T?œRBAN KARARI

KİMİ BA?žLAR

?

Avrupa? İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) ?œniversitelerdeki türban yasa?Ÿını onaylamasının yankıları sürüyor.

?

Ba?Ÿbakan ba?Ÿta olmak üzere, AKP?’nin a?Ÿır topları tam bir ele?Ÿtiri kampanyası açtılar.

?

Tartı?Ÿmanın özü, ?“AİHM?’nin kararı Türkiye?’yi ba?Ÿlar mı??” sorusuna ba?Ÿlanıyor.

?

AKP, ?“Ba?Ÿlamaz, tek bir davanın sonucudur?” diyor. Y?–K, tam tersini söylüyor.

?

Peki AİHM ne diyor?

?

Davayı ve Türkiye?’deki durumu iyi? bilen bir yetkiliyle konu?Ÿtum ve ?Ÿöyle bir yanıt aldım:

?

?“Bizim kararımız, ?œniversiteye türban ile gidilemeyece?Ÿi hakknıda bir kısıtlayıcı karar de?Ÿil.? Biz, Türk anayasa mahkemesinin aldı?Ÿı kısıtlama kararının İnsan Hakları Sözle?Ÿmesine aykırı olmadı?Ÿı sonucuna vardık. E?Ÿer Türkiye, bu konudaki yasalarını de?Ÿi?Ÿtirir, Anayasa? mahkemesinin kararı da de?Ÿi?Ÿirse, o zaman AİHM?’ne açılacak yeni bir dava ile ilgili sonuçta de?Ÿi?Ÿebilir...?”

?

Bu yasalar kaldıkça,? AİHM?’nin kararının Türk iç hukuku açısından bir içtihat yarattı?Ÿı ortada.

?

?žimdi asıl sorulması gereken soru, AKP?’nin acaba bu karardan ?hareketle, türban konusunda köklü? kararlar mı hazırladı?Ÿı olmalı.

?????????????????????????????????????????????????????????? *????????????????????? *????????????????????? *

?

?

DEMİREL BİR

GER?‡E?žİ TEKRARLIYOR...

?

?“...Siyasi iktidarlar seçilerek gelecek, seçilmeyerek gidecek. Bu yerle?Ÿtirilmedi?Ÿi takdirde, ça?Ÿda?Ÿ devletten bahsedilemez. Bunu yerle?Ÿtirmenin yolu da belli:
Siyaset, siyasetçiler arasında yapılacak. Milletin malı olan ordu bir tarafta, milletin bir kısmının siyasetçisi öteki tarafta. Böyle siyaset yapılamaz... E?Ÿer ülkemde, ba?Ÿka ülkelerde oldu?Ÿu gibi siyasi iktidarlar seçimle gelip, seçimle gitseydi, bugün Türkiye çok farklı olurdu.
Türkiye ihtilallere karı?Ÿmasaydı, bugün 6 bin dolar milli gelirli Türkiye olmazdı.
?‡ok daha derin, çok daha de?Ÿi?Ÿik Türkiye olurdu. Ben olan olmu?Ÿ diyorum.
Bundan sonra olmasın diyorum. Kim bugünkü siyasi iktidarı be?Ÿenmiyorsa, çıksın meydanlara. Dü?Ÿürsün halkı arkasına. Kimse devletin silahlı gücünden falan medet ummasın.
Geçmi?Ÿte çok ki?Ÿi, o makamlara "ne duruyorsunuz pa?Ÿam" diye çok gitti.
Bunlar olmasın...?” (Sayın Süleyman Demirel?’in Sabah gazetesi Yavuz Donat ile 14.11.2005 tarihli söyle?Ÿisi )

Bu sözlere çok kızan oldu.

?“Neden ?Ÿimdi bu konuları ortaya atıyor?” dendi.

?“Nereden çıktı bu 35 inci maddenin de?Ÿi?Ÿtirilmesi?” diye ele?Ÿtirildi.

Ard niyetler arandı.

Demirel, bütün bunlara ra?Ÿmen, Türk Silahlı Kuvvetlerine darbe yapma, yönetime? el koyma yetkisi veren, İç Hizmet Yasasının 35. maddesinin? kaldırılması gerekti?Ÿi uyarısını tekrarlıyor.

Bu madde kalkarsa, TSK?’nın bir daha müdahele yapamayaca?Ÿı sonucuna varılamasa dahi, psikolojik bir etkisi olur.

Aslında Demirel bir gerçe?Ÿe? dikkat çekiyor.

O da, Türkiye toplumunun bugün geldi?Ÿi noktada ve bugünkü Uluslararası konjonktürde (özellikle AB ile müzakerelerin ba?Ÿladı?Ÿı bir süreçte) Türk Silahlı Kuvvetlerinin? siyasete müdahele edemeyece?Ÿidir.

Bu dönem artık kapanmı?Ÿtır.

Ola?Ÿanüstü bir durum, bir iç sava?Ÿ gibi geli?Ÿmelerle kar?Ÿıla?Ÿılsa dahi, TSK direkt müdahele edemez. Siyasi iktidar, TSK?’dan harekete geçmesini ister veya Ola?Ÿanüstü Hal ilan eder. Yani söz siyasi iktidara ait olur.

Demirel i?Ÿte bu gerçe?Ÿe dikkat çekmek istiyor.

?“Gelin, 35 inci maddeyi biz kaldıralım. AB?’nin zorlamasını beklemeyelim?”diyor.

Anlayana tabii...

?