YAŞASIN TÜRK
ADALETİ(!)
Karşı karşıya geldiğimiz durum gerçekten komik. Bir idari mahkeme (İstanbul 4. idari mahkemesi) üstüne hiç vazife olmayan bir konuda karar alıyor. Bilimsel bir toplantı hakkında, dünya’nın en çağdışı sorularını sorarak “yürütmeyi durduruyor”.
Neresinden bakarsak bakalım, olay gerçekten hem komik, hem ağlanacak, hem de hepimizi derin bir üzüntüye sokacak derecede ağır.
Kendilerine “Hukukçular Derneği” adı veren aşırı Milliyetçi bir grup yasalardaki boşluktan yararlanıp, Türkiye’ye gol attı. Atıllarına göre, Türkiye’yi Ermeni’lere karşı korudular. Oysa tam aksine bu insanlar, Türkiye’ye büyük zarar verdiler. Ermeni diasporası şimdi memnuniyetinden göbek atıyor. Türkiye’nin Avrupa’daki tüm düşmanları keyiften çatlıyorlar.
Hukukçular Derneği ve yargıçlarımız ülkemize bundan daha büyük bir kötülük edemezlerdi.
Avrupa Birliğini veya dış dünya’nın ne dediğini bir şana bırakalım. Bu “kafa” asıl bizlere büyük zarar verdi.
Şimdi kendi kendimize bazı sorular sormamız gerekiyor:
- Bilimsel bir konferansın yapılıp veya yapılmamasında mahkemelerin kararı neden gerekiyor?
- Konferansa katılımcıların niteliklerini sorgulamanın bir anlamı olabilir mi?
- Konferansın parasal dayanağının mahkemede araştırılmasının altında ne yatıyor?
Eğer bu uygulamayı genelleştirirsek, hiç kimse “mahkeme kararı” olmadan bilimsel bir toplantı yapamayacak. Veya her bilimsel toplantı, yargıya düşme korkusuyla gerçekleşecek demektir. Bu da çağdışı bir yaklaşımdır.
Durumu galiba en iyi dışişleri bakanı Gül özetledi: Türkiye kadar kendi kendini vuran başka bir ülke yok.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|