Mehmet Ali Birand
 
AB’nin KIBRIS YARDIMINI REDDEDİN
 
 

AB’nin KIBRIS

YARDIMINI REDDEDİN

 

Rumlar Annan planıyla ilgili referandumda HAYIR oyu verdikten sonra, BM Genel    Sekreteri Annan Güvenlik Konseyine yazdığı raporda, KKTC’ye uygulanan ambargonun hafifletilmesini önermişti. Uluslararası hava Türkiye tarafından esiyordu. Rumlar suçlanıyor ve yerden yere vuruluyorlardı. Washington’dan Brüksel’e kadar herkes Papadopulos’u suçluyordu. BM Güvenlik Konseyinin bu yöndeki kararını tek başına Rusya önledi.     

 

Buna karşılık  AB Bakanlar Konseyi, KKTC’ nin izolasyondan kurtarılması için,  AB Komisyonunu görevlendirdi. Komisyon da, bu direktife uyarak, KKTC’ye, bir yandan 259 milyon euro’luk bir mali yardım paketi, öte yandan da KKTC ile AB arasında doğrudan ticaret yapılması için iki tüzük hazırladı. Bunlar KKTC üzerindeki baskıları büyük oranda hafifletecekti.

 

Bu kararlar alınıp hazırlıklar yapılırken, Rumlar henüz yeni tam üye olmuşlardı. Papadopulos’un AB’ye yalan söylemesinin yarattığı tepkiler hala sürüyordu. Her yerden dayak yiyorlardı. Bundan dolayı seslerini çıkartmadan, sabırla beklediler. Aradan aylar geçti, referandumun tepkileri unutulmaya başlandı. Olay soğuyunca, Rumlar hareketlendiler.

 

Komisyon’un tüzük önerilerini salam politikasıyla erittiler. Şantaj yaptılar, bağırıp çağırdılar. Doğrudan ticaret olanağının sağlanmasının, KKTC’yi bağımsızlığa götüreceğini ve adanın bölüneceğini ileri sürdüler. Sonunda da istediklerini büyük oranda elde ettiler.

 

Önce, Mali Yardım- Doğrudan ticaret diyerek yola çıkılan tüzükler, sonunda kuşa döndü. Doğrudan ticaret tamamen yok edildi ve daha da ilginci Mali Yardım – çok açık olmasa dahi- koşulara bağlandı. KKTC’nin Maraş’ı geri vermesi,  Magosa limanının Rumlarla ortak işletilmesi  ve mülk sorununun Avrupa Mahkemesi çerçevesinde çözümlenmesi dilekleri tüzüğe sokuldu.

 

Yani, referandum sonrasında ödüllendirilmek istenen Türk tarafı, bugün gelinilen noktada cezalandırılır bir konuma sokuldu.

 

İnanılır gibi değil, ancak doğru...

 

Sadece Rumların, hatta Yunanlılarla birlikte boyları bu işin altından kalkmalarına yetmez. Onlara destek verenlere bakmak gerekiyor. İngiltere bir orta yol bulmaya çalışsa dahi, anlaşılan bazı üyeler Rumları destekliyor, belki de kışkırtıyorlar. Sanki Kıbrıs sorununu kullanıp, Türkiye ile 2006’da başlaması planlanan tam üyelik müzakerelerini ertelemeye hazırlanıyorlarmış gibi bir izlenim doğuyor.

 

Geçen haftaki daimi temsilciler (25 üye ülkenin Büyükelçiler düzeyindeki komitesi) toplantısında, herhalde Komisyon (özellikle Olli Rehn) gidişteki tehlikeleri ve tutarsızlıkları ortaya koymuş olacak ki, karar alınamadı. Dün yeniden görüşülecekti.

 

Eğer AB Konseyi (üye ülkelerden oluşan, karar verici organ) bu tutumunu sürdürür ve KKTC’yi ödüllendirmek yerine cezalandırma yolunu tercih ederse, KKTC bu yardımı reddetmelidir. Rakkam küçük değildir, KKTC’ye önemli bir katkı getirecektir, ancak bu gidişi durdurmak açısından, atılması gereken bir adımdır.

 

Belki henüz farkında değiliz, ancak Kıbrıs sorunu önümüzdeki yıl AB ile ilişkilerimizde son derece önemli ve belirleyici bir çıban başı olacaktır. Kamu oyu bu konudan bıktığı için yeterince ilgilenmiyor, oysa başımıza çok sorun çıkacaktır.

 

                                               *                                 *                      *


 

“ BİZİ BU DURUMA

DENKTAŞGİLLER SOKTU”

 

Geçen hafta KKTC Cumhurbaşkanı M.Ali Talat İstanbuldaydı.

 

Sabancı Üniversitesinde bir konuşma yaptı ve bugünlere nasıl geldiğimizi anlattı.

 

En çarpıcı saptaması, bugün AB’de Rumların tek başlarına kalmaları ve istediklerini yapabilmelerinin sorumluları olarak, 2002 Kopenhag doruğunda ve ardından da Lahey’deki (2004) toplantıda Annan planını reddeden dönemin Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ve onu destekleyen Türk yetkililer olduğunu söylemesiydi.

 

Çok doğru bir saptama.

 

Yunanistan’ın eski  Başbakanı Simitis’in son kitabını okuyanlar, bu gerçeği karşı tarafın ağzından dinlediler. Simitis, kitabında “Denktaş’ın evet demesinden korkuyorduk. Zira Türkler evet derlerse, bu defa Papadopulos Annan planını reddedecekti. Bu durumda da Kıbrıs AB’ye tam üye olamayacak ve tüm ümitlerimiz suya düşecekti...” diyor.

 

Papadopulos’da yeni açıklamaya başladı. Lahey’e, Denktaş kabul ederse, kendilerinin tüm riskleri alıp planı reddetmek üzere gittiklerini anlatıyor.

 

AB Komisyonu yetkilileri bana defalarca, Rumların Lahey’ de planı reddemeleri durumunda, tam üyeliklerinin erteleneceği ve çözüme kadar bekletileceği konusunda uyarıldıklarını defalarca söylemişlerdir.

 

İşin ilginç yanı, Denktaş Lahey’e, Ankara’daki bir doruk toplantısında alınan EVET denmesi kararıyla hareket etmesi, ancak -söylentilere göre- şimdi emekli olan bir kuvvet komutanının teşvikiyle, daha hava alanındayken “Biz hayır diyeceğiz” açıklamasıyla tüm politikayı değiştirmesidir.

 

Denktaş’ın, Lahey’de Annan’ın önünde Papadopulos’un konuşmasını dahi beklemeden, Türk tarafının bu planı kabul etmesinin imkanı olmadığını belirtmesi, Rumları kurtarmış ve tam üyelik mekanizmasının işlemesine yol açmıştır. Papadopulos, masada HAYIR demeden kurtulduğu Annan planını sonradan, referandumda halkına reddetirmiş ve bir taşla iki kuş vurmuştur. Hem Annan planını öldürmüş, hem de AB’ ye Türk tarafını dışarda bırakıp tam üye olarak katılmıştır.

 

İşte bugün bize kan kusturan Rumların, bugünlere nasıl geldiklerinin hikayesi.

 

Bu durumdan kimi sorumlu görmeliyiz?

 

Kendi kendimize kaçırdığımız bir olanağın acıklı hikayesi.

           

Uluslararası ilişkilerdeki altın kuraldır: Zamanlama çok önemlidir. Bir defa kaçırdınız mı, ne kadar haklı olursanız olsun, o fırsatı bir daha geri alamazsınız.

 



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- Hadi bir defa başladık...
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…