Kıbrıs, her geçen gün biraz daha çözümsüzlü?e kayıyor. Kar?ılıklı inatla?manın ötesine gidilemiyor. Buna kar?ılık Türkiye ve Yunanistanı yönetenler hala seyirci kalıyorlar. Politik risk almamak için, i?in içine girmek istemiyorlar. Denkta? ve Klerides ise kısır döngüyü kıramıyorlar. Günahtır, her iki ülkenin gelece?i siyasi çıkar için göz göre göre tehlikeye atılıyor.
?ıldırmak mı gerekir, oturup a?lamak mı, bir türlü karar veremedim.
Herkes her?eyi konu?uyor, en gereksiz konular tartı?ılıyor, tamamen spekülasyona dayalı seçim senaryoları ile zaman harcanıyor, ancak Kıbrıs konusunda kimse ?ne oluyoruz?? diye do?ru dürüst soru sormuyor.
Türkiye'nin geçmi? 50 yılını i?gal eden ve çözümlenmedi?i taktirde, önümüzdeki 50 yılını da zehir edebilecek potansiyele sahip Kıbrıs konusu, hayatlarının son 50-60 yılını birbirleriyle mücadeleyle geçirmi? iki liderin ki?isel inisiyatiflerine bırakılmı? durumda.
Bir yanda, haklı veya haksız ?ekilde, geçmi?te ya?ayan de?er yargılarını 30 yıl önceki olaylara dayandıran, artık de?eri kalmamı? strateji hesapları yapan Rauf Denkta?.
?te yanda, gözümün önündeki gerçekleri hala içine sindiremeyen, çözümü sayısal ve siyasi e?itlikte de?il, yeni bir Kıbrıs in?a etmek yerine, kar?ı tarafın elini kolunu ba?lamakta ve eline geçirdi?i Uluslararası konjonktürden yararlanmayı hesaplayan Glafkos Klerides.
Kusuruma bakmasınlar, kendilerine saygısızlık etmek istemem, ancak ne yazık ki küçük dünyalarındaki kısır döngü içinde ya?ıyorlar. Oysa çözmeleri için onlara bırakılmı? olan sorun, biri 70 milyonluk ve bölgede gerçek güç olabilecek Türkiye'nin , di?eri de AB üyesi ve zenginle?me yolunda en önemli adımları atmaya ba?layan Yunanistanın geleceklerini direkt etkiliyecek.
Böylesine hayati önemde bir konu?
??Z?MS?ZL???N FATURASI SON DERECE Y?KSEK
Bu sorun ?imdi çözümlenemedi?i taktirde, Türkiye ilerde AB'ye tam üye olabilmek için Kıbrıs'ta bugünkünün üç dört misli ödün vermek zorunda kalacak ve bunca ödün veremeyece?i için AB'yi dı?ardan seyredecek. Tam üyelik kapısı kapanmı? olacak böyle bir durumda, Yunanistan ile istenen yakınla?ma ve Ege'deki barı? havası olu?turulamayacak. Gerilim sürdükçe de, ekonomisi üstündeki askeri harcama yükü artacak, zenginle?mesi güçle?ecek ve bölgesel bir güç olmak yerine, ABD'nin jandarmalı?ından öteye geçemeyecek.
Kıbrıs'ta çözüm bulunamadı?ı taktirde, bundan hem Yunanistan, hem de Kıbrıs'lı Rumlar zarar görecekler. Böyle bir olasılıkta, büyük tepki göstermek ve AB ile ili?kilerini askıya almak zorunda kalacak olan Türkiye, Kıbrıs Rumlarına rahat vermeyecektir. AB pastasını rahatça yiyip, daha da zenginle?mesini seyretmekle yetinmeyecek, gerginlik artacaktır. Bu da ister istemez Türk-Yunan ili?kilerine yansıyacaktır. Ege'deki barı? ortamı bitecek, eski günleri hatırlatan sertle?meler ya?anacak, bu da Yunan ekonomisini etkiliyecek. Turizm aksayacak, Euro'ya geçi? için kullanılan fonların bir bölümü tekrar Savunmaya gidecek, 2004 Olimpiyatları öncesinde bölgede kara bulutlar dola?maya ba?layacak.
BUNLARI ?NLEMEK YERİNE SEYREDİYORSUNUZ
Yukarıda de?indi?im olasılıkların yarısının bile, hem Türk hem de Yunanlı yöneticileri uykusuz bırakması gerekir. Ankara ve Atina'nın hemen kolları sıvayıp, Kıbrıs'ı Denkta? ve Klerides'in elinden kurtarıp, duruma el koymalarını gerektirir.
İsmail Cem ile George Papandreu, Orta Do?u'ya gidip zamanlarını ayırdılar ve çözüme katkıda bulundular. Bundan dolayı tebrik edildiler. İsmail Cem, son derece ba?arılı ?ekilde Kafkas konusuna el koydu. Ermeni ve Azeri'leri bulu?turdu. Alkı?lar aldı.
Peki sevgili dostlar, Ankara ve Atina o kadar uzaklara el uzatabiliyor da, tamamen kendi ülkelerinin hayatı çıkarlarının söz konusu oldu?u Kıbrıs'a neden sırt çevriliyor?
Yoksa politik riskleri fazla oldu?u, dolayısıyla iktidar partilerinin ?u sıralarda böyle bir risk almak istememesinden dolayı mı, uzaktan izleniyor? İ?i Denkta? ve Klerides'e ihale etmek daha mı i?lerine geliyor? Bu liderler, Kıbrıs konusu ilgilizlikten dolayı bir kazaya u?radı?ı taktirde, ülkelerinin uzun vadeli çıkarlarını tehlikeye atacaklarını görmüyorlar mı?
SORUMLU OLURSUNUZ VE Hİ? BİRİNİZİ AFFETMEYİZ
Ankara ve Atina?yı yöneten Ba?bakanlar, Ba?bakan Yardımcıları ve Dı?i?leri Bakanlarının bilmeleri gereken bir nokta var:
İç politika kaygılarıyla Kıbrıs'a gereken zamanı ayırmaz, gereken ihtimamı göstermez ve iki ba?kent arasında gereken diyalo?u kurmayarak bu süreci de?erlendirmezseniz, Türk ve Yunan kamuoyuları yakanızı bırakmayacaktır.
?ocuklarımız ve torunlarımıza kar?ı sizler sorumlu durumda kalacaksınız. İstedi?iniz kadar vatan millet edebiyatı yapın, istedi?iniz kadar suçu kar?ı tarafa atın. Bizleri inandıramayacaksınız. ?ünkü bir bölümümüz, iki taraf arasındaki mesafenin kapatılamayacak kadar olmadı?ını ve biraz zaman, biraz çaba ve iyi niyet gösterildi?i taktirde, artık bıkkınlık veren, gelece?imizi körletecek olan bu sorunun çözülebilece?ini biliyor.
Ben Kıbrıs'ın hayati stratejik bir önemi olmadı?ını biliyorum. Kimse gelip bu konuda ders vermeye kalkı?masın. Bugünkü haliyle kaldı?ı taktirde Türk tarafının daha da fakirle?ece?ini ve i?te o zaman Kıbrıs'ı gerçekten kaybedece?imize inanıyorum. Aynı ?ekilde, Kıbrıs'lı Rumların da, bugün çözüm için gereken son birkaç adımı atmadıkları taktirde, Ada'nın Kuzeyini bir daha göremeyeceklerini de biliyorum.
Gelin, hep birlikte zarar vermek yerine, hep birlikte gerçekçi olalım, saçma milliyetçilik sloganlarından kendimizi kurtarıp, ülkelerimizin önünü açalım.
Bir defalı?ına birer Yunanlı ve Türk gibi hislerle de?il, gerçek bir Avrupalı gibi mantıkla, çıkarlarımızı iyi hesaplayarak hareket edelim ve dünyayı ?a?ırtalım?