Mehmet Ali Birand
 
KÜRT SORUNU DEĞİŞTİ BİZ HALA GEÇMİŞTEYİZ (1)
 
 

KÜRT SORUNU DEĞİŞTİ

BİZ HALA GEÇMİŞTEYİZ (1)

 

Türkiye yepyeni bir Kürt sorunuyla karşı karşıya. Artık, 1980-1990’larda yaşananlar çok geride kaldı. Bu dönemde PKK, vahşi bir ayaklanma ve  terör estirerek kendini ispatladı. Kimini korkutarak, kimini öldürerek fırtına estirdi. Hem dehşet saldı, hem de Kürt halkının temsilcisi durumuna girdi. Kürt kökenli vatandaşlarımız arasında da, “Kürt” kimliğini yerleştirdi. İlk defa, “ben Kürdüm” demekten dahi korkanlara cesaret verdi. Etnik kimliği ön plana çıkarttı. Kürtçülüğü de benimsetti. Diğer amacıda, mümkünse bir halk ayaklanması yaratmak, “kurtarılmış bölgeler” oluşturmaktı. Ancak, bu isteklerini elde edemedi. Terörle bir yere varılamayacağı ortaya çıktı. PKK başarısız kaldı.

 

Bugünkü manzaraya baktığımızda, bambaşka bir durumla karşı karşıyayız. Bugünkü durum, 80-90’larla karşılaştırılamayacak kadar ciddi. Sadece terör kullanarak yapılan mücadeleye karşı çıkmak kolaydır. Kim daha güçlüyse o taraf kazanır. Nitekim, TSK bu savaşı kazandı.

 

Ancak, bugünkü Kürt sorununun boyutları çok farklı.

 

Bugün artık karşımızda “dağ Tükleri!” yok. Tek işi adam öldürmek olan PKK’da yok.

 

Bugün karşımızda Kürt kimliğini yeniden keşfetmiş, bunu açıkça söylemekten, savunmaktan çekinmeyen, hakkını arayan, bunu elde etmek için gerektiğinde sokağa inip gösteri yapan, PKK’ya ve simge olarak Öcalan’a sahip çıkan, örgütü ve liderini bizim gibi terörist diye nitelemeyen, demokratik hakkını kullanarak çoğunlukta olduğu yerleri yönetenleri seçen, büyük bir Kürt kökenli Türk vatandaş kesimi var.

 

Bu kesimin ağırlığı, eskiye oranla çok daha büyük ve Devletin kararlarında etkin. Devlet, eskiden hiç umursamazken artık bazı  politikalarını uygularken bu kesimin tepkilerini de dikkate alıyor.

 

Örneğin, Öcalan’ın idam cezasının infazı neden ertelendi sanıyoruz? Irak savaşıyla ilgili tezkerede Kürt ağırlığını unutuyor muyuz? Kürtçe yayın ve eğitim sadece AB için mi serbest bırakıldı?

 

Hayır... Hayır... Hayır...

 

Bu kesim, Güneydoğunun bir bölümünü, oylarıyla seçtiği  Belediye başkanlarıyla bizzat yönetiyor(!)

 

İçimizde, ağırlıklı ve sayıları milyonları aşan bir Kürt kesimi var ve bu ağırlık hergeçen gün artıyor. Bu kesimin önemli bir çoğunluğu da, beğenelim veya beğenmeyelim, PKK’yı  hala terör örgütü gibi görmüyor. PKK’yı silahlı bir muhalefet, Öcalan’ı da lider olarak görüyor.

 

DIŞIMIZDAKİ KÜRT

SORUNU DAHA DA BÜYÜK

 

Şimdiye kadar sizlere, içimizdeki durumun resmini çekmeye çalıştım. Kürt sorununun 80-90’lı yıllara oranla nasıl şekil değiştirdiğine dikkat çekmeye çalıştım.

 

Bir de, dışımızdaki Kürt sorunu var.

 

80-90’lı yıllarda olmayan bir sorun.

 

80-90’lı yıllarda, Kuzey Irak, Türkiye’nin arka bahçesiydi. Önceleri, bu bölgeye sığınan PKK’ya karşı Saddam’la anlaşarak sıcak takip yapılabilir, 1 inci Körfez savaşından sonra da, istediği gibi bölgede “tank koşturabilirdi”. Aynı dönemlerde, Barzani ile Talabani birbirleriyle savaştıkları için, Türkiye iki Kürt liderin bu zaafından yararlanıp, onları dahi PKK’ya karşı kullanabilirdi.

 

Bir de bugüne bakalım.

 

Kuzey Irak’ta, bağımsızlığını ilan edebilmek için ABD’nin gözünü kırpmasını bekleyen, zenginleşen bir Kürt devleti var. Barzani ve Talabani, çıkarları uyuştuğundan dolayı güç birliği içindeler. Daha da önemlisi, Talabani ve Barzani ile PKK artık düşman kardeş değiller. Türkiye Kürtleri ile Irak Kürtleri ilginç bir dayanışma içindeler. Artık eskisi gibi, çıkar çatışması yok. Aksine, ortak politikalar üzerinde görüşbirliği yaygınlaşıyor.

 

Kuzey Irak’taki “Kürt egemenliği” arttıkça Türkiye’deki Kürt kesimlerin de beklentileri yükseliyor. Henüz bağımsızlık veya otonomi peşinde koşmasalar dahi, federatif bir yapıyı özlüyorlar. Kendi bölgelerinde daha fazla söz sahibi olmayı planlıyorlar. Özetle, siyasi haklarının genişlemesini arzuluyorlar.

 

BU MANZARAYA

BİZ NASIL BAKIYORUZ?

 

Gördüğünüz gibi, artık çok boyutlu, bambaşka bir Kürt sorunuyla karşı karşıyayız. 80-90’larda işi silahla çözebiliyorduk. Bugün, hem içerde hem de Uluslararası alanda durum çok farklı.

 

Peki, bu büyük değişimin farkında mıyız?

 

Başbakan’ın ve Güvenlik güçlerinin yeni yaklaşımları var mı?

 

Varsa nedir?

 

Yoksa, nereye gidiyoruz?

 

Yarın devam edeceğim.



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Hadi bir defa başladık...
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…