NASIL M?ZAKERE ETTİLER? -4-
BYRON THEODOROPOULOS
?
Yunanistan?ın Ba?müzakerecisi Byron Theodoropoulos, 26 yıllık Avrupa Birli?i macerasında neler ya?adıklarını, sabahın ilk ı?ıklarına kadar süren pazarlıkları, müzakere heyetlerini nasıl olu?turduklarını uzun uzun anlattı. Haydi ?imdi sözü ona verelim. Biz istasyonda beklerken onların adım adım Avrupa Birli?i?ne nasıl yürüdüklerini ö?renelim.
?
- 1958'de Avrupa Ekonomik Toplulu?u -ki o dönem o ?ekilde adlandırılıyordu- daha yeni olu?mu?tu. O sıralarda İngilizler de Avrupa serbest ticaret bölgesi EFTA?yı olu?turuyorlardı. EFTA'ya tam üye olarak bize kapılar açılıyordu. Ama Avrupa Ekonomik Toplulu?u için sadece ortak üye olabilecektik. O dönemde bir iki komite kurulmu?tu. Ekonomistler, uzmanlar bir takım istatistikleri bir araya getirmi?lerdi. O dönem Ba?bakan olan Karamanlis bütün bunları bir kenara itti. Ekonomiden anlamıyordu. İstatistikleri de çok önemsemiyordu. Sadece ?unu söyledi: ?Ortak üye olsak bile Avrupa Ekonomik Toplulu?una girece?iz. Neden? ?ünkü bu öyle bir örgüt ki kendi içinde belli bir dinami?i var. Geli?ecektir. Di?er dinamikler statik dura?an kalacaktır? O dönemde bunu anlamı?tı. 1959'da ba?vurumuzu yaptık.
- Türk Dı?i?leri Bakanlı?ı?nda dostlarımdan Fatin Rü?tü Zorlu Yunanistan'ın da ba?vuru yaptı?ını duyunca gerçekten çok öfkelendi. ?ılgına döndü?ü anlatıldı. A?a?ı yukarı aynı dönemlerde ba?vurular yapıldı. Ancak biz müzakerelerimizi 1961'de tamamladık. Türkiye'de 27 Mayıs darbesi ya?andı. Türkiye Ortaklık Antla?masını 1963 yılında imzaladı. Tabii bizim 7 yıllık talihsiz bir diktatörlük dönemimiz var. O dönemde pekçok ?ey donduruldu. Avrupa Ekonomik Toplulu?u tarifelerin indirilmesi meselesini dondurmamı?tı. O dönemde diktatörlük nedeniyle biz de birtakım ?eyleri kaçırdık. Ortak tarım politikasına ba?ından katılamadık. ?ünkü ortak tarım politikası 1965'lerde olu?turulmaya ba?lanmı?tı. Böyle bir fırsat kaçmı? oldu. 1974?ten itibaren demokrasi tekrar tesis edildikten sonra Karamanlis? Ba?bakan olarak geri döndü?ünde ilk dü?ündü?ü ?ey ?u oldu; Acaba tam üyelik için nasıl hazırlanırız?
- 1975'te anayasanın belirli maddelerinde birtakım de?i?iklikler yapılmı?tı. Karamanlis bir ba?ka maddeyi daha de?i?tirmek istiyordu. E?er çok önemli bir ulusal çıkar söz konusu olursa parlamento 3'te 2'lik bir ço?unlukla egemenlik haklarını uluslararası bir örgüte devredebilecekti.
- KARAMANLİS İLE ECEVİT?İN GİZLİ RANDEVUSU-
?
- Topluluktaki di?er üyeler Yunanistan'ı aralarına almak için isteksiz davranıyordu. Yunanistan ile Türkiye arasında ya?anan ihtilaflardan ötürü Karamanlis bu konuda birtakım ?eyler yapması gerekti?ini dü?ündü. Yasal hukuk uzmanlarıyla, denizcilerle 1977 yılında birtakım görü?meler yapıldı, kararlar alındı. Ecevit ile 1978 ?ubat?ında Montreaux?de gizlice görü?tü. Ben de oradaydım. Nisan?da? Washington'da açık görü?me yapıldı. ?İki ülke aralarındaki diyalo?u Genel Sekreterlik peki?tirmeli? dendi. Türk tarafında? ?ükrü Elekda?, Yunan tarafında ben vardım. Bu diyalog yakla?ık üç yıl sürdü. Zaman zaman Ankara'da zaman zaman da Atina'da temaslar kuruldu. Somut sonuçlar çıkmadı ama yine de son derece faydalıydı.
- Kamuoyu üyeli?i destekliyordu. O dönemdeki hükümet için temel sıkıntı PASOK?un? yani muhalefet partisinin, çok güçlü bir direnç göstermesiydi. Bu muhalefet güçlü ve ikna edici olamadı.
- Brüksel İspanya, Portekiz ve bizimle aynı anda müzakere etmek istedi. Onların ?arapları, sebzeleri, meyveleri vardı. Ama sorunları daha da büyüktü. Dörtlü bir masa vardı. Bir tarafta her altı ayda bir de?i?en ba?kan vardı, yani Avrupa Konseyi Ba?kanı. Di?er tarafta Yunan heyeti ve ona ba?kanlık eden ben, sa?da ve solda di?er üyeler. O dönemde toplulu?un 9 üyesi vardı. Kapalı kapılar ardında, koridorlarda bir nevi ?mutfak diplomasisi? yapıldı. ?ye devletlerin ba?kentlerinde çok faal olmak gerekiyordu. Brüksel'de iki müzakere çerçevesi vardı. ?ünkü Avrupa Komisyonu ile de ayrıca müzakere etmek durumundaydık.Teknotratlar bazen gerçek sorunlarla ilgili daha çok bilgilendiriyorlardı. ?ye devletlerden daha çok bilgilendik. Dolayısıyla üç farklı noktada dönen bir sirk gibi görebilirsiniz bunu. Resmi olarak Avrupa Konseyi Ba?kanıyla, gayri resmi olarak ba?kentlerle ve yine gayri resmi olarak AB komisyonunun teknokratlarıyla. Serttiler ama kaba oldukları söylenemez.
- Siz bu kulübün bir üyesi olmak istiyorsunuz. Bunun da bir tüzü?ü var. Siz gelip de o tüzü?ü de?i?tiremezsiniz. Bir takım geçi? süreçleri isteyebilirsiniz. İçerikle ilgili bir müzakere söz konusu de?il. Toplulu?a ?siz ?unu? do?ru yapamıyorsunuz hep birlikte gelin ?unu de?i?tirelim? diyemezsiniz. Bu yeni bir üye oldu?unuz zaman ayrı ama aday oldu?unuz zaman tüzü?ün mevzuatını oldu?u gibi kabullenmek zorundasınız. Geçi? dönemlerinde uyum için izin isteyebilirsiniz. ?ye olduktan sonra ba?ka de?i?iklik taleplerinde bulunabilirsiniz.
- 18 Aralık 1978. Gerçekten çok hayati bir müzakere dönemiydi.? Birkaç konu vardı müzakere edilmesi gereken.Sabah 9'da ba?ladık. Herhangi bir anla?maya varılamadı. Toplantıya ara verildi. Komisyon üyeleri i?in nasıl yürüdü?ünü takip edebilmek amacıyla sürekli iki taraf arasında gidip geldiler. Bu arada saat 2'yi bulmu?tu. Yeniden bir araya geldik, yeniden bölündük. Saat 5'te çay getirildi toplantıya ara verildi. Bu aralar çok hareketli geçirildi. Karamanlis sürekli toplantıdaydı. ?Artık konu?amıyorum? diyordu. Ak?am saat 10'u buldu. Karamanlis ?i?ler nasıl gidiyor? dedi. ?Evet birtakım sorunlar var? dedik çünkü son dakikalarda Hollanda heyeti yepyeni bir liste çıkardı. Meyveler ve sebzelerle ilgili. ?zel bir uygulamaya tabi tutulmasını istiyorlardı bu ürünlerin. Bir sessizlik olu?tu.?Hala vaktimiz var? diyordu. Ama gece yarısı olmu?tu. Kötümserli?e kapılmaya ba?lamı?tım. Komisyonun Genel Müdürü benim son derece sıkıntılı oldu?umu gördü. "Endi?elenme. Burada her ?ey bir kareogrofiye tabi tutuldu. A?a?ı yukarı sabaha kar?ı 4'te bitecek? dedi ve bu saatte de bitti gerçekten. Bu da i?in insani boyutu.
?
- YUNAN M?ZAKERE HEYETİ NASIL OLU?TU?-
?
- Kabinede Avrupa i?lerini takip eden bir bakan vardı ama bir siyasetçi de?ildi. Eski bir teknokrattı. Ekonominin her yönünü biliyordu. Karamanlis tayin etmi?ti. Yetkisi vardı. Müzakere heyetinde be? ki?i vardı. Ben de heyetin ba?kanlı?ını üstlendim. Bir di?er teknokrat daha vardı ticaret ve sanayiden sorumlu olan. Tarım konusunda uzmun olan bir yasal ve hukuk uzmanımız vardı. Her bakanlıktan seçilmi? birer heyet vardı. Hemen hemen her ?eyi müzakere edebilmeniz gerekiyor. Sebzelerden, hurda demire kadar. İ?, emek mevzuatından denizcili?e kadar çok geni? bir yelpaze söz konusuydu. Dolayısıyla her bakanlıktan bir kaç ki?i vardı.
- Bizim üyeli?imizden bu yana 25-26 yıl geçti. Birçok ?ey de?i?ti. Artık AB var. Bizim aday ülke olarak kar?ıla?tı?ımız sorunlar nispeten küçüktü. AB müktesebatı bizim dönemimizde 20 bin sayfaydı. Bugünlerde 120 bin sayfaya çıkmı?. ?ok büyük sıkıntılar var kar?ınızda.
?
Müzakerelerin en zor kısmı kendi birimleriniz, bakanlarınız arasında yapılan müzakerelerdir. ?ok ciddiyim. Bu çok zor. ?çüncü olarak da bir takım önceliklerinizi belirlemeniz lazım. Temel sektörlerle ilgili sanayi, tarım, emek piyasası ve her sektörün içinde de öncelikleri belirlemek lazım. Acaba tütün üretimimi mi öne çıkarmak önemli, yoksa pamuk mu? Bu gibi öncelikleri belirlemeniz gerekiyor. Bütün bu önceliklerin temelinde de esnek olabilmek lazım. Taktiklerinizi ?artlara göre uygulamanız lazım.?