Mehmet Ali Birand
 
UYARI MI GÖRÜŞ BİRLİĞİ Mİ?
 
 

 

UYARI MI

GÖRÜŞ BİRLİĞİ Mİ?

 

MGK toplantısından sonra açıklanan bildiri medya’da farklı şekillerde yorumlandı.

           

Genel yaklaşım, askerin hükümete uyarısı şeklindeydi.

           

Genelde, askeri kanadın sivil hükümetleri fırçalamasına alışmış olan bizler için, bildiri uyarı niteliğinde görülebilir.

           

Ama acaba böyle mi? Yani bildirideki cümleler, Başbakan’ın Diyabakır konuşmasından sonra yapılan eleştiriler ve algılamalara bir ince ayar yapmak için mi kondu ?

           

MGK bildirileri hiçbir zaman sadece bir tarafın görüşlerini yansıtmaz. Daima bir ortak görüş açıklanır. Toplantıda sivil kanat ve askerler, bildiriyi birlikte imzalarlar. Durum böyle olunca, insan ister istemez ikinci yoruma meylediyor.

           

Başbakan Diyabakır’daki sözlerinden geri adım atmadı. Her nekadar muhalefet tarafından eleştirildiyse de, tutumunu sürdürüyor. Kürt Sorunu’nun, ülkenin bütünlüğü korunarak çözülebilineceğini de sık sık tekrarladı. Anayasa’ya dikkat çekip, bunun dışına çıkılmasının söz konusu olmadığının altını çizdi.

           

Asker kanadıyla aralarında belki taktik açıdan bazı görüş ayrılıkları olabilir, ancak temelde önemli bir fark ortaya çıkmış değil.

           

Üstelik unutmamamız gerekir ki, hangi hükümet olursa olsun, ideolojisi ne olursa olsun, böylesine bir sorunu Türkiye’yi parçalayarak çözmek isteyebilecek bir iktidar düşünülemez. Hangi hükümet olursa olsun, PKK terörüne prim vermez ve veremez. Bunlar değişmez kurallardır. Erdoğan’ın açılımını ne kadar eleştirirsek eleştirelim, onu ülkeyi felakete sürükleyecek bir senaryonun peşinden koşmakla suçlayamayız.

           

Sanırım bundan sonra yapılması gereken, ayrıntılarda kaybolmak yerine, bu sorunun çözümü için -MGK bildirisinde belirtildiği gibi-  ekonomik ve sosyal önlemlerin alınması için harekete geçilmesidir. Şimdiye kadar defalarca bildiriler yayınlandı, önemli nutuklar atıldı ancak verilen sözler tam anlamıyla gerçekleştirilemedi.

           

Bence bu bildirinin en önemli unsurlarından biri, bölgeler arasındaki ekonomik farklılığın giderilmesi ve alınacak önlemlerin Kopenhag kriterlerinin dışına çıkmaması ile ilgili tutumdu.

Türkiye’nin bu sorunun üstesinden gelebilmenin, ancak Demokrasi kuralları çerçevesinde gerçekleşebileceğini ilan etmesi çok önemlidir.

           

Gerçekten de en doğru yol budur.

           

Üstelik bu noktanın hem Asker hem de Sivil otorite tarafından açıklanması, Avrupa yolunda önemli bir kavşağa yaklaşan Türkiye açısından önemi daha da büyüktür. Unutmamamız gerekir ki, 3 Ekim’de Türkiye AB ile müzakere masasına oturacaktır. Hangi konuda olursa olsun, attığı her adım , dışarıda çok daha fazla büyülteç altına alınacaktır.

           

Artık her alanda farklı düşünme dönemine girmek zorunda olduğumuzu gözden kaçırmamalıyız.



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- Hadi bir defa başladık...
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…