MERKEL’DEN KORKMAYA
HİÇ GEREK YOK...
Almanya’da Sosyal Demokratlar çok ağır bir yenilgiye uğradılar. Kuzey Ren-Vestfalya eyaleti parlamento seçimlerini 39 yıl sonra Hristiyan Demokratlara kaptırdılar. İşin kötüsü, Sosyal Demokratların kalesi diye bilinen bu eyalet, önemli bir farkla (yüzde 37.6’ya karşı yüzde 44.8) Hristiyan Demokratları tercih etti.
Başbakan Schröder, sonuçlar belli olur olmaz erken seçim çağrısında bulundu. Bu durum da, Türkiye’de, özellikle kötümserler arasında “felaket haberi” şeklinde algılandı.
Gayet tabii, Sosyal Demokratların iktidarı Türkiye’nin Avrupa ilişkileri açısından tercih edilir. Eğer Schröder iktidarda bulunmasaydı, Türkiye’nin 3 Ekim’de müzakerelere başlama kararını alması daha bir zor olurdu. Pazarlıklar çok daha güç yürütülür, Ankara önemli güçlüklerle karşılaşırdı.
Önümüzdeki seçimleri Hristiyan Demokratların kazanmasına mutlak gözüyle bakılıyor. Tüm tahminler, 8 yıllık bir Hristiyan Demokrat iktidarının başlayacağı şeklinde.
Bu olasılık, Türkiye’nin AB ile 3 Ekim müzakerelerini engeleler mi?
Hayır...
Türkiye’nin 3 Ekim müzakerelerini, ne Fransadaki AB anayasası, ne de Almanya’daki bir Hristiyan Demokrat iktidar engelleyebilir.
3 Ekim’de müzakelere başlar...
Güçlükler, daha sonra ortaya çıkacaktır. Müzakerelerin ilk 5-6 yılında Angela Merkel oyun bozun olmamaya özen gösterecek, 10-15 inci yıllarına gelindiğinde, yani müzakerelerin sonuna doğru durumu yeniden değerlendirecektir.
YİNE HERŞEY
TÜRKİYE’YE BAĞLI
Dünkü yazımda da aynı noktaya dikkat çekmiştim.
Fransada anayasaya HAYIR oyu çıksa dahi, AB ile müzakereleri etkileyecek en önemli unsur Türkiye olacaktır.
Almanya’daki iktidar değişikliği hakkında da aynı görüşü tekrarlamak istiyorum.
Türkiye, müzakerelerden ne istediğini, ne zaman tam üyeliği hedeflediğini ve yükümlülüklerini yerine getirme konusunda kararlılığını gösterirse, Ankara’nın iradesini Angela Merkel kıramaz. Yeterki, Türkiye kararlı davransın, hesaplarını iyi ve gerçekçi şekilde yapsın...
Komplo teorilerine inananlar, Avrupa koridorlarında her konuşulanı sanki gerçekmiş gibi yansıtıyorlar. Toplumdaki korkuyu arttırıyorlar. Özel statü faktörünü konuşarak, kamuoyunu sanki hazırlıyorlar... Özel statüyü de, Türkiye istemediği taktirde, kimse kabul ettiremez. Herşey bizim tutumumuza bağlıdır.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|