Mehmet Ali Birand
 
Kıbrıs batakta... Son ümit Annan'da
 
 
Lefkoşa

Meğer boş yere ümitlenmişiz. Kıbrıs'ta tam bir bataklığa saplanılmış durumda. Eğer Kofi Annan etkili bir müdahelede bulunabilirse ve iki taraf tutum değiştirirse belki düzlüğe çıkılabilir. Aksi halde, Kıbrıs'ta çözüm ümidi görmüyorum.


CNN TÜRK'teki MANŞET programını izleyebildiniz mi bilmiyorum, ancak Salı günü, Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Klerides ve KKTC lideri Denktaş'ın yaptıkları açıklamalar, Kıbrıs sorununun hangi aşamada bulunduğunu ortaya çıkardı. Belirsizlikler ortadan kalktı ve durum net şekilde önümüze geldi.

Durum, tek kelimeyle batak.

Kıbrıs'ta 4 aydır bir santim ileri gidilememiş.

Klerides'i dinlediğim zaman, Kıbrıs Rum Yönetimi lideri bana mantıklı geldi. Türk tarafının beklentilerinden önemli bir bölümünün karşılandığı izlenimi edindim.

Hemen ardından Denktaş'ı gördüm. Birlikte Klerides'in söyleşisini izledik ve ardından görüşlerini açıkladı.

Doğrusunu söyleyeyim, kafam yine karıştı.

Denktaş beni eskilere götürdü. Söyledikleri önemliydi. Bu kelimelerle anlatmadı ancak şöyle özetleyebilirim:

“Biz egemen bir Devlet olmak istiyoruz. İlerde yine bir sorun çıkarsa, kendimizi garantiye almayı planlıyoruz”.

Çok ayrıntıya girmeden, kimin ne öneride bulunduğunu şu şekilde anlatabilirim…

KLERİDES

· 1960'ı bırakalım. Yeni bir devlet, yeni bir anayasa oluşturalım. Ortak bir meclisi ve lideri olmalı.
· Merkezi hükümetin yetkisi kısıtlı olmalı (Dış+Maliye) Ortak kararlarda Türk tarafının belirli oranda onayı şart tutulmalı. Biri istediğini diğerine zorla kabul ettirmemeli. Siyasi eşitliği kabul ediyoruz.
· Merkezi hükümetin altında iki egemen (Türk ve Rum) Devlet veya Kanton olmalı. Bunlar tamamen kendilerini yönetmeliler. Kendi anayasaları, kendi yargıları, polisi, askeri, meclisi, yasaları olmalı. Merkezi hükümet, bu 2 kanon veya Devlet'e hiçbir şekilde müdahele edememeli.
· Garanti anlaşması aynı şekilde devam edebilir. Türk ve Yunan askeri (sayıları müzakereye açık) Ada'da kalabilir.
· Toprak ve Göçmen konusuna henüz ayrıntılı girilmedi, ancak ne kadar çok Rum göçmen geri dönebilirse, anlaşmayı referandumda o kadar kolay kabul ettirebilirim.
· Yerleşme, seyahat etme ve mal edinme serbestileri belirli bir süre için askıya alınabilir ve aşamalı devreye sokulabilir.

DENKTAŞ

· Merkezi Hükümetin anayasası olmasına gerek yok. Merkezi Hükümet, iki tarafın liderleri veya seçilmiş temsilcileri temas etmeliler. Bu hükümette hem siyasi hem de sayısal eşitlik istiyoruz.
· Türk ve Rum tarafları egemen birer Devlet olmalılar. Bu devletler bir tehlike gördükleri zaman birbirlerinden ayrılabilmeliler. Türk tarafının egemenliği mutlaka kabul edilmeli. İki egemen devlet arasındaki ilişkiler zayıf ipliklerle örülmeli. İsterlerse ilerde birleşmeliler.
· Bu konudaki görüş farklılıklarımız azdır. Aynı yaklaşımı bizde sürdürüyoruz.
· Yeni bir Filistin yaratamayız. Aramıza Rum göçmenler alamayız. Toprak sorunu, karşılıklı takas usulüyle çözülmelidir. Bunun başka yolu yoktur.
· İki egemen Devlet, ne zaman yerleşme, seyehat etme ve mal edinme serbestisine karar vereceğini ilerde kararlaştırır.

TÜRKLER : KONFEDERASYON RUMLAR : TÜL FEDERASYON

İki taraf arasında görüş farklılığı hem büyük, hem de o kadar büyük değil. Temel sorun, Türk tarafının kuşku ve kaygılarından oluşuyor.

Rumlar kendilerine, bizim kendimize inandığımızdan daha fazla güveniyorlar. Belki arkalarında Batılı başkentleri (BM, Washington, Brüksel.. vs) hissettiklerinden dolayı bu şekilde hareket ediyor olabilirler. Peki, biz neden böylesine kuşkuluyuz? Neden böylesine geçmişte yaşıyoruz? Neden yeni bir sayfa açamıyoruz? Neden Rumlar kadar olamıyoruz?

Bu işin altında bir sorun var.

Kıbrıs sorunu, sahipsiz şekilde bir yönden öbür yana vurup duruyor. Türkiye'nin geleceğini etkileyecek olan böylesine önemli bir sorun sahipsiz.

ANNAN YEMEKTE İKNA EDİLEBİLECEK Mİ?

Şimdi bütün ümitler BM Genel Sekreteri Kofi Annan'da. Acaba, bataklığa saplanmış olan görüşmeleri kurtarabilecek mi?

En önemli görüşme, dün gece iki liderle birlikte yiyeceği yemekte gerçekleşecekti. Kofi Annan'ı ikna eden, durumunu kurtarabilecekti. Siz bu satırları okurken durum belli değildi.

Dışardan bakılacak olursa, Rauf Denktaş sıkıntıda… Ancak anahtar hala Ankara'da, oysa orada kafalar çok karışık…

Yarın size yeni izlenimleri aktaracağım.


Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- Hadi bir defa başladık...
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…