BABACAN’IN İLK SINAVI
BAŞARILI GEÇTİ
Ali Babacan dün, Başmüzakereci şapkasıyla ilk sınavına çıktı.
Başarılıydı.
Konuya hakim, sakin, dengeli ve gerçekçi bir manzara çizdi.
Konuşmasının en önemli yanı, anlaşılır olmasıydı. Neler yapılacağını, hangi alanlarda hangi kurumların çalışacaklarını ve hangi konuların ne sırayla ele alınacağını anlattı.
Üzerinde durduğu en önemli unsur, politikaların “ korkular” üzerine değil “ ilerleme” üzerine oturtulması gerektiği ile ilgili olanıydı.
İşte bürokrasimiz açısından en can alıcı nokta da bu.
Bürokrasimiz genelde tutucudur. Her bürokratımız kendisinin, Türkiye’yi korumak ve kollamakla görevli olduğuna inanır. Bu güzel bir yaklaşımdır. Ancak abartıldığında, özellikle de siyasi sorumluluğu alan iktidarların kararlarına karşı direnme şekline dönüştürüldüğünde işler yürümez duruma girer. Bunları geçmişte çok yaşadık.
AB ile müzakereler işte bu açıdan, bürokrasimiz için büyük bir deneyim niteliği taşıyacaktır. Bürokratlarımızın önünde de iki seçenek vardır. Biri, Ulusalcı yaklaşımla hareket etmek ve AB muktesebatını, Türkiye’yi mahvedecek bir olgu olarak görmek ve buna karşı direnmek. Diğeri, muktesebata uyum sağlarken ülkenin zora düşmemesini sağlayacak çözümler üretmek. İlki siyasi bir çizgidir. İdeolojilerle hareket edilir ve sadece önümüzü kapatır. İkincisi ise son derece dikkatli bir çalışma gerektirir.
Bu süreçte zorlanacak ikinci kurum TBMM olacaktır.
Binlerce yasa değişecektir.
Eğer bu değişiklikler, TBMM’nin bugünkü çalışma temposuyla çözülmeye çalışılırsa, sonu gelmez. Bu durumda da önümüzde iki seçenek vardır.
Biri, yasa kuvvetinde kararname ile değişiklikleri yapmak.
Diğeri, Polonya’lılar gibi, özel bir çalışma yöntemi ile -sadece AB konularına özgü- bir ivedili sistem bulmak.
Başarmamamız için ben hiç neden görmüyorum.
İşki isteyelim ve kalbimizi koyalım, yeter.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|