ATASAGUN, MİT’İ
BİZE SEVDİRDİ...
Şenkal Atasagun benim Galatasaray’dan sınıf arkadaşımdır. Şevket Altuğ, Hüseyin Yarsuvat, Ünal Aysal ile en eğlenceli gruplardan biriydik. Liseden sonra hepimiz bir yerlere dağıldık. Tekrar buluştuğumuzda, ben gazeteci, Şevket tiyatrocu, Hüseyin avukat, Ünal’da ünlü bir işadamı olmuştuk. Şenkal’ın MİT’e girişini 70’li yıllarda garipsedik. Zira MİT korku yaratırdı. Solcu kovalar, sağdan soldan duyulan dedikoduları rapor yapar ve nice insanın hayatını karartırdı. Bundan dolayıda sevimsiz, önünden geçilirken kaldırım değiştirilen, bulaşılmaması gereken bir kurumdu. Başına daima bir general atanır ve Genelkurmayın denetiminde çalışırdı.
Değişimin ilk işaretleri, MİT’in başına Büyükelçi Sönmez Köksal’ın atanmasıyla ortaya çıktı. Yıllar boyunca çatık kaşlı ve kışla nizamıyla yönetilmiş bir kurum, ilk defa farklılaşmaya başladı. Ardından, bu defa teşkilatın içinden ilk sivil atama (1998) yapıldı. Şenkal Atasagun, içinden çıktığı MİT’i çok değiştirdi.
Doğrusu, bizde MİT’i bu dönemde daha yakından tanıdık. Teşkilatın bir umacı olmadığı, çalıştırdığı insanların son derece değerli olduklarını anladık.
Şenkal Atasagun, işte bu açıdan Teşkilata büyük katkıda bulundu. Ortalarda görünmeyen, kimselerle konuşmayan müsteşarlar imajını değiştirdi. Olabildiğince şeffaflaştırdı. Gazetecilerden kaçmadı. Aksine, zaman zaman toplantılar yaptı ve gelişmeleri anlattı. Özellikle Öcalan’ın infazı gündeme geldiğinde, Atasagun, idamın askıya alınıp Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının beklenmesi için son derece etkin bir rol oynadı.
Çalışmalarında ne kadar etkili ve başarılı olursa olsun, işin reklamına kaçmadı, kibirlenmedi. Hem Teşkilat içinde, hem dışarda alçak gönüllülüğü elinden bırakmadı.
7 yıl süreyle müsteşarlıkta kaldı ve yine ilk defa, süresi dolmadan emekliliğini istedi. Şenkal Atasagun, her yönüyle örnek bir yönetici oldu.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|