Mehmet Ali Birand
 
KÜRT FANATİKLERİN ETKİSİ ARTIYOR
 
 

KÜRT FANATİKLERİN

ETKİSİ ARTIYOR

 

Dünkü yazımda Türk milliyetçilerin yaklaşımlarını incelemiştim. Sonunu da “Ben bu gidişten korkuyorum” diye bitirmiştim.

           

Korkuyorum, zira Türkiye özellikle önümüzdeki dönemde yol kazalarına çok açık bir ülke konumuna girecek. Avrupa Birliği ile katılma müzakerelerinin başlaması, bu zemini daha da kayganlaştıracak.  Kuzey Irak’taki, nereye gideceği bilinmeyen  durum işleri daha da zorlaştıracak. Kışkırtmalar için müsait bir zemin oluşacak.

           

Korkumun diğer yanı, Kürt kökenli vatandaşlarımızın içindeki gelişmelerden kaynaklanıyor.

           

Geçenlerde Kürt kesimin önde gelen siyasi kanaat önderlerinden biriyle konuşurken çok dikkatimi çekti.

           

Durum karma karışık.

           

Önce genel yaklaşıma bakalım.

           

Kürt kökenli vatandaşların genel yaklaşımı ayrılıktan yana değil. Federasyon gibi formülleri de benimsemiyorlar. Çoğunluk, hayatından memnun olmasa dahi, geleceğini Türkiye’ye bağlamış durumda. Onlar için ne Kuzey Irak ile birleşmek, nede ülke içinde bir başka yönetim şekli. Çoğunluğun istediği, iş-aş ve temel haklardan yararlanmak.

           

Bu çoğunluğun sözlerine dikkat ettiği kanaat liderleri de aynı yaklaşımı paylaşıyorlar.

           

Zana ve arkadaşları da hazırlıklarını sürdürüyorlar. Henüz ne zaman partileşeceklerine karar vermiş değiller. Durumu değerlendiriyorlar. Günü geldiğinde, DEHAP yerini Zana ekibine bırakacak. Zana ve arkadaşları temel yaklaşımlarını saptamış durumdalar:

           

Türkiye’ nin üniter yapısını tartışmamak, Türk bayrağına dokunmamak.

           

Bu arada İmralı’dan gelen mesajların da, Demokratik çözüm konusunda yoğunlaştığı ısrarla tekrarlanıyor.

KÜRT RADİKALLER

DENGEYLE OYNUYOR

 

İşte bütün bu gelişmelerin tam ortasında bir azınlık var ki, işleri karıştırmak için elinden geleni yapıyor. Kürt milliyetçiliğini körükleme yarışını hızlandırıyorlar. Bir bakıyorsunuz, şimdiye kadar akıllı, sağduyulu açıklamalar yapan isimler çıkmışlar ve tam aşırı görüşleri savunuyorlar.

           

Kürt radikalleri ateşle oynuyorlar ve kimse de onlara dur diyemiyor.

           

Federasyon bayraklarıyla ortaya çıkıyorlar.

           

Türk bayrağıyla oynuyorlar.

           

Türk milliyetçilerinin nasırına basmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Zaten asıl hedefleri Türk milliyetçileri. Onları kışkırttıkları taktirde işlerinin daha da kolaylaşacağı hesabındalar.

           

Yanlış bir başka hesapları daha var. O da, Avrupa Birliğine güveniyorlar. AB zırhının hep devam edeceğini sanıyorlar. Türkiye nin elleri ve kollarının bağlandığına inanıyorlar.

           

Oysa yanılıyorlar.

           

Avrupa Birliği aday bir ülkenin bölünmesine hiçbir zaman göz yummaz. Türkiye’yi fikir özgürlüğü ve temel haklar konusunda uyarabilir, ancak radikalleri kesinlikle korumaz.

 

ANKARA DA, BU KARGAŞAYI

NASIL OKUYACAĞINI BİLEMİYOR

 

Kürt radikallerin bu tutumları ve her kafadan çıkan sesler Ankara’da kafaları karıştırıyor.

           

Kim dinlenmeli?

           

Kime önem verilmeli ?

           

Ankara’da neyin ne olduğu biliniyor, ancak henüz radikaller ile sistemden yana olanlar arasında bir ayırım yapılamıyor.

           

Oysa bu çıkmazdan kurtulabilmenin yolu, hem Ankara’nın hem de Kürtlerin belirli noktalarda uzlaşı bulmalarından geçiyor.

           

Ankara artık, tüm Kürtleri aynı pota içinde gördüğü izlenimini veren politikalardan, açıklamalardan mutlaka kurtulması gerekiyor. AKP hükümeti, Kürt kökenli vatandaşlarımızın beklentilerini -özellikle ekonomik alanda- karşılamalı veya karşılayamıyorsa da, bunu açıkça söylemeli. Oysa hükümetten sadece sert mesajlar çıkıyor. Mesajların hedefleri de ayırım gözetmiyor. Radikaller ile diğerlerini birbirlerinden ayırmıyor.

           

Kürt toplumunun kanaat önderleri de, artık radikallerine dur demek zorunda olduklarını görmeliler. Zira, herkesin katkısıyla, çok uzun mesafe alındı ve son derece olumlu bir aşamaya gelinmişken, şimdi küçük grupların oyununa gelinmesi yazıktır.           

           

Şu iki günlük yazı dizisinde neden korktuğumu inşallah anlatabilmişimdir. Eğer hep birlikte hareket etmezsek, sonra faturayı da birlikte ödeyeceğiz.



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- Hadi bir defa başladık...
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…