ULUSLARARASIİLİŞKİLERDE
HAKKANİYET YOKTUR…
Avrupa Birliği yetkililerinineski açıklamalarını hatırlıyorsunuz değil mi ?
Annan planının tartışıldığıdönemlerde, Türk tarafının bu planı kabul etmesi durumunda önünün açılacağı veyalnızlıktan kurtulacağı söylenmişti. Hele referandumda KKTC kabul edip, Rumlarreddedince sert tepki göstermişlerdi. Rumlar eleştirilmiş ve KKTC’yi bir oranda izolasyondan çıkartabilmekamacıyla AB Komisyonu bir yönetmelik hazırlamış ve KKTC ile AB ülkeleriarasında direkt ticaret gündeme getirilmişti.
Bu adım son derece önemliydi,zira böylece KKTC ayrı bir varlık olarak kabul edilmiş olacaktı.
Rumlar ve Yunanlılar, ilk aylarda sesleriniçıkartmadılar. Referandumdan sonra patlayan fırtınanın dinmesini beklediler.Ancak ardından hareketlendiler. Zira AB gerçeklerini bizden daha iyibiliyorlardı.
Avrupa Birliği yetkilileri bizesöz vermemişlerdi. Kendi görüşlerini ve beklentilerini açıklamışlardı. AB’ninresmi söz vermesinin, ancak Bakanlar Konseyi kararı olduğunu biliyorlardı.
Bizler, demeçleri “söz verme”diye algılamıştık. Rumlar ise, pusuya yattılar. Nitekim, sonunda da onlarınyaklaşımları sonuç verdi. AB’ye tam üye olduktan sonra, Yunanistan ile birliktemekanizmaları durdurdular.
AB için Kıbrıs önemli bir gündemmaddesi olmadığı için de, Rumların baskısına -bir süre sonra- boyun eğdiler.Demeçler unutuldu ve eskiye dönüldü.
Bu olaydan birkaç dersçıkartmamız gerekiyor:
- Avrupa Birliğinin kendine özgü bir işleyişi vardır. 25üye ülkenin de ikna edilmesi gerekir. Bir tek ülkenin dahi bazı kararlarıengelleme olanağı vardır.
- Avrupa Birliğine giren kazanır, dışarıda kalan ise üyeülkelerin ortak görüşüne boyun eğer.
- Uluslararası ilişkilerde HAKKANİYET diye bir şeyyoktur. Her şey her an değişebilir. Önemli olan, bu değişime ayakuydurabilmektir.
Özetlemek gerekirse, AB’yi bututumundan dolayı eleştirelim, baskı altında tutalım, ancak kızıp sırtımızıdönmeyelim. Aksine onları ikna etmeye çalışalım.
BÖLÜNMEYE İTİYOR
Avrupa Birliğinin Kıbrıs ile ilgili attığı adımlar bende, uzunca süredir artan bir izlenimi pekiştirdi. AB, belki bilerek, belki bilmeyerek Kıbrıs’ın ikiye bölünmüşlüğünü pekiştiriyor.
Rumlar, referanduma HAYIR diyerek, bu yönde ilk adımlarını atmışlardı. Türk tarafıyla birlikte yaşamak istemediklerini açıkça göstermişlerdi.Rumların, özellikle Avrupa Birliğine tam üyeliği garantiledikten sonra, Kıbrıs çözümüne genel yaklaşımı : Bütün adayı biz temsil ederiz ve yönetiriz, Türklere de son derece geniş bir öz yönetim hakkı veririz, şekline dönüştü.
Şimdi, AB’yi zorlayarak bu yöndeki adımları daha da hızlandırıyorlar. Eğer AB, KKTC’yi izolasyondan kurtarma konusunda biraz adım atmış olabilseydi, farklı olurdu. Oysa bu izolasyonun devamını kararlaştırdırlar. KKTC’yi tam anlamıyla duvara sıkıştırdılar. Eğer bu şekilde Türk tarafının boyun eğeceğini sanıyorlarsa, çok yanılıyorlar.
Kıbrıs sorunundaki gidiş, Türklerin değil, Rumların aleyhine gelişiyor.
Belki müzakerelerde zorlanacağız, 10-15 yıl AB ile ilişkilerimiz etkilenecek, ancak Türk tarafının tutumu daha da sertleşecek. Başka çare yok. Hiçbir Türk hükümeti farklı hareket edemez.
İşin bu yanını kimse göremiyor veya görmek istemiyor.
Nasıl Avrupa Birliğinin bazı gerçekleri varsa, Türkiye’nin de bazı gerçekleri var. Eğer AB, bu yolla Türkiye’nin tam üyeliğini engellemek veya geciktirmek istiyorsa, Rumları kullanarak sonuca gitmesinin çok güç olacağını da bilmesi gerekir.
* * *
İÇKİ KADAR , SİGARA İLE
NEDEN İLGİLENMİYORSUNUZ ?
AKP belediyelerinin içki yasakları konusundaki duyarlıklarını büyük bir merakla izliyorum. Ne olup ne bittiğini bilmeyenler “ Bravo şu AKP belediyelerine, bak halkın sağlığına ne de önem veriyorlar !” diyebilirler.
Öyle değil mi, baksanıza Başbakanımız dahi, trafik kazalarının büyük bölümünün alkollü şöförlerden kaynaklandığını söylüyor. AKP’liler, bu içki yasaklarıyla, Türk halkının sağlığını güvenceye almak istediklerini belirtiyorlar.
Diyelim ki, bu iddia doğrudur.
Peki, sıhhatimize bu kadar duyarlıysalar, o zaman neden sigara içme yasağıyla bu kadar ilgilenmiyorlar? Üstelik yasaları da çıkmış, ancak uygulanmıyor.
Doğrusunu söylemek gerekirse, AKP belediyeleri takiyye yapıyorlar.
Niyetleri, sağlık filan değil. İdeolojilerini herkese kabul ettirmek amacıyla hareket ediyorlar.
Yanılıyorsam lütfen bana yazın ve ikna edin.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|