DERVİŞ’İ TAŞIYAMADIK
VE KAÇIRDIK...
Bundan dört yıl önce geldiğinde, beyaz atın üstündeki prens gibiydi. Bir dokunuşuyla hepimizin hayatını değiştirecekti. Bizler için, ciddiyeti, bilgisi, yerli ve yabancı dillerini kullanma yeteneği ile, Türk toplumu ne değilse, Kemal Derviş o idi.
Özellikle ilk başlarda, öylesine sevdik, öylesine yücelttik ve ona öylesine roller yakıştırdık ki, şimdiye kadar hiçbir politikacı böyle bir destek ve sempati görmemişti.
Ancak bütün bunları, ona danışmadan yaptık.
Sonradan farkına vardık ki, meğer Derviş, bizim ona biçtiğimiz rollerle hiç ilgili değilmiş. Ne yeni bir parti kurmak istermiş, ne Sosyal Demokrasiyi kurtarmak, ne de CHP’nin başına geçmek... Kendine özgü bir dünyası varmış.
Ancak biz, beklentilerimiz karşılanmadığı için, bu defa kızdık. Ne “bölücülüğünü” bıraktık, ne tembelliğini... Komplo teoricilerine göre, ABD’nin yolladığı bir insandı. Israrla getiren kendisi olmasına rağmen, Ecevit’e göre de, Washington sırf DSP’yi torpillemek için Derviş’i görevlendirmişti. CHP deseniz, işi daha ciddiye aldı ve beyaz atlı Prensi saf dışı etti. Sonuç olarak, Kemal Derviş, 4 yıllık Türkiye macerasını noktaladı ve BM Kalkınma Programı Başkanı göreviyle gitti.
Özetle, Derviş bize birkaç ölçü büyük geldi.
Onu, gerektiği gibi taşıyamadık. DNA’larımız uyuşmadı.
Biz kaybettik, Birleşmiş Milletler kazandı.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|