Mehmet Ali Birand
 
AB’ DE, KIBRIS PAZARLIĞI SÜRÜYOR
 
 

AB’ DE, KIBRIS

PAZARLIĞI SÜRÜYOR

LONDRA.

 

Başbakan Erdoğan, Çarşamba sabahı kalkıp pencereden dışarı bakınca, mutlaka içi kapanmıştır. O kadarını bilemesem dahi, benim içim karardı. Salı akşamı sıcaktan ter içinde kaldığımız bir Ankara’dan özel uçakla hareket ettik. Türkiye saatiyle 03.30’ da Londra’ya indiğimizde yağmur çiselemeye başlamıştı, ancak durum dünkü (Çarşamba) kadar kötü değildi.

 

Çarşamba sabahı Erdoğan-Blair görüşmesi için birkaç saatlik uykudan sonra 06.45 civarında uyandım. Dışarıya baktığımda,  içim daha fazla kapandı. Simsiyah bulutlarla örtülü bir gökyüzü ve ince ince yağan bir yağmur. Sonbahar gelmiş  gibi hissettim.

 

 Özel otobüsle görüşmenin yapılacağı yere giderken, Londra’daki son terör olaylarının psikolojik etkisi hemen hissediliyordu. Sert bakışlı güvenlik güçleri, ellerinde silahlarıyla hazır bekliyorlardı.

 

Bir süre yağmur altında bekledikten sonra, sırılsıklam olmak üzereyken, Başbakanlık ( 10 Downing Street) binasına alındık.Buralara kadar gelmemizin başlıca nedeni olan görüşme 50 dakika sürmüş ve bitmişti bile...

 

Peki ne oldu ?

 

Doğrusunu söylemek gerekirse, ne olup bittiğini yüzde yüz bilemiyorum. Başta Başbakan ve Dışişleri Bakanı olmak üzere herkese sordum.  Hala işin içinden çıkabilmiş değilim. Onlarla konuştukça kafam daha çok karışıyor. Size sadece, ne kadar anladığımı aktarmakla yetineceğim.Bunu Başbakana ve Dışişleri Bakanına da sordum. İtiraz ettiler.İşin özünü tam anlamıyla algılayamadığımı (!) söylediler. Ancak, gerçekten ne olduğunu anlatmaya başladıklarında, dönüp dolaşıp aynı noktaya geri döndüler.Benim dediğime geldiler.

 

Anlayacağınız, aşağıdaki gelişmeleri kimseye resmen doğrulatamadım, ancak vardığım sonucun çok yanlış olduğuna da inanmıyorum.

                                             

KIBRIS İLE MÜZAKERE

ÇERÇEVESİ PAZARLIĞI...

 

Ortada iki ayrı gelişme var.

 

1.        Biri, Türkiye’nin Ankara protokolüne (Gümrük Birliğini Kıbrıs’a genişletilmesi) ekleyeceği Kıbrıs deklarasyonu.

 

Protokolün metni hazır. AB ile anlaşma oldu. Bu konuda bir sorun yok. Sorun, bu protokole eklenecek olan Türk deklarasyonundan çıkıyor. 3-4 paragraf veya cümlelik bu deklarasyon son derece gizli tutuluyor. Birkaç kişinin dışında kimse görmüş değil. Deklarasyonda Türkiye, Gümrük Birliğinin genişletilmesinin, resmi çözüm bulunmadıkça, Kıbrıs’ın resmen tanınması anlamına gelmeyeceğini açıklayacak. Aynı deklarasyonda, ilerde Türk tarafını güç duruma düşürecek veya Rumların Adalet Divanına başvurabileceği tüm hukuki yolları kapatacak bir dil kullanılacak. Hukuki yollar kapatılacak. 1995’ deki Gümrük Birliği anlaşması sonrasında karşılaşılan olumsuzlukların tekrarlanmayacağı bir ortam hazırlanacak.

           

Rumlar ise, bu deklarasyonda açık kapıların kalması için çalışıyor. Erdoğan’dan bir gün önce buraya gelen Papadopulos, dönem Başkanı olarak Blair’den Türk tarafına baskı yapmasını istedi. Kıbrıs Rumları, Yunanistan ve tabii, Türkiye’ye kollarını açmak istemeyen diğer bazı üyeler de, bu deklarasyonu sulandırmaya çalışıyorlar.

           

2.        Diğer gelişme ise, 3 Ekim’de başlayacak olan müzakerelerin nasıl yürütüleceğine dair, AB tarafından hazırlanmakta olan yönetmelik. Buna “müzakere çerçevesi” adı veriliyor. AB Komisyonu taslak bir müzakere çerçevesi metni hazırladı ve üye ülkelere yolladı. Aralarında Kıbrıs’ın da bulunduğu üye ülkelerden oluşan Konsey, bu metne son şekli veriyorlar.Tabii herkes bu yönetmeliği ağırlaştırmaya çabalıyor. Özellikle Kıbrıs ve Yunanistan ekler yapmaya uğraşıyorlar.

 

PAZARLIK İŞTE BU

NOKTADA DÜĞÜMLENİYOR

 

İki gelişme birbirinden ayrıymış gibi görünmesine, resmi yetkililer tarafından da bu şekilde ortaya konmasına rağmen, aralarında önemli bir bağ var.

 

Türkiye, müzakere çerçevesinin daha da ağırlaştırılmadan  ve 3 ekim öncesinde (son dakikaya kalmadan) onaylanmasını istiyor.Açıkça söylemese dahi, müzakere çerçevesi belgesi ağırlaştırıldığı taktirde, Kıbrıs deklarasyonunu sertleştireceği izlenimini veriyor.

           

Aynı bağı Kıbrıs’lılar da kullanıyorlar.

           

Onlar da, Türkiye’nin yapacağı deklarasyonun biran önce açıklanmasını, eğer beğenmedikleri gibi çıkarsa, müzakere çerçevesine ek koşullar sokabileceklerinin işaretlerini veriyorlar.

           

Her iki taraf birbirinden kaygılanıyor.Birbirine güvenmiyor.

           

Türkiye ”önce müzakere çerçevesinin onaylanmasını” istiyor, Rumlar ise önce Kıbrıs deklarasyonunu gördükten sonra adım atmayı planlıyor.

           

İngiltere de arayı bulmaya çabalıyor.

           

Tekrar etmemde yarar var. Bu senaryonun çok daha ince noktaları var. Ancak ben bu kadarını çözebildim.Kuşkularımı arttıran, örneğin protokolün ve deklarasyonun hazır olduğu ve dün imzalanabilineceği söylenmişti.

           

Olmadı.

           

Türk tarafı ısrarla tekrarlıyor: Biz hazırız, AB bize yeşil ışık yaksın, yarın imzalarız

           

AB tarafı ise, 3 Ekime giden yolda bir kaza çıkmaması için taraflarla tekrar tekrar görüşüp işi sağlama bağlamaya çalışıyor.

           

Bizde bekliyoruz.

           

Biraz karışık ancak, bilmem anlatabildim mi ?

           

Bakalım yarın hava nasıl olacak ?

           

Yağmur yağmaya devam mı edecek, yoksa güneş kendini gösterecek mi ?

 



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Hadi bir defa başladık...
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…