Mehmet Ali Birand
 
Annan, Rauf Denktaş için geliyor
 
 
Lefkoşa

BM Genel Sekreteri'nin beraberinde bir çözüm önerisi getirebileceği şeklindeki söylentiler rahatsızlık yarattı. Ankara, Kofi Annan'ın iyi niyet misyonunun, taraflara kağıt verme yetkisini kapsamadığına dikkat çekiyor.


Kıbrıs' ta gerilim var. Sokakta dolaşırken hemen görebiliyorsunuz. İnsanlar birşeyler olacağını hissediyor, ancak ne olacağını bilemediklerinden dolayı rahatsızlar.

- Ya anlaşmazlık olur ve eski sıkıntılı günlere dönersek ne olur ?
- Ya anlaşma olur ve elimizdeki kaybedersek ne yaparız ?
- Rumlarla birlikte mi yaşayacağız , evimizi mi kaybetme durumunda kalacağız ?

Bunlar gibi bitmeyen sorular soruluyor.

İnsanlar çözüm istiyorlar.

Ancak, çözüm uğruna herşeylerini kaybetmek veya belirsiz bir yaşamın içine düşmeyi de arzulamıyorlar. Bulundukları yerde, ellerindeki gayrimenkullerde yaşamak ve bu şekilde çözüme gitmeyi arzuluyorlar.

Yani ne pahasına olursa olsun da , çözüm gelsin denilmiyor.

Siyasi ve resmi çevrelerde daha da büyük bir gerilim hissediliyor.

Tabii bu arada bol miktarda da komplo teorileri üretiliyor. Amerikanın kolları sıvadığı, Avrupa Birliğinin harekete geçtiği ve gizli planlar yaptıkları anlatılıyor.

Son yenilik, Birleşmiş Milletler ( BM) Genel Sekreteri Kofi Annan'ın ani bir kararla Ada'ya gelmeyi kararlaştırması. 23 yıldır ilk defa bir BM Genel Sekreteri' nin kişisel müdahelesinin altından ne çıkacağı merak ediliyor.

ANKARA' NIN KOFİ ANNAN'A UYARISI VAR.

Ankara, pek renk vermek istemiyor, ancak Kofi Annan gezisinden rahatsızlık duyuyor. Bunun nedeni de, Annan'ın Denktaş ve Klerides ile masaya oturur oturmaz, cebinden bir kağıt çıkartması ve “Ben sizin için çalıştım ve şu ana kadar söylediklerinizi bir araya toplayarak formül geliştirdim. Tabii bunu aynen kabul etmeyebilirsiniz. Üstünde gereken değişiklikleri yapabilirsiniz… Ha unutuyordum, Washington'un her ikinize çok selamları var. ! “ deyivermesi. Belki şaka gibi geliyor, ancak emin olun ki değil.

Annan kağıt çıkartmayıp, arkasına aldığı ABD desteği ile ikna yeteneğini ( ! ) kullanmaya da kalkabilir. 

Her iki hal de, Ankara'nın işine gelmiyor.

Anlaşılan, New York' tan hareket etmeden önce dikkati çekilmiş.

Biliyorsunuz, BM Genel Sekreterlerinin “iyi niyet misyonu” 1975 yılında saptanmıştı. Türkiye' ye göre, bu misyonun çerçevesinde Genel Sekreter ortaya kağıt çıkaramaz. Çözüm önerisinde bulunamaz. Tarafları teşvik etmenin, çözümü kolaylaştırmanın ötesine geçemez.

Tabii Annan' ın farklı bir yaklaşımını önlemek de çok güç…

Aslında, Annan Denktaş'ı görmeye geliyor. Kuzeye geçme nedeni de belki bunu gösteriyor. Birleşmiş Milletler çevrelerinde Denktaş'ın ayak sürüdüğü kanısı yaygın.

RUMLARIN DA ÖNEMLİ KAYGILARI VAR…

Sadece Türk tarafı değil. Rumlar da bu geziden dolayı kuşkulular.

Onlar da, Kofi Annan'ın 12 Eylül yaklaşımını tekrarlamasından çekiniyorlar . Yani, Denktaş ile Klerides'in eşit statülerde bulundukları ve hedefin yeni bir Kıbrıs kurmak olduğu anlamına gelecek açıklama veya konuşmalar yapması. Hatırlayacaksınız, geçen yıl 12 Eylül'de Annan bu yönde bir adım atmış, ancak ardından Rumların büyük itirazlarıyla karşılaşınca korkup iptal etmişti.

BM Genel Sekreterinin ziyareti, neresinden bakılırsa bakılsın son derece önemli. Önümüzdeki aylarda yepyeni bir müzakere sürecine girileceğinin işaretleri şimdiden görülüyor.

Avrupa Birliği'nin Kıbrıs yaklaşımının ne olduğunu hala anlayabilmiş değiliz. Belki onlar da tam anlayamadılar. Kesin bir politikalarının bulunmadığı da açıkça görülüyor. Her kafadan bir ses çıkıyor. Bir başkentin söylediğini bir diğeri yalanlıyor. Dolayısiyle, top yine Amerika'nın sahasına geçiyormuş gibi görülüyor.

Tekrar etmekte yarar var. 

Kıbrıs'ta çözüm, sadece Rauf Denktaş'ın esnekleşmesiyle bulunamaz. Karşılıklı adımlar atmak gerekmektedir. 

Gözden kaçırılmaması gereken diğer bir nokta da, Ada'daki bugünkü gerçeklerin çözüm formülüne yansıması gerekliliğidir.

Türk tarafı tekrar 1960 Anayasasına dönemez.

Bu olasılık, her iki taraf için de çok tehlikeli olur.


Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Hadi bir defa başladık...
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…