Mehmet Ali Birand
 
DERDİMİZİ ANLATMAK HERŞEYİN BAŞINDA GELMELİ
 
 

DERDİMİZİ ANLATMAK

HERŞEYİN BAŞINDA GELMELİ

 

           

Avrupa ile müzakere yapmış olan diğer tüm aday ülkelerin başmüzakerecileriyle konuştum. Tümünün söylediği bir konu vardı: İletişim.

           

Aslında Türkiye ile Avrupa arasında hergün müzakere yaşanmayacak. Asıl müzakereler, hükümet ile Türk toplumu arasında yaşanacak. İkinci aşamada da, Türkiye’nin Avrupa kamuoyunu ikna etmesi gündeme gelecek.

           

Diğer aday ülke başmüzakerecileri bana sürekli şöyle bir manzara çizdiler:

           

“…Müzakere başlayınca çok kimsenin çıkarı bozuluyor. Bazıları da alışkanlıkları bozulduğundan dolayı rahatsız oluyorlar. Müzakere öncesindeki hava hemen bozuluyor ve AB aleyhtarları ön plana çıkıyor. En hararetli destekleyicilerin dahi tutumu farklılaşıyor. Sanayiciler şikayet ediyor. Tarımcılar ayaklanıyor. Belediyeler fazla para harcamak zorunda kalacaklarından dolayı hükümetin kapısını çalıyorlar. İşte bunlara hazırlıklı olmak gerekiyor….”

           

Peki ne yapılmalı ?

           

Bu konudaki yanıtların tümü de aynı :

           

“…Bilgi verilmeli. Toplum ve ilgili çevreler sürekli bilgilendirilmeli, Sivil Toplum Örgütleri sürekli işin içinde tutulmalı. Televizyonlarda sürekli tartışmalar açılmalı. Eğer bunu yapamazsanız, bir süre sonra müzakerelerin altından kalkılmaz noktaya girdiğini görürsünüz…”

           

Sadece içeriye değil, Türkiye’nin diğer sorunu dışarıdaki imajını da değiştirmek olacaktır. Bu da ısrarlı ve uzun soluklu bir kampanya gerektiriyor.

           

Ahmet Sever, iletişimden sorumlu olacak.

           

Avrupada doğmuş, eğitimini Avrupada almış ve olaylara gazeteci gözüyle bakabilen, namuslu, soğukkanlı, gerçekçi bir isim. Son derece yerinde bir seçim yapılmış.

           

Bence Ahmet Sever’in işi, Ali Babacan’dan daha zorlu. Ancak başarılı olacağından eminim. Zira, ona güvenenlerle çalışacak.

           

Eğer bizler de, Birleşmiş Milletler gözlemcisi gibi davranmaz ve elimizden gelen desteği verirsek, Türkiye bu zorlu işin altından kalkar.

           

Önemli olan, tartışmak, tartıştırmak ve bilgi dolaşımını sağlayacak bir ağ kurabilmektir. Ülkenin bu olanağı ve insanları vardır. Mutlaka resmi görevli olmakta gerekli değildir. İş adamımızdan futbolcumuza, gazetecimizden bilim adamımıza kadar, hepimiz işin bir yanından tutsak yeter.

           

Üniversitelerimiz dışarıda ve içerde toplantılar düzenleyebilirler.

           

Meslek dernekleri, sivil toplum örgütleri aynı amaçla kollarını sıvayabilirler.

           

Yapacağız, başaracağız.

           

 



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Hadi bir defa başladık...
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…