BU İŞ BOZULURSA
KIBRIS’TA GİDER...
Dikkat ediyorum da, bazı üye ülke diplomatları ve gazetecileri konuşurlarken, karşılarındakilere çok tepeden bakıyorlar. Kendilerine göre bir değer ve önem sıralaması yapmışlar ve bu sıralamaya uygun bir değerlendirmede bulunuyorlar.
En son örnek, Türkiye ile müzakerelerin başlaması. Türk limanlarının, Kıbrıs bandralı gemi veya uçaklara açılması sorunu...
Türkiye, hukuki açıdan haksız olduğunu biliyor. Kimi diplomatlar açıkça da söylüyorlar.
İşte AB’ye üye bazı ülkelerin edepsizlikleri de buradan kaynaklanıyor. Türkiye, üye ülkeleri çok net şekilde uyarmıştı. Limanların açılmasının, Gümrük Birliğine teknik bir parçası olduğunu, eninde sonunda çözüme ulaşacağını belirtmiş ve hemen şimdi boğazımıza basmamalarına, zamana bırakılmaları gerektiğini söylemişti.
Oysa, tam aksi durumla karşılaşıldı. İşte o zaman da insanın aklına, AB’deki bazı ülkelerin Türkiye’nin nasırına basmak istedikleri gibi bir fikir geliyor.
3 Ekim randevusu iptal olur veya Türkiye “ben bu koşullarda masaya oturmam” derse, ne olur?
Sanki Kıbrıs kurtarılmış mı olur?
Hayır, tam aksine Rumlar Kıbrıs’ın kuzeyine veda etmek zorunda kalırlar... Müslüman dünyası nasıl bir mesaj alır?
Herhalde, hristiyan dünyası ile müslümanlar arasına yeni bir yarık daha girer.
Yazık olmaz mı?
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|