BAHÇELİ’NİN
DEVLET ADAMLIĞI
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Milliyet Ankara temsilcisi Fikrat Bila ile söyleşi sırasında yaptığı tarihi açıklamalar, Türkiye’nin önünü açtı. Kaza bulutları dağıldı. Devlet Bahçeli de bir Devlet adamı olduğunu tekrar gösterdi.
İstese tam aksini yapabilirdi.
Eminim kendisine bu yönde telkinler gelmiştir.
“Başkanım, bırakalım bu vatansever gençler ülkeye sahip çıksınlar. Hem oy potansiyelimiz artar, hem de ülkücüler güçlenirler” demişlerdir.
Oysa Bahçeli, tersini yaptı. Çok net bir mesaj verdi:
“... Milliyetçi Ülkücü gençlik, hiçbir şart altında sokakta, çatışma-kavga ortamında bulunmamalıdır. 21.yüzyılın ilk çeyreğinde Cumhuriyet’in 100. yıldönümünü lider bir ülke olarak kutlama arzusu taşıyan bu gençlik, eline silah değil bilgisayar almalıdır. İhtiyacı mermi değil bilgidir...”
Bahçeli bunun yerine “Ülkücüler duyarlıklarını göstermişlerdir” demekle yetince, kendi taraftarlarından alkış, hatta oy bile kazanabilirdi, ancak Türkiye önümüzdeki yılları yine kavga ve kanlı gösterilerle geçirirdi. İstikrar ve toplum barışı bozulurdu. Yabancı yatırım korkup kaçar, ekonomi tepetaklar gider, Avrupa ile müzakerelere başlayarak sıçramaya hazırlanan bu ülke, tekrar karanlıklara gömülebilirdi.
Devlet Bahçeli kısa vadeli düşünmedi, işin kolayına kaçmadı. Tam aksine uzun vadeli düşündü ve işin zorunu seçti. Ancak bu tutumuyla, hem partisini gelecekteki iktidarlara ortak olabilecek konuma soktu, hem de Ülkücülere, ilerde daha iyi anlayıp değerlendirebilecekleri yeni bir yön gösterdi.
BAHÇELİ, TÜRKİYE’Yİ
VE DÜNYAYI İYİ OKUDU
Devlet Bahçeli bu tutumuyla, hem Türk kamuoyunu, hem de Uluslararası koşulları çok iyi okuduğunu da gösterdi.
Bahçeli, Türk kamuoyunun eskiye dönmek istemediğini, kavga ve kana tepki duyduğunu, Avrupaya giderken bunu engelleyecek gelişmelere ters bakacağını, aynı şekilde, Uluslararası koşulların Türkiye gibi bir ülkede iç çatışmaya izin vermeyeceğini gayet iyi gördü.
ÜLKÜCÜLERİ TUZAĞA
DÜŞMEKTEN KURTARDI
MHP’nin kavgacı, Ülkücülerin de sokakları karıştıran, farklı düşünenleri linç eden bir imajla hiçbir yere gidemeyeceğini gösterdi.
Ülkücü gençler, Devlet Bahçeli’ye teşekkür etmelilerdir. Başkanları, onları çok büyük bir tuzağa düşmekten kurtarmıştır. Bahçeli’nin gösterdiği “Sizden farklı düşünenlerle, sokakta kavga ederek değil, fikrinizle mücadele edin” yaklaşımı, Ülkücü örgütlenmeyi ilerde birgün yok olma tehlikesinden kurtarmıştır.
Ülkücü gençler belki bugün Bahçeli’ye kızmış olabilirler, ancak MHP liderinin yapmaya çalıştığı “ince ayarı” uyguladıkları taktirde, kısa bir süre sonra MHP’nin kolluk gücü gibi görünmekten çıkacak ve ciddiye alınan, fikirleri dinlenen bir sivil toplum örgütü konumuna girecektir. Bu da Ülkücü hareketin şiddet-kavga-korku kıskacından kurtuluşu olacaktır.
BAHÇELİ OLMASA,
AB GECİKİRDİ
Devlet Bahçeli, 2002’ye kadar süren üçlü koalisyon (ANAP-MHP-DSP) sırasında da, buna benzer Devlet adamlığı sergilemişti. Unutanlara hatırlatmak isterim.
Bahçeli, partisindeki heyecanları dengelemese, aşırı uçları kontrol altında tutmasa ve devletin uzun vadeli çıkarlarını, parti politikalarının önüne geçirmese, Türkiye o dönemde AB ile ilgili en hayati uyum yasalarını çıkaramazdı. Ne Kürtçe yayın-eğitim ne de idam cezasının kaldırılması... Bahçeli istese öyle bir muhalefet yapar, Ülkücüleri öylesine sokağa indirirdi ki, o yasalar TBMM’den geçemezdi.
MHP lideri, bütün bu yaklaşımları da partisinin politikalarından ödün vermeden gerçekleştiriyor. Günün koşullarını iyi görüyor, uzun vadeli düşünüyor. Bu şekilde MHP’yi, içine düşebileceği marjinal, sesini ve gücünü sokak şiddetinden alan bir parti olmaktan kurtarıyor.
MHP, Ülkücüleriyle birlikte, “korkulan, aşırı görüşlere sahip bir parti” değil, sistemle uyumlu, Avrupa Birliği ile müzakere sürecinde gerektiğinde iktidar olabilecek bir parti konumuna giriyor.
Unutmayalım ki, temel özgürlüklere saygı göstermeyen, şiddet kullananların önümüzdeki dönemde şansları olmayacaktır...
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|