ANTALYA, MARKA
OLABİLECEK Mİ?
?
Antalya, ?son derece iddialı bir kampanya ba?lattı.
?
Marka olmak için kollarını sıvadı. Marka olmak kolay bir?ey de?il.? ?Ben Markayım? deyince, marka olunmuyor. Antalya?nın genç Belediye? Ba?kanı Menderes Türel ve Rixos otellerinin sahibi Fettah Taminci?nin ba?ını çekti?i bir kampanyaya herkes destek veriyor.
?
Geçen haftasonu Antalya?ya yüze yakın yabancı? turizm yazarı davet edilmi?ti. Turizm Bakanı Atilla Koç?un? da katılımıyla kampanyanın ilk tu?lası kondu.? Tabii, gidecek çok uzun yolları var. ?stelik,? bunu da ba?armak zorundalar, aksi halde Antalya?yı önemli bir tehlike bekliyor.
?
Antalya,? kenti ve kıyısıyla birlikte artık belirli bir doyum noktasına ula?ıyor. Yıllık 6,5 milyon (Türkiye?ye gelenlerin üçte biri veya Türkiye?ye gelen organize turların yüzde 60?ı)? turist alıyor. 450 bin yata?ıyla, toplu turizmin yıldızı konumunda. İnsanlar, nefis bir tabiat, 5 yıldızlı otel ve her keseye uygun fiyat bulabildikleri için Antalya?ya hücum ediyorlar.
?
Bu sonuca da, ?güne?-deniz-ucuzluk? formülü ile varıldı. Ancak gelin görün ki, aynı ?güne?-deniz ve otel?i satan ba?ka ülkeler de? var. Yani, Antalya kendine yeni bir slogan ve pazarlanacak yeni bir kimlik bulamazsa bir tehlikeyle kar?ı kar?ıya:? Bugünkü? gibi az kazanarak hayatını sürdürecek ve ilerde yava? yava? erimeye ba?layacak. Artık, yeni oteller yaparak, yatak sayısını arttırarak bir yere varamayacak.
?
Bu çıkmazdan kurtulmanın yolu da markala?maktan geçiyor.
?
Kendine yeni bir kimlik bulmak, yeni bir ürün, yeni bir ambalaj ve yeni bir satı? stratejisi gerekiyor.
?
Geçen haftasonundaki kampanya i?te bu arayı?ın startıydı. Yapılan konu?malarda da ?u sonuca varıldı:
?
?Antalya, denizine? güne?ine ve ucuza sattı?ı lüks otellerine, ?tarihi-dini ve av? unsurlarını eklemelidir. 7 ayla yetinmemeli, 365 günlük (yaz-kı?) turizme? kaymalıdır.?
?
Antalya bunu gerçekle?tirebilirse patlama yapar ve Türkiye?nin tamamından çok turist çeker. Aksi halde yerinde sayar.
?
Menderes Türel?ler, ?Fettah Taminci?lere ve di?er otel sahiplerine, sivil toplum örgütlerine çok i? dü?üyor. ?nce, Antalya?lılar kendi aralarında ne yapacaklarına, ne istediklerine karar vermeli, ardından Ankara?nın kapısını çalmalılar.
?
Bu arada söylemeden edemeyece?im. Koskoca bir Markala?ma toplantısı? yapıldı ve bir tek Antalya milletvekili göremedim. Temsil ettikleri bir İl?e kar?ı böylesine ilgisiz davranmak herhalde sadece bizde görünür ve cezasız kalır(!)
?
Antalya?lılara ba?arılar
GELİBOLU?YU
ASKERE BIRAKIN?
?
Geçen Pazartesi günü Gelibolu yarımadasındaki, en kanlı çarpı?maların 90 ıncı yıldönümünü anma törenlerine katıldım. Avustralya ve Yeni Zellanda Ba?bakanları da oradaydı. İnanılacak gibi de?il,? yakla?ık 20 bir turist gelmi?ti. Dü?ünebiliyor musunuz,? Yeni Zellanda ve Avustralya?dan, ya? ortalaması 20-25 olan binlerce ki?i, 90 yıl önceki bir olayı anıyorlar.
?
Birbirinden güzel dini ve sivil? törenler yapıldı. Konu?malarda hiç ayırım yoktu. ?Gelibolu muharebeleri en acılı sava?lardan biri olarak tarihe geçti.
?
Yabancıların gösterdikleri ilgiye bakıp, kendimizden utandım. Zoraki ve yapmacık bir ilginin ötesine geçebilmi? de?iliz.
?
Hele sava? alanlarının pisli?i?
?
Aman Allahım, tek kelimeyle rezalet.
?
Siperler pet ?i?eleriyle dolu. Anla?ılan günlerdir toplanmamı?. Naylon po?etler etrafta uçu?uyor. Genel olarak bir zevksizlik sergisi ile kar?ı kar?ıya kalıyorsunuz. Hadi bu defa törene gelenlerin bu pisli?i yarattı?ını varsayalım. Geçen yıl tören falan? yokken dola?mı?tım, böylesine kötü olmasa dahi, yine de pisti?
?
İyisi mi, bütün bu? bölgeyi bir gerçek? sorumlulara, yani Asker?e bırakalım. Her?eyi ile onlar ilgilensinler. Sivil otorite aradan çekilsin. Zira yapamadıklarını gösterdiler. Yetki karma?ası, koordinasyon eksikli?i, ciddiyetsizlik, ne isterseniz mevcut.
?
Asker, ?ehitlerine de sahip çıkar, sava? bölgelerine de. Elindeki bo? ?i?eyi, naylon po?etleri oraya buraya atanlar da, belki Askeri görünce korkarlar. Zoraki de olsa, etrafı kirletmekten kaçınırlar?
?
?
?
?
?
?
?
?
? S?Z KONUSU
OLAN, 2.500 BİNA
?
Lozan anla?masına göre Türkiye?de? müslüman olmayan 9-10 azınlık grubu var. Sayılarının 125 bin? oldu?u tahmin ediliyor. Ermeni 70 bin, Yahudi 20 bin, Süryani 15 bin, Bahai 10 bin, Katolik Nasturi 3000 bin ki?i, Rum 2500, Yehova ?ahitleri 2000, Protestan 1500, Adventist 100 ki?i. ?Toplam da 161 Vakıfları var.
?
Sorun ya?anan mal sayısı ise 2471.
?
Rum, Ermeni, Yahudi ve di?er gayrimüslimlerin Vakıfları, kendi kiliselerinin ya?aması, tamirinin sa?lanması için Osmanlı döneminden bu yana faaliyet gösterirlerdi. Osmanlı döneminde hiçbir kısıtlama ile kar?ıla?mayan bu Vakıflar ilk defa, Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra, 1936?da ellerindeki gayrimenkulleri bildirmek zorunlu?u ile kar?ıla?mı?lardır. Her biri de gayrimenkul bildirimi yapmı?lar.
?
1936?dan 1974?e kadar yine hiçbir kısıtlamaya tabi tutulmamı?lardır. 38 yıllık bu dönemde? genellikle ölenlerin kiliselerine miras olarak bıraktıkları gayrimenkulleri kullanmı?lardır.
?
1974?teki Kıbrıs harekatından sonra? yargıtayın bir kararı her?eyi de?i?tirdi. Yargıtay, Vakıfların tüzel ki?ili?inin bulunmadı?ını, dolayısıyle beyanname verdikleri 1936?dan 1974?e kadar edindikleri gayrimenkulleri hazineye teslim etmeleri gerekti?i kararına vardı.
?
Bunun üzerine,? 1936-1974 arasında Vakıflara hibe edilen, gayrimenkullere? Hazine el koydu ve bir bölümünü elinde tuttu, di?er bir bölümünü de 3 üncü ?ahıslara sattı. Gayrimüslim Vakıfların tüm itirazları reddedildi.
?
Türkiye, Avrupa Birli?ine tam üyelik? ba?vurusu yapınca durum de?i?ti. Kopenhag Kritrelerine göre Vakıfların önü açıldı. Ancak el konulan eski malların da geri verilmesi gerekiyordu. Ankara, AB?ye bu yönde söz verdi. 1936-1974 arasında el konulan azınlık Vakıf gayrimenkullerinin ya geri verilece?ini veya tazminat ödenece?ini belirtti. Vakıflar yasasında de?i?iklik ba?ladı. Ancak bürokraside önemli bir direni? ile kar?ıla?ıldı. Dı?i?leri Bakanlı?ı ile AB Genel? Müdürlü?ünün tüm çabalarına ra?men yasa bir türlü çıkmıyor.
?
?
?
?
?
?
?
VATAN ELDEN
GİDİYOR (!)
?
Komplo teorilerine inananların, bu topluma inandırmaya çalı?tıkları di?er bir hurafede, yabancıların Türkiye?de büyük topraklar aldıkları ve ilerde ülkeyi bölecekleridir.(!)
?
Müthi? bir söylenti kampanyası sürdürüyorlar.
?
?rne?in Yuhadiler GAP bölgesinde (su nedeniyle) büyük topraklar alıyorlarmı?... Yunanlılar? Karadeniz? kıyılarını parselliyor ve eski Portüs devletini kurma hazırlı?ı yapıyorlarmı?... Suriyeliler ve Araplar Güneydo?u?da toprak kapatıyorlarmı?.
?
Bu söylentilere bakınca, ülke?nin elden gitti?i korkusuna kapılmamak elde de?il. Ancak, rakkamlara bakınca ortada dola?an yalanın büyüklü?ü anla?ılıyor.
?
Türkiye?de bugün gayrimenkul satın almı? yabancının sayısı sadece 46 bin. (İspanya?da bu rakkam 1.5 milyon. Fransa, Almanya, İngiltere, İtalya?da 1?er milyon) Yabancıların elindeki kat, ev ve arsa sayısı sadece 42 bin adet. Satılmı? yüzölçümü ise 272 bin metrekare (Türkiye?nin yüzölçümü yakla?ık 780 milyon kilometrekare). Buna kar?ılık Türk vatanda?ları, sadece Almanya?da? 200 bin gayrimenkul almı?lar.
?
Suriye uyruklular toprak alamadıkları gibi, GAP bölgesinde tek bir Yahudi kökenli gayrimenkul edinmemi?.? Birkaç bir Türk uyruklu? Yunan vatanda?ının dı?ında da ba?ka Yunanlı gayrimenkul edinmiyor.
?
Artık bu korkulardan kurtulalım.
?
Yabancı dü?manlı?ını körüklemek isteyenleri de artık dinlemeyelim.
?
?
?
?
?
?
?
?
?
?
?
?
?
?
?
AB, ATİNA?YA
BOYUN E?DİRTTİ
?
Avrupa Birli?i Komisyonu Yunanistan?a istedi?ini kabul ettiriyor. Konu, medya patronlarının devlet ihalelerine girmelerini yasaklayan yasa.
?
AB Komisyonu, bu yasanın rekabet kurallarına aykırı oldu?unu ve anayasa da bu konudaki maddenin de de?i?tirilmesini istedi.
?
Yunanistan direndi, ancak bir yere kadar. Komisyon sonunda kararını resmen açıkladı: De?i?ikli?i 21 gün içinde yapın. Aksi halde mahkemeye verileceksiniz.
?
Biz sürekli olarak, AB?nin Türkiye?yi sıkı?tırdı?ından ?ikayet ederiz. Oysa AB Komisyonu kimsenin gözüne bakmıyor.? Kurallara uymayanın kapısını çalıyor ve gereken de?i?ikli?i yaptırıyor. Tam üye Yunanistan da bundan payını alıyor.?
Bu yazılara cnnturk.com'dan da eri?ebilirsiniz.
|