa taslağı Ankara’da memnuniyetle karşılanmış. Korkuların gerçekleşmediği söyleniyor.
Acaba?
Anayasa, gerçektende, korkulan belirli noktaları içermiyor. Ancak, elimizdeki metinde görünmeyen sorunlar ortadan kalkmış değil.
Ne kürtler bağımsızlık rüyasını bırakıyorlar, ne Şiiler şeriat ısrarından vazgeçiyorlar, ne de Sunni’ler iktidardan uzaklaşmayı içlerine sindirebiliyorlar.
Ortadaki metin, bir uzlaşı formülü. Göstermelik bir uzlaşı. Ülkenin yönetimini, biran önce Amerilalılardan devralabilmek için varılmış bir uzlaşı. Herkesin kafasında aynı düşünce var:
“...Önce Amerikalılar çekilsin veya askeri mevcuduyetini azaltsınlar, biz yönetime geçelim, sonra kendi aramızda hesaplaşırız. Kim daha güçlüyse, kim dişini geçirebilirse, o kazanır...”
IRAK DAHA GÜÇ
BİR SÜRECE GİRİYOR
Anlayacağınız, Irak bundan sonra çok daha güç ve tehlikeli bir sürece giriyor.
İlerde herşey olabilir.
Kürtler bağımsızlıklarını ilan edebilirler.
Şii’ler şeriat’ı -hiç değilse kendi bölgelerine- getirebilirler.
Sünni’ler otoritelerini, hiç değilse bulundukları yerlerde kurma mücadelesini arttırabilirler.
Özetle, Irak bir iç savaş kargaşasına düşebilir.
Bu, hem Irak, hem Türkiye, hem de bölge için tam bir felaketler senaryosudur.
Herşey uygulamada ortaya çıkacak.
Unutmayalım ki, anayasa uygulanmaya başlayıp, Irak’lıların ülkeyi geri almalarından sonra Amerikan mevcudiyeti azalacak. Bugün tek hedef konumundalar, yarın hedefler farklılaşacak.
- Şiiler arası kanlı hesaplaşma sürecek mi, yoksa uzlaşıya varabilecekler mi?
- Kürtler, Kerkük’e özel statü vermemek (Kuzey petrolünü ellerinde tutabilmek) ve bağımsızlıklarını elde etmek için Türkmenler ve Şiilerle boğaz boğaza gelmeyi mi, yoksa ülkeyi bir arada tutabilmek için özveride bulunmayı mı tercih edecekler?
- Sünni’ler, laik devlet yapısını koruyabilmek ve petrol gelirinden eşit pay alabilmek için Şii’lerle mücadele mi edecekler, yoksa içlerine kapanıp, kendi bölgelerindeki egemenliklerini güçlendirme ve ayrı hareket etme yoluna mı gidecekler?
Bu soruların yanıtları, Irak’ın geleceğini saptayacak.
KIYMAYIN ŞU
GÜZELİM IRAK’A...
Benim gibi defalarca Irak’a gitmiş olan kişiler çok iyi bilirler.
Irak kadar talihsiz ülke vardır, ancak sayıları azdır.
Irak’ın iyi yetişmiş kadroları, çok sağlıklı bir elit tabakası vardır. Ülke, tarih ve güzelliklerle doludur. Bunlar yetmiyormuş gibi, zengindir.
Petrol geliri, 14 milyon nüfuslu bu ülke vatandaşlarının her birini zengin edecek kadar büyüktür. Dünya’nın ikinci en büyük petrol rezervlerine sahiptir.
Bunca avantalara rağmen, şu canım ülkenin durumuna bakın.
Önce Saddam, bu ülkeyi 8 yıl boyunca İran ile savaştırıp mahvetti. Ardından da Amerikalılar kaş yapayım derken, göz çıkarıp olaya tüy diktiler. Irak’lı nefes almak, rahat etmek isterken tam aksine daha büyük bir karmaşaya düştü.
Şimdi tek ümit gelecekte... O da, karanlık.
ANKARA’NIN DA
RİSKLERİ BÜYÜK
Türkiye, Saddam yağmurundan kaçarken, bu defa Amerikalıların dolusuna yakalandı.
Irak’ın istikrarı kadar bizleri rahat ettirecek başka bir gelişme düşünemiyorum.
Irak’a şeirat’ın gelmesi...
Kürtlerin bağımsızlık ilan etmeleri...
Şii-Sünni savaşının çıkması...
Bu üç olasılık Ankara’nın korkulu rüyasıdır.
Siz, bugünlerde yaşanan korkunç ve kanlı terör olaylarına bakmayın. Irak’lı sağ duyuludur. Çarklar dönmeye başlayınca sistemi yerine oturtacaktır.
“İnşallah “ demekten başka çaremiz de yok...
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|