DYP VE ANAP’LILAR
AKILLILARSA BİRLEŞİRLER.
Türkiye büyük bir hızla değişiyor.
Siyaset değişiyor. Konuşulan konular değişiyor. Seçmenlerin tercihleri değişiyor. Bunlar yetmiyormuş gibi, Avrupa Birliği ile müzakereler başladıktan sonra, bu değişim daha da hızlanacak. Birkaç yıl içinde Türkiye tanınmayacak bir ülke olacak.
Böylesine derine inen bir değişim yaşanırken, özellikle siyaset dünyamızda bazılarımız bu fırsatı yakalıyor ve kendilerini günün koşullarına uyduruyor, bazılarımız ise geçmişte kalıyor .
Bugünkü durumda koşulları oluşturan ve bu koşullara kendini uyduran tek parti kuşkusuz AKP’dir. Bu parti belki bilinçli olarak, belki de koşullara uygun kararlar alabildiğinden dolayı giderek yerleşiyor. Kendi içlerindeki aşırı muhafazakar taraftarları dahi- gelişmelerden pek hoşlaşmasalar, hatta liderlerinin bazı görüşlerini hiç paylaşmasalar dahi- seslerini çıkartmıyorlar. AKP, Merkeze giderek yerleşiyor. Merkezdeki eski kalıntıları da silip süpürmeye hazırlanıyor.
Siyasette başarı böyledir. İşler iyi gittikçe partiye oy verenler artar. Başka partilerdekiler de, bu başarıdan nasiplenmek için, katılırlar.
Ancak AKP’nin en büyük hendikapı yine kendi oluyor. Tek başına muhalefetsiz bir ortamda kalması orta ve uzun vadede sorun yaratıyor. Siyasi ortamdaki bu boşluğu gören Erkan Mumcu, harekete geçti bile...
Mumcu’nun ne yapabileceğini hesaplamadan önce, halen piyasada bulunan ANAP ve DYP’nin durumlarına bakalım.
BU İKİ PARTİNİN SEÇİLME
ŞANSLARI GİDEREK AZALIYOR
Bu iki partinin önümüzdeki seçimlerde acaba ne oranda şansları olabilir ?
ANAP’ın tabanı giderek dağılıyor. Partinin seçimlerde başarı kazanma şansının azaldığı kanısına vardığı oranda, eski seçmenleri kendilerine yeni parti arayacaklardır ve şu anda da aramaktadırlar. Bu partinin kırsalda gücü yoktur. Buna karşılık son derece güçlü bir kadrosu vardır. İktidar olmuş, Bakanlık yönetmiş isimlere sahiptir.Bu avantaj, bir parti için son derece önemlidir.
DYP ise köylerde tabanı olan, partiyi hala ayakta tutan bir seçmene sahip bir partidir. Birçok badireden geçmelerine rağmen, dağılmamışlardır. Ancak buna karşın bir iktidarı taşıyacak kadroları yoktur. Bugün iktidar olsalar, sorarım size, Bakanlık yapabilecek ve Türkiye’yi taşıyabilecek, kaç DYP’li isim sayabilirsiniz ?
Üstelik bu ülke Avrupa Birliğine doğru yelken açmaya hazırlanmaktadır. Müzakereler sırasında Türkiye yeniden büyük bir değişime girecektir.
NE DYP, NE DE ANAP
İKTİDAR OLABİLİR
Acaba bu iki parti tek başlarına hareket ettikleri sürece, İktidar şansları olabilir mi ? Hayır.
Meclis’e girebilirler, ancak o kadar. TBMM’de küçük birer parti olmanın ötesine geçemeyeceklerdir. AKP ne kadar hata yapsa, yılların getireceği doğal yıpranmalar sonucu ne kadar oy kaybetse dahi, ne DYP ne de ANAP bu açığı doldurabilirler.
Oysa merkezde hala güçlü bir alternatife ihtiyaç vardır.
Bunu gerçekleştirmenin tek yolu da, DYP ile ANAP’ın birleşmesinden geçer.
Her iki partinin liderleri ve etrafındakiler bu gerçeği açıkça görmekte, ancak alt kadrolarındaki bazı dar görüşlüleri aşamamaktadırlar.
Alt kadrolar ne yazık ki küçük düşünmekte, Türkiye’nin ve partilerinin geleceğini doğru dürüst değerlendirememektediler. Onlar için hala en önemli sorun, diğer partinin kendilerine teslim olmasıdır. Kendilerinin en büyük olduğunun diğeri tarafından kabul edilmesidir. Hala futbol maçı mantalitesi ile hareket etmektedirler. Bunun en son ve en tipik örneği, ANAP yönetim kurulunun Nesrin Nas’ı istifaya zorlaması olmuştur. Parti içindeki küçük iktidarlarını koruyabilmek amacıyla, önlerideki bu fırsatı yok etmişlerdir.
Oysa iki partinin de isimlerini ve taraftar derneği gibi işleyen teşkilatlarını tümüyle bir yana bırakıp, yepyeni bir yapılanmaya girmekten başka hiçbir çareleri yoktur.
Rüyada yaşayacak zamanları da kalmamıştır.
Seçimler engeç 2006’da yapılacak ve bu iki partinin tabanları hala “küçük olsun da, benim olsun“ mantığı ile yollarına devam edeceklerse, DSP gibi eriyip yok olacaklardır.
Siyasi yelpazemizin Merkezi, sadece AKP’ye bırakılmayacak kadar önemlidir. DYP ve ANAP’lılar biran önce mantıklarını hislerinin önüne geçirmeli ve harekete geçmelilerdir.
İş işten geçtikten sonra, kimse kimsenin ağlamasına kulak asmaz.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|